Selvi: AKP için tek başına iktidar hâlâ bıçak sırtı; HDP'nin hedef alındığı bir seçim kampanyası yanlış

Selvi: AKP için tek başına iktidar hâlâ bıçak sırtı; HDP'nin hedef  alındığı bir seçim kampanyası yanlış

Yeni Şafak gazetesi Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi, AKP açısından önümüzdeki 1 Kasım seçimlerinde alacağı oy oranından ziyade çıkaracağı milletvekili sayısının önemli olduğunu söyleyerek “AK Parti için, tek başına iktidar hala ‘Bıçak sırtı’ durumunda” dedi.

HDP konusunda yapılacak en büyük yanlışın, kutuplaştırıcı siyaset ve HDP'nin hedef alındığı bir seçim kampanyası olacağını söyleyen Selvi, “Unutulmamalı HDP hedef alındığında Kürtler, bu partinin etrafında kenetleniyor. AK Parti'nin bunu dikkate alarak, kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı bir dil kullanması gerekiyor. Çünkü bu seçimlere hiçbir parti yüksek bir motivasyonla girmiyor” ifadelerini kullandı.

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’te “1 Kasım seçimlerinin şifreleri” başlığıyla yayımlanan (30 Eylül 2015) yazısı şöyle:

Seçimlere 31 gün kaldı.

Son düzlüğe girilirken partilerin durumu nasıl, AK Parti tek başına iktidar oluyor mu, HDP yüzde 13 oy oranını koruyor mu, MHP inişte mi çıkışta mı, CHP bu seçimlerde ne yapacak?

Ekonomik veriler gibi siyasetin göstergelerinin de her gün izlenmesi gerekiyor. 7 Haziran sonuçlarından sonra siyaset Temmuz ayında bir tepki vermişti. Koalisyon görüşmeleri ve yeni hükümeti kurma süreci siyaseti şekillendirmişti. Temmuz ayından bu yana küçük çaplı iniş çıkışlar haricinde partiler yatay seyrini koruyor.

4 partinin Meclis'e girdiği dikkate alınırsa, AK Parti açısından bu seçimde alacağı oy oranından ziyade çıkaracağı milletvekili sayısı önemli. Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, ”15 ilde yüzde 1'den az oy farkıyla partiler arasında milletvekili kayması olabilir” dedi. AK Parti'nin oy oranı 7 Haziran'ın üstünde. Seçim kampanyasına başlangıç puanı olarak yüzde 44 olarak gözüküyor. 7 Haziran'a göre üç puanlık bir artış söz konusu. AK Parti 7 Haziran öncesinde Ocak -Mayıs ayları arasında 6 puan kaybetmişti. Seçim kampanyası başlamış ama AK Parti her ay 1.5 puan gerilemişti. Bu kez tersine bir durum söz konusu.

AK Parti'nin yükselişinde üç nokta ön plana çıkıyor.

1-7 Haziran'da tek parti iktidarının ortaya çıkmamasının Türkiye'ye yaşattığı “hükümet boşluğu”, istikrarın önemini ön plana çıkardı. 13 yıl sonra Türkiye ilk kez koalisyon arayışları ve “Hükümetsizlik” istikrarı önemseyen seçmenlerin AK Parti'ye yönelmesinde etkili oldu.

2-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis Başkanlığı ve koalisyon hükümetleri konusundaki uzlaşmaz tavrı, PKK ile etkin mücadelenin başladığı bir dönemde hükümette yer almaması MHP oylarında gerilemeye neden oldu. Şehit cenazeleriyle birlikte bir toparlanma sürecine girilse de AK Parti'den MHP'ye giden oylarda bir iki puanlık dönüş söz konusu.

3-7 Haziran'dan sonraki siyasi denklemde Saadet Partisi ve BBP'ye oy veren bir kısım seçmende, ”Oyumuzun siyasi denklemde bir etkisi olmadı. Tek başına iktidarı ortaya çıkaralım” diye hareket etme eğiliminde olduğunu ortaya çıkardı.

Geçen seçimde AK Parti iç enerjisinin bir bölümünü liste tartışmalarında harcamıştı. Bu nedenle sahaya çıktıklarında yeterince motive olamadılar. Bu kez tam aksine “Tahkim edilmiş” listelerle giriyorlar seçime.

Terörle mücadele ve ekonomi siyasette, tsunamiye neden olabilecek çapta iki güçlü fay hattı. Her ikisinde de yaşanan dalgalanmaya rağmen, AK Parti aleyhine korkulan bir durum oluşmadı.

Bununla birlikte AK Parti için, tek başına iktidar hala “Bıçak sırtı” durumunda. Yüzde 43-44 oy oranı ile AK Parti, tek başına iktidar umudunu koruyabilir. Tünelin ucunda ışık var, tek başına iktidar imkansız değil. Bu seçimlerde tek başına iktidarı yeniden elde etmek AK Parti için seçimlerde bir motivasyon nedeni olabilir. Yüksek bir moral ve inançla çalışmaya ihtiyaç var. Tabii kibre değil.

AK Parti için en kritik eşik; iki başlılık olacak. AK Parti'nin, ”kendi içinde ikilik var” görüntüsü vermemesi gerekiyor.

7 Haziran'dan sonraki süreci en iyi değerlendiren partilerden biri olan CHP'de bir puanlık bir yükseliş dikkat çekiyor. CHP, koalisyon arayışlarındaki yapıcı tutumu, terörle mücadelede iktidar-muhalefet ayrımına gitmeden, devletin yayında yer alan tavrıyla ilgi gördü. 7 Haziran'da ön seçim yaparak partide bir heyecan oluşturan CHP, ideolojik değil, ekonomik vaatleri ön plana çıkaran seçim stratejisiyle göz doldurmuştu. CHP'nin yeni seçim beyannamesi bugün açıklanacak. Ancak milletvekili listelerinde hiçbir değişiklik yapılmayarak, bir liste kavgasının yaşanmasının önüne geçildi ama bir heyecan dalgası oluşturulmadı.

Bu durum CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yüzde 25'in biraz üstünde yüzde 30'un biraz altında bir yerde durmak istediği şeklinde yorumlanıyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli, seçim gecesi erken seçim çağrısı yaparak, koalisyon çalışmalarına kapılarını sıkı sıkıya kapatarak izlediği uzlaşmaz siyaset nedeniyle partisinde hayal kırıklığına neden olmuştu. PKK ile mücadele sürecinde iktidara destek vermemesi, anayasal hükümete bakan vermemesi, Tuğrul Türkeş ve Meral Akşener depremlerini yaşaması nedeniyle 7 Haziran'dan bu yana en çok hasar gören parti oldu. Bu durum MHP oylarında önce 3 puanlık bir düşüşe neden olduysa da şehit cenazeleri nedeniyle oluşan milliyetçi duyarlılık MHP'nin kısmi olarak toparlanmasını sağladı ama bu durum MHP'yi oyları gerileyen parti olmaktan kurtaramadı.

MHP bu kez kıl payı milletvekili kazandığı yerlerde milletvekili kaybeden parti konumuna düşebilir.

7 Haziran seçimlerinde sürpriz bir çıkış yakalayan HDP'nin oylarında ise “yatay seyir” sürüyor. AK Parti ve CHP'nin Kürt oylarını kazanmaya yönelik etkili bir strateji ortaya koymaması ve şehit cenazeleri ile büyük şehirlerde yaşanan, “Kutuplaşma” HDP'yi tercih eden seçmenin pozisyonlarını korumalarını sağlıyor.

Ancak PKK-HDP ikilemini aşamaması, terörle arasına inandırıcı bir hat çizememesi, terörist cenazelerine verilen destek, HDP'nin algısında önemli bir gerilemeye neden oluyor. Erdoğan düşmanlığını itici bir güç olarak kullanarak 7 Haziran seçimlerine yüksek bir moral ve motivasyonla giren HDP, bu kez motivasyon sorunu ve mevcut oylarını korumanın telaşını yaşıyor.

Türkiyelileşme açılımı ile destek bulan HDP, 80 milletvekili ile girdiği Meclis'te ise bir varlık gösteremedi. Siyasi denklemde bir ağırlık sergileyemeyen HDP, PKK saldırıları karşısında, ”Türkiyelilik” açılımını koruyamadı. PKK, HDP'yi yendi.

HDP konusunda yapılacak en büyük yanlış, kutuplaştırıcı siyaset ve HDP'nin hedef alındığı bir seçim kampanyası olur.

Unutulmamalı HDP hedef alındığında Kürtler, bu partinin etrafında kenetleniyor. AK Parti'nin bunu dikkate alarak, kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı bir dil kullanması gerekiyor. Çünkü bu seçimlere hiçbir parti yüksek bir motivasyonla girmiyor.