Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selim Temurci, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararı kesinleşirse ve görevden el çektirilirse İstanbulluya, İstanbul'un iradesine çok büyük bir saygısızlık ve haksızlık olur. Seçim İstanbul'da tekrarlandığında da Türkiye'de ilk mesajı atan insanlardan biri olarak söylüyorum, Tayyip Bey, kendi eliyle bir siyasi kahraman yaratıyor, o da çok iyi bilir ki halkın iradesine bu şekilde engel olmaya çalıştığınızda bunun sonucu bellidir, aslında Tayyip Beyin siyasi geçmişi olayın nasıl sonuçlanacağını bize söylüyor” dedi.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtlayan Temurci, İmamoğlu hakkında verilen hapis ve siyasi yasak cezaları hakkında konuştu. Temurci, “Tayyip Bey, Türkiye'yi kendi geçmişiyle asla bağdaşmayan bir tabloyla karşı karşıya bıraktı. Ama dediğim gibi bu iki kişiyle sınırlı değil, bizim partimizde de ben dahil bazı arkadaşlarımız benzer şekilde yargılanıyoruz, Türkiye'de maalesef böyle bir süreci ülke olarak yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Temurci, İmamoğlu davasında davaya bakan hâkimin görev yerinin değiştirildiğini hatırlatarak, “Bu şahsi bir mesele değil, yarın herhangi bir muhalif siyasetçi de susturulmak istendiğinde mahkeme başkanları değiştirilebilir, başka konular gündeme gelebilir, bunların yaşanabileceğini gösteren tipik bir örnek” diye konuştu.
“Önümüzdeki süreçte bu kararın istinafta ya da Yargıtay'da hızlı bir şekilde tamamlanıp Ekrem Bey'i siyasi yasaklı hale getirebileceğini daha yüksek bir olasılık olarak görüyorum” öngörüsünü dile getiren Temurci, “Asla ülkemize, demokrasiye yakışır bulmuyorum ama geçmişte yaşananlar ve şu an geldiğimiz süreç bunların olabileceği yönündedir” dedi.
Temurci, “Ekrem İmamoğlu meselesi, şu anda karar kesinleşirse ve görevden el çektirilirse İstanbulluya, İstanbul'un iradesine çok büyük bir saygısızlık ve haksızlık olur. Seçim, İstanbul'da tekrarlandığında da Türkiye'de ilk mesajı atan insanlardan biri olarak söylüyorum, Tayyip Bey, kendi eliyle bir siyasi kahraman yaratıyor, o da çok iyi bilir ki halkın iradesine bu şekilde engel olmaya çalıştığınızda bunun sonucu bellidir, aslında Tayyip Beyin siyasi geçmişi olayın nasıl sonuçlanacağını bize söylüyor” değerlendirmelerinde bulundu. Temurci, şöyle devam etti:
“Niçin böyle bir yol izlendi, şunu biliyoruz ki İstanbul seçmenin neredeyse yüzde 20'sini aşan bir kitleyi elinde bulunduran bir şehir, manen ve maddeten İstanbul'da Büyükşehir'i elinde tutan bir iktidar seçimde avantajlıdır, İstanbul seçimi etkileyecek bir şehirdir. Böyle şehirde Büyükşehir belediye başkanının başka bir partinin elinde olarak seçime girilmesini istemeyen bir irade olduğunu, İstanbul belediye başkanlığı muhalefetin elinden alınmaya çalışıldığını görmek lazım.
Bunun tam tersi olabilir mi, ittifakta bir kaos amaçlanmış olabilir mi, olabilir. Tabii ki bir partinin başka bir partinin iç işlerine karışmaması lazım, şu anda Gelecek Partisi olarak Mansur Bey veya Ekrem Bey'le ilgili değerlendirmeyi Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yapacak ama şöyle bir tablomuz yok mu; örneğin Gelecek Partisi'nin Teşkilat Başkanı olarak ben de ‘bu masada başbakanlık yapmış bir lider var, ben de kendi genel başkanımın aday olmasını isterim’ diyorum ama altı liderin birbirine vermiş olduğu bir söz var; cumhurbaşkanı adayı bu masada ortak olarak belirlenecek, hal böyleyken bizim burada isim belirtmeden şunu söyleme hakkımız olduğunu düşünüyorum, ülkenin yaşamış olduğu bu büyük hukuk garabeti, büyük yolsuzluk ekonomisi içerisinde bu seçim köprüden önceki son çıkıştır, burada bizim, ‘pardon’ deme şansımız yoktur, ilk turda en yüksek oyu alabilecek adayla seçime girmemiz gerekir. Sadece bu seçime değil, hem cumhurbaşkanlığında en yüksek oyu alacağız, hem parlamentoda mutlaka 300'ün üzerinde -ki 360'ı geçmesi en büyük hedefimiz- bir parlamento aritmetiğiyle bu işi sonuçlandırmamız lazım ki bu ülkeyi tekrar demokrasiye, parlamenter sisteme, hukuk devleti ilkelerine geri dönüştürebilelim. Dolayısıyla, ben de bunu söylüyorum; ‘en yüksek oyu alabilecek, toplumun her kesimini kucaklayabilecek, kutuplaşmanın bir parçası olmayacak bir adayla yeni bir dönemi başlatalım’ demek bir istektir, bu isim belirtmek anlamına gelmez, biz şu anda Gelecek Partisi'nde Sayın Genel Başkanın talimatıyla isim konusunu parti içinde konuşuyoruz ama çıkıp medyada isim belirtmiyoruz.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğn’ın üçüncü kez adaylığı konusunda, anayasa hukukçularının, “seçim tarihinden bir-iki ay önce yapılan seçim, erken seçim sayılmaz, hiledir” değerlendirmeleriyle ilgili de Temurci, şu görüşleri ifade etti:
“Ben, Tayyip Bey'in böyle tartışmalı bir şekilde cumhurbaşkanlığı seçimine gireceğini düşünmüyorum. Burada bir-iki aylık bir süreyi bu kadar kötü kullanarak tartışmalı bir cumhurbaşkanlığı seçimini Türkiye'ye hediye etmez diye ümit ediyorum. Tayyip Bey, üçüncü kez aday olabilir ama şartı Meclis'in 360 vekille seçim tarihinden en az 2 ay öncesine seçim kararı almasıdır, seçim 18 Nisan'dan öncesine alınırsa 3. kez aday olması söz konusudur. ‘Ben, mayısta da aday olurum, 18 Haziran'da da aday olurum’ dendiğinde Meclis niçin Tayyip Bey'e, ‘aday olabilirsin’ desin? 400'ün üzerinde bir sayıyla anayasa değişikliği yapabiliyorlarsa mümkün, Türkiye'nin bütün eksiklerine rağmen hâlâ hukuk devleti olduğuna inanmak istiyoruz.”
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.