Selahattin Demirtaş: Mezarları kıranın kafasını kırarız

Selahattin Demirtaş: Mezarları kıranın kafasını kırarız

 

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nusaybin'de PKK'lı mezarlarının tahrip edilmesiyle ilgili olarak "Buradan halkımıza açık çağrı yapıyorum, hatta partililerimize talimat olarak belirtiyorum. Mezarlar kutsaldır, mezarları kıranın gerekirse kafasını kırarız. Çok açık söylüyorum" dedi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Suriye'deki Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Eşbaşkanı Asya Abdullah ile Büyükşehir Belediyesi Konukevi'nde yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erbil'de düzenlenmesi planlanan Kürt Ulusal Konferansı'nın ikinci kez ertelenmesiyle ilgili soru üzerine, parti olarak konferansın kısa süre içerisinde gerçekleşmesi taraftarı olduklarını, ancak yeterli hazırlık yapılmadığı için ertelenme olduğunu söyledi.

Kuzey Irak Federal Bölgesel Seçimleri nedeniyle bir kez daha ertelenme yaşandığını kaydeden Demirtaş, şöyle konuştu:

"Artık belirlenen tarihte en güçlü şekilde yapılması için herkesin çaba sarf etmesi lazım. Bütün partilerin şunu bilmesi lazım. Her parti ulusal kongrenin yapılması konusunda halka verdiği sözle karşı karşıyadır. Bu kongrenin daha fazla ertelenmesi ve yapılmaması yönünde uluslararası bazı kesimlerden ve bölgesel güçlerden müdahaleler olduğunu da biliyoruz. Asıl olan halkın beklentisidir. Bu doğrultuda hareket ederse güçlü bir ulusal kongrenin gerçekleşeceğine inanıyoruz. Delege sayılarıyla ilgili tartışma var ama bu çözülmeyecek mesele değil. Kongrenin ertelenmesi Kürdistan bölgesel seçimleriyle ilgilidir."

 

Bombalar hakkında konuşmak için erken

 

Bir gazetecinin "Bingöl'de otomobilde yakalanan patlayıcılar çözüm sürecinin provoke edilmesine yönelik midir?" sorusuna Demirtaş, olayın detaylarını bilmediklerini, konuyu basından takip ettiklerini belirterek, olay aydınlandıktan sonra görüş belirtmelerinin daha doğru olacağını söyledi.

"Hükümetin adım atması gereken bir dönemin en kritik aşamasındayız, hükümet adım atmadığı her dakika süreci zora sokmuş oluyor" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:

"Bu ülkenin Başbakanı çıkmış 'Süreç falan yok. Parti olarak biz demokratik açılım yürütüyoruz, ortada bir süreç yok' diyor. Süreç yoksa hükümetin bugüne kadar yaptığı görüşmeler, İmralı'da, Kandil'de yürütülen temaslar, çalışmalar, hükümet açısından anlam ifade etmiyorsa, hükümet süreci zaten bitirmiş demektir. 200 kilogram bombaya falan da gerek yok. Hükümet bu süreci bitirmişse herkes bildiğini yapar. Bu da aylardır büyük çabayla oluşturulan bu atmosferin tuzla buz olması demektir. Şu anda hükümetten bu çözüm anlayışına yakışır çalışma görmedik. Üsluba ve söyleme bile yansımadı. Düşünün 100 yıllık bir sorunu çözüyoruz, hükümetin halen bir söylemi bile değişmedi. Halen baskıcı dil kullanılıyor. Kürt siyasi iradesini küçük gören, hor gören bir anlayış var. Kürtler bunu kabul etmez."

 

PKK’lı mezarlarının tahrip edilmesi

 

Demirtaş, Nusaybin'de PKK'lıların halk tarafından oluşturulmuş mezarlarının askerler tarafından tahrip edildiği ve bir cenazenin çıkarılıp götürülmesiyle ilgili olarak da "Çözüm sürecini tahrip eden, provoke eden şeyler. Bu tür şeyler olur. Dünyanın hiçbir yerinde mezarlara yönelik saldırı bugüne kadar kabul görmedi, hangi din ve inançta olursa mezarlık kutsaldır. Bir halkın evlatlarının mezarlarını tahrip etmek, o halkın isyan etmesi için yeterli bir gerekçesidir" dedi.

"Mezarlara yönelik bir tutum tek başına halkı isyana yöneltmekten başka bir şey değil" ifadesini kullanan Demirtaş, şunları söyledi:

"Bu mezarları tahrip edenleri hükümet soruşturacak mı? İçişleri Bakanı, valilik mezarları tahrip eden askerler hakkında soruşturma açacak mı? Yoksa normal mi davranacak. Bunların hepsini izleyeceğiz. Buradan halkımıza açık çağrı yapıyorum, hatta partililerimize talimat olarak belirtiyorum. Mezarlar kutsaldır, mezarları kıranın gerekirse kafasını kırarız. Çok açık söylüyorum. Mezarlara yönelik kimin olursa olsun bir PKK'lının, bir Müslümanın, bir Ermeni'nin, bir gayrimüslimin olur kim saldırırsa partimiz, halkımız bu konuda en net tavrı göstersin. Müsaade edilmesin, en sert, en net tepki de bu konuda ortaya konulsun."

"Anadolu Ajansı'na serbest, Kürt çocuğuna yasak, yarın öbür gün okullar açılacak. Biz de parti olarak bu konuda yapılan hazırlıkları destekleyeceğiz" diyen Demirtaş, şunları söyledi:

"Kimse bizim çocuklarımıza zorla andımızı okutamaz, istediği dilde zorla eğitim yaptıramaz. Bu bir çelişkidir. Anadolu Ajansı'nın Kürtçe yayın yapmasını küçümsemiyorum, yapsın mutlaka önemlidir. Bütün haber kanalları özgürce bütün dillerde yayın yapsın. Bu değerlidir. Ama devlete serbest olan Kürtlere yasaksa bunun altında başka şeyler aramak lazım. Bu çok samimi bir yaklaşım olmaz. Devletin şunu kafasına koyması lazım. Kürtler anadilde eğitim yapacaktır, bir gün bunu göreceğiz. Bunu engelleyecek hiçbir siyasi güç yoktur. Su akacak yatağını bulacaktır. Başbakan bile kendi söylediğine inanmıyor. 'Anadilde eğitim olmayacak, bu ülkeyi böler' diyor ama kendisi de söylediği şeyin gerçek olmadığını biliyor. Parlamentoda başka, anayasa tartışmasında başka, Anadolu Ajansı'nda başka siyaset, devletin çelişkisinden kaynaklıdır."

 

İmralı ziyareti için başvurduk

 

Demirtaş, İmralı ziyaretiyle ilgili girişimde bulunduklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Adalet Bakanlığı'na arkadaşlarımız bugün başvuru yaptı,10 gün içerisinde ziyaretin gerçekleşmesini bekliyoruz. Hükümete göre süreçte tıkanıklık yok. Hükümetin beklentileri gerçekleşti. Neydi beklentisi ateşkes olsun, geri çekilme olsun. Onlar da gerçekleşti. Şimdi halkın beklentisi var, Hükümetin bunu yapması gerekiyor ki halkın içi rahat etsin. Hükümet bunu yapmadığı sürece süreç risk ile karşı karşıyadır. Bunu ben söyledim diye demiyorum. Bu realitedir siyasetin doğası gereğidir. Müzakerenin, diyaloğun kopmaması için herkes elinden geleni yapmalıdır. Biz de bu doğrultu da çaba sarf edeceğiz. Ama öyle büyük umutların, güçlü heyecanların yaşandığı müzakere aşamasında değiliz. Hükümet artık hazırlık içinde olduğu paketi, güçlü hale getirir ve tatmin edici bir adıma dönüştürürse yeniden umutlar canlanır ve süreç çok daha hızlı şekilde ilerler. Öcalan ile görüşme gerçekleşirse bu konular bir daha orada masaya yatırılmış olacak. Bu konudaki son yaklaşımlarını görmüş olacağız."