Selvi: Devletin dinlenilmesi dün MGK'da ulusal güvenlik kapsamına alındı

Selvi: Devletin dinlenilmesi dün MGK'da ulusal güvenlik kapsamına alındı

Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, Türkiye gündemine oturan Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğluna ait olduğu öne sürülen sey kaydı ve "7 bin kişinin dinlendiği" iddialarına ilişkin, "Dinleme olayı artık ulusal güvenlik sorunu haline dönüştü. Dünkü MGK'da devletin dinlenilmesi, Ulusal Güvenlik kapsamına alındı" dedi.

"Görüyoruz ki, Pensilvanya'nın kulakları bir ahtapot gibi sarmış ülkemizi" diyen Selvi, "Bu dinlemeler paralel yapının suçüstü yakalanmasından başka bir şey değil" ifadesini kullandı.

Abdulkadir Selvi'nin Yeni Şafak gazetesinde "Dinleme ulusal güvenlik sorunu" başlığıyla yayımlanan (27 Şubat 2014) yazısı şöyle:

Dinlenilenler arasında ismimiz çıkmadı ya, karizmayı fena halde çizdirdik.

Hatta 'Biz sana gazeteci bilirdik. Dinlemede bile ismin çıkmadı' diye laf atanlar da çıkmıyor değil.

Biz yakında açıklanacak olan VIP listede yer alacağız diye karizmayı kurtarmaya çalışıyoruz.

Şaka bir yana esprisi bile ürkütücü bir şey dinlenmenin.

Ama görüyoruz ki, Pensilvanya'nın kulakları bir ahtapot gibi sarmış ülkemizi.

Tevhid-Selam örgütü kapsamında 7 bin kişinin dinlenmesi sadece tek bir soruşturma kapsamında yapılan dinleme.

Hem de silahlı terör örgütü kapsamında yapılan ve mahkemede delil olarak kabul edilen adli dinleme.

Taha Akyol ve Nazlı Ilıcak Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı karşıya olduğu en büyük, 'Derin Kulak' operasyonunun vahameti üzerine durmak yerine, olağanüstü bir çaba ile bu skandalı sıradan bir işlem gibi göstermeye çalıştıkları için istihbari dinlemeyi ortaya attılar.

İstihbari dinleme delil olarak kabul edilmez. Burada terör örgütü soruşturması kapsamında delil olarak kabul edilebilecek adli dinleme. Ayrıca ona takılıp istihbari dinleme konumuna düşenlerin ise CMK 140'a göre Cumhuriyet Savcısı denetiminde imha edilmesi gerekiyor.

Bunlar tam tersine imha etmedikleri gibi tapelerini düzenleyip soruşturma dosyasına koymuşlar. Zaten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, 2280 kişinin dinlenildiği tespitini bu dosyaları inceledikten sonra açıkladı. Tam 1706 kişi dinlenildikten sonra haklarında tape düzenlenip, soruşturma dosyasına konulmuş. 574 kişi hakkında ise soruşturma açılmış. Soruşturma dosyaları UYAP'a gerçek şahısların kimlik bilgileri ile girilmek zorunda. Burada 289 soruşturma X olarak girmiş dosyaya. Kimdir bu X'ler ve bu dinlemeler ne için kullanılacaktı?

Bu dinlemeler paralel yapının suçüstü yakalanmasından başka bir şey değil.

Bu ayrıca sürpriz değil. Mersin'de terör örgütü yöneticisi adı altında dinleme izni çıkarılıp, devletin valisi dinlenmedi mi?

Özel Yetkili Mahkemeler, 12 Eylül darbesinin ürünü olan DGM'lerin devamı olduğu için çok geniş yetkilere sahipler. Katalog suç dediğimiz CMK 137'de sayılan 14 ayrı suç türüne göre çok kolay bir şekilde dinleme kararı alabiliyorlar. Ayrıca terör örgütü kapsamında olduğu için bunlar her defasında ve sonsuza dek uzatılabiliyor. Yeni yasal düzenlemede sınır getirildi.

Cemaat, yargıda özel yetkili mahkemeler, poliste istihbarat, KOM ve Terörle Mücadele şubeleri şeklinde yapılandığı için, can damarını ele geçirmiş.

17 Aralık operasyonunda 2012 yılında UYAP'a bir dosya girip onun üzerinden 2 yıl boyunca dinleme yapmış, yeni suç dosyaları oluşturmuşlar 17 Aralık soruşturması kapsamında tam 34 dosyayı UYAP'a girip soruşturma numarası almışlar. Bunun içine bazı bilgileri yüklemiş, önemli bilgileri ise saklamışlar. Asıl felaket UYAP'a girip 10 ayrı soruşturma numarası almış ama hiçbir bilgi yüklenmemiş. Bu demektir ki, ileride tespit edilecek isimler daha önce açılan soruşturma dosyasının içine doldurulacak. Böylece önce dosya açılıp sonra insanlar suçlu hale getirilip hayatları karartılacak.

Kriptolu telefonlar dinlemeye karşı devletin mahrem görüşmelerinin yapılması için, 'Milli' bir yazılımla TÜBİTAK tarafından geliştirilmişti. Kısa bir süre önce görevden alınan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın başkanı olduğu BİLGEM tarafından üretilmişti.

Hasan Palaz, Başkanı olduğu BİLGEM'de çok stratejik bir çalışma yürütüyordu. MİT'le ilgili ARGE çalışmaları, haberleşme sistemiyle ilgili yazılımlar BİLGEM tarafından yapılıyordu. Bunun için 3238 sayılı Savunma Sanayi Kanunu'nda değişiklik yapan ve 2011 yılında çıkarılan 661 sayılı KHK ile Savunma Sanayi fonundan 220 milyon dolarlık kaynak ayrılmıştı. Bunun şimdiye kadar onda birlik bir bölümü kullanılmış. Sanıyorum bu gelişmelerden sonra MİT'le ilgili proje yeniden gözden geçirilir.

Dinleme olayı X şahsın ya da Recep Tayyip Erdoğan'ın dinlenilmesi değil. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın, Türkiye'nin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın dinlenilmesi durumu söz konusu.

Kendi savcıları tarafından dinlenilen MİT'le, fişleri servis edilen bir istihbarat kuruluşu ile yabancı istihbarat örgütleri işbirliği yapar mı?

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın kriptolu telefonu dinleniliyorsa, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve Bakanlar Kurulu üyelerinin devlet sırrına dair görüşmeleri yaptıkları kriptolu hat, böceklerle tespit ediliyorsa, buradaki sorun, 'Ulusal Güvenlik Sorunu' demektir.

Dinleme olayı artık ulusal güvenlik sorunu haline dönüştü. Dünkü MGK'da devletin dinlenilmesi, Ulusal Güvenlik kapsamına alındı. Zaten bu olay Ulusal Güvenlik sorunu olarak kabul edilmeyecekse, ne kabul edilecek?

Bundan sakın cemaatle mücadeleyi anlamayın. Başbakan bu mücadelesine devleti ve askeri bulaştırmak istemiyor. Doğru olanı yapıyor. Buradaki sorun tabanda hizmet edenler değil, Pensilvanya'nın uzun kulakları...