Selvi: AK Parti'nin öncelikli hedefi partili cumhurbaşkanlığı, sonra yeni anayasa

Selvi: AK Parti'nin öncelikli hedefi partili cumhurbaşkanlığı, sonra yeni anayasa

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, AKP'nin yeni anayasa çalışmalarına ilişkin olarak, önceliğin partili cumhurbaşkanlığına çevrildiğini yazdı. "AKP'de Meclis’teki dengeler dikkate alındığında, partili Cumhurbaşkanlığı’nın gerçekleşmesi daha gerçekçi bulunuyor" diyen Selvi, "AK Parti çevreleri ile konuştum. Partili Cumhurbaşkanlığı için Anayasa’nın 101. maddesinde yer alan, 'Varsa partisi ile ilişiği kesilir' hükmünü değiştiren bir anayasa teklifi ile geliyorlar. Partili cumhurbaşkanlığının ardından yeni anayasa gündeme gelecek" ifadesini kullandı. 

Selvi'nin Hürriyet'te "Partili Cumhurbaşkanlığı ve Anayasa ne oldu" başlığıyla yayımlanan (6 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Sadece başbakan değişmedi.

Davutoğlu hükümeti gidip Yıldırım hükümeti gelmedi.

Yeni hükümetle birlikte, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yeni bir denge kuruldu.

Binali Yıldırım, ilk MKYK toplantısında, “Cumhurbaşkanımız bizim liderimiz. Bu konuda bir tartışma yok. Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın partisiyiz. Bu hareketin bir lideri var ve bu lider başımızda. Tüm çalışmalar ve süreçler Cumhurbaşkanı ile istişare edilerek, uyum içinde yürütülecek. Liderimizle yürümek lazım. Fiili durum bu” demişti.

Bakanlar Kurulu’nun belirlenmesinde ise bazı isimler üzerinde farklı düşünmelerine rağmen, Başbakan’ın tercihlerini, Cumhurbaşkanı’nın iradesini yansıtan bir kabine oluştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da başkanlık sistemi ya da partili Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin anayasal değişiklikler gerçekleşmediği takdirde izlenecek yolu, “Parlamento’nun yeterli sayıyı yakalaması lazım ki, bu iş çözülebilsin. Eğer yeterli sayıyı yakalayamıyorsa, biz cumhurbaşkanı ve başbakan olarak uyum içinde milletimize hizmeti sürdürürüz” diye tarif etmişti.

Cumhurbaşkanı, bir süre önce AK Parti milletvekillerine, “Birlikte uyum içerisinde çalışamaz mı? Çalışır. Ben Ahmet Necdet Sezer’le, Abdullah Gül’le çalıştım” demişti.

Bunları AK Parti’nin başkanlık sistemi ve partili Cumhurbaşkanlığı hedeflerinden vazgeçtiği anlamında paylaşmıyorum. Tam aksine yeni hükümetin öncelikli görevi; mümkünse başkanlık sistemini, yok eğer olmazsa partili Cumhurbaşkanlığı’nı gerçekleştirmek olacak.

Bu arada AK Parti’deki kongre süreci, başbakan ve genel başkan değişimi nedeniyle yeni anayasa çalışmaları kesintiye uğramış durumda.

Anayasa çalışmaları başbakan olmadığı durumlarda Ömer Çelik’in başkanlığında yürüyordu. Ömer Çelik Avrupa Birliği Bakanı oldu. Ayrıca aynı heyetle mi devam edileceği, revizyona mı gidileceği yoksa yeni bir heyet mi teşkil edileceği henüz belli değil.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da zaman zaman katkı yaptığı 12 kişilik heyette şu isimler yer alıyordu:

“Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Ahmet İyimaya, Mustafa Şentop, Hayati Yazıcı, Burhan Kuzu, Şeref Malkoç, Mehmet Uçum, Şükrü Karatepe, Taha Özhan, Ali İhsan Arslan, Abdülhamit Gül.” Siyasi heyete hukukçu olarak Prof. Dr. Adem Sözüer, Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemek ve Prof. Dr. Yavuz Atar katkı yapıyordu.

Heyet Anayasa’nın başlangıç ile temel hak ve hürriyetlere ilişkin bölümünü yazmaya başlamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kapsamlı bir anayasadan yana değil. “İçeriği belli ara başlıklardan, içeriği fıkralardan oluşan kısa bir anayasa yapılmalı” demişti. Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop da beş ana bölüm ile en fazla 150-160 sayfadan oluşan bir anayasanın ideal olduğu görüşünde.  AK Parti, başkanlık sistemini esas alan yeni anayasa hedefinden vazgeçmiş değil. Ancak Meclis’teki dengeler dikkate alındığında, partili Cumhurbaşkanlığı’nın gerçekleşmesi daha gerçekçi bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika gezisinin dönüşünde sarf ettiği, “Başkanlık sistemi ya da partili Cumhurbaşkanlığı... Çok da fark etmiyor. Bütün mesele partili Cumhurbaşkanlığı’nın içini nasıl dolduracağız” sözü, yeni dönemin şifresi hükmünde.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şeref Malkoç, partili Cumhurbaşkanlığı konusunda 6 maddelik anayasa değişikliği teklifinin hazır olduğunu açıklamıştı. Partili Cumhurbaşkanlığı’na fiili durumun anayasal durumla örtüşmesi olarak bakılıyor. Zaten 22 Mayıs kongresiyle AK Parti, fiili olarak partili Cumhurbaşkanlığı sürecine girdi.

AK Parti çevreleri ile konuştum. Partili Cumhurbaşkanlığı için Anayasa’nın 101. maddesinde yer alan, “Varsa partisi ile ilişiği kesilir” hükmünü değiştiren bir anayasa teklifi ile geliyorlar. Bir de yemin metninin bulunduğu 103. maddede bir değişiklik yapılıyor. Başbakan’ın görev ve yetkileri ile güvenoyu konusunda bir düzenleme olup olmayacağı henüz net değil.

Hükümet işi tamam, sıra önce partili Cumhurbaşkanlığı’nda sonra anayasada...