Selda Bağcan, “Seçimleri umutla bekliyoruz, mesele orada. Bu ülke hiçbir zaman bu kadar açlığa düşmedi. Milyonlar aç. Bunu söylemek ayıp da değil suç da değil. Çünkü herkes aç. Daha nasıl anlatalım? Hiç bu duruma düşmemişti bu ülke, hiç!” dedi.
Birgün’den Işıl Çalışkan’ın sorularını yanıtlayan Bağcan, şarkı sözlerinden dolayı müzisyenlere gözdağı verilmesi için baskı gördüklerini söyledi; politik atmosferi ve sanatçıların durumunu, “Herkes korku içinde. ‘Gak’ diyeni alıyorlar, ‘guk’ diyeni alıyorlar. Ortam kötü. Özellikle komedyenler çok korkuyor. Eskiden komedyenler hicivle siyasileri eleştirirdi. Eskiden insanlar gülerdi böyle şeylere. Levent Kırca olsun Metin Akpınar olsun… Şimdi çocuklar itiraz ediyor, yapamıyoruz diyorlar. Metin Akpınar, Müjdat Gezen yine yapacağını yapıyor ama gençlerin ödü patlıyor” diyerek değerlendirdi.
Twitter’da bir şey yazmayı bilmediğini, arkadaşlarına söylediğini onların da yazar gibi yapıp yazmadıklarını anlatan Bağcan, “Bana kalsa neler yapacağım… Madem yazamıyorum bari günlüğüme yazayım diyorum. O günlük bulunursa başıma neler gelir bilmiyorum” dedi.
“Haksızlıklar var. Neler yapmıyorlar insanlara… Aslında benim yazı dilim de çok iyidir ama bu konuda tembelim” diyen Bağcan, şöyle konuştu:
“Seçimleri umutla bekliyoruz, mesele orada. Bu ülke hiçbir zaman bu kadar açlığa düşmedi. Milyonlar aç. Bunu söylemek ayıp da değil suç da değil. Çünkü herkes aç. Daha nasıl anlatalım? Hiç bu duruma düşmemişti bu ülke, hiç!”
Bağcan, “Geçen günlerde Kürtçe Türküler adı altında bir albüm yayımladınız. 1991 yılında ilk Kürtçe şarkı söyleyen kişi oldum demiştiniz. Bugün bu türküleri bu albümde buluşturmak bir duruş olarak değerlendirilebilir mi?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“91’de Kürtçe yasağı kalktığında Kürtlerden önce ben söyledim türküleri. Onlar 91’de cesaret edemediler. Yasağın kalktığına güvenemediler. Daha önce yasak olması çok ayıptı. Kürtçe türküleri gizli gizli dinlerdik ve ben çok üzülürdüm. Yasak kalktığı gibi söyledim. Günümüze gelirsek, Halk TV’deki Serhan Asker’de çıkmıştı. Sokak müzisyenleri Kürtçe söylediği için onlara kötü davranıyorlarmış. ‘Orada çalma, burada çalma’ diye. Çocukları yerlerinden ediyorlarmış. Onları dinleyince üzüldüm. Birdenbire bir şimşek çaktı dedim ‘Ben bu çocukları da albüme katayım 3 parça yaptırayım’ 10 parçalık bir albüm olsun. Şimdi onlar stüdyoya giriyor; bitirmek üzereler. Yakında toplu şekilde çıkacak.
Öte yandan Bağcan pandemi nedeniyle getirilen müzik yasağının da saçmalık olduğunu ifade etti; “İnsanlar, mekânlar ancak 12.00’den sonra para kazanacaklar. En azından gece 2’ye kadar uzatılmalı. Müzisyenler intihar etti, ötesi var mı? Çocuklar mahvoldular. Sendikal çalışma yok. Ayrıca devlet bu kadar mı hazırlıksız yakalanır. İnsanlar aç yahu, insaf!” görüşünü aktardı.