Selvi: Erdoğan ile Obama'nın görüşmesinde bir şeyler pişirildi

Selvi: Erdoğan ile Obama'nın görüşmesinde bir şeyler pişirildi

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD'de Barack Obama ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak, "Erdoğan ile Obama'nın görüşmesinde bir şeyler pişirildi. Türkiye’nin Kuzey Suriye'deki itirazları ABD nezdinde etkili oldu" dedi. Selvi, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkan Obama ile görüşmesinin üzerinden 24 saat geçmeden bir Amerikan askeri heyeti Ankara'ya geldi" ifadesini kullandı. Erdoğan'ın ABD'deki temaslarında Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yapılan görüşmenin de etkili olduğunu yazan Selvi, "Saha çalışması Biden’le yapılmış, siyasi karar Obama-Erdoğan görüşmesine bırakılmış" dedi. 

Selvi’nin Hürriyet’te “Amerikan heyeti ile ne görüşülüyor?” başlığıyla bugün (11.04.2016) yayımlanan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkan Obama ile görüşmesinin üzerinden 24 saat geçmeden bir Amerikan askeri heyeti Ankara'ya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika gezisini izleyen Hürriyet yazarı Verda Özer, Erdoğan’ın Obama’ya, “PYD’den vazgeçin. Onlar yerine biz, destekleyeceğimiz Arap ve Türkmen gruplarla birlikte IŞİD’e karşı savaşalım” önerisinde bulunduğunu yazmıştı.

Öncelikle, ‘Biz’den kastedilenin neydi?

Türk askerinin Suriye’ye girip, DEAŞ’la savaşması mı kastediliyordu?

Bizden kastedilen belirli bir derinliğe kadar Türk askerinin girmesiydi.

Daha önce, “Büyük Cerablus Operasyonu” için hazırlık yapılmıştı.

Türk askerinin havadan ABD’yle ve karadan ise ılımlı muhalefetle Cerablus’a girip 98 kilometre genişliğinde 40 kilometre derinliğinde bir bölgeyi DEAŞ’tan temizleyip orada güvenli bir bölge oluşturması planlanıyordu.

Ta ki 24 Kasım’da Rus uçağının düşürülmesine kadar.

Menbic’le ilgili önerimizde de Rusya engeli ile karşılaştık.

Amerikalılar, Türk askerinin operasyonlara katılmasını istemedi.

Gerekçe Ruslar.

Ama işin aslı, Türk askerinin Menbic’e kadar inmesinin kendi alanlarını daraltacağını hesaplıyor, Türkiye’nin, Suriye’de nüfuz alanı oluşturmasını istemiyorlar.

Oysa başta ABD, Türk askerinin Suriye’ye girmesi konusunda çok istekliydi.

Öyle ki, Başkan Obama Türk askeri Suriye’de kara gücü olmadı diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sitem etmişti.

Menbic operasyonuna Türk askerinin bizzat katılması önerisi rafa kalktığına göre geriye, Arap ve Türkmenlerden oluşan ılımlı muhalefet kalıyor.

Amerikan heyeti ile yürütülen çalışmaların temelini bu öneri oluşturdu.

Dikkat edin Peşmerge demiyorum.

Peşmerge yok.

Kaynaklarımdan edindiğim bilgiye göre, Erdoğan-Obama görüşmesinde bir şeyler pişirilmiş.

Ama asıl özgül ağırlığı yüksek görüşme Erdoğan-Joe Biden görüşmesi olmuş.

Saha çalışması Biden’le yapılmış, siyasi karar Obama-Erdoğan görüşmesine bırakılmış.

Peki pişirilen ne?

Menbic’in ve El Bab’ın bazı köylerinin DEAŞ’tan geri alınması kararı verilmiş.

Türkiye bu bölgenin DEAŞ’tan temizlenmesini destekliyor.

Üzerinde müzakere edilen ise Türkiye’nin PYD kaygısı.

Türkiye’nin PYD noktasındaki itirazları üzerine ABD, belkemiğini yine PYD’nin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri diye bir yapılanmaya gitti.

PYD’nin etrafına ılımlı Arap, Türkmen ve Kürtleri yerleştirdi.

Ama etkili güç, PYD. Türkiye, Menbic ve El Bab’ın DEAŞ’tan alınmasından sonra PYD’nin kontrolü ele geçireceği ve Kobani ile Afrin arasında bir kanal kuracağı kaygısını taşıyor.

Kobani ile Afrin arasında açılacak “PYD koridoru” Türkiye’yi iki noktadan rahatsız ediyor.

1- Kobani ile Afrin arasında açılacak koridor, Cerablus üzerinde bir baskı unsuru oluşturacak. Bu, ABD’nin Cerablus operasyonunu da PYD ile yapmayı planladığı anlamını taşıyor.

2- Cerablus, PYD’nin kontrolüne girdiği takdirde Türkiye’nin kuzeyinde Irak-Suriye hattında bir “Kürt koridoru” oluşturulacak. PYD, Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan Fırat’ın batısına geçecek.

Türkiye’nin  itirazları ABD nezdinde etkili oldu.

Menbic- El Bab operasyonu kısa bir süreliğine beklemeye alındı.

Bu arada PYD’nin Afrin-Kobani arasındaki koridoru oluşturmasını engelleme adına önemli bir gelişme yaşandı.

ÖSO, Çobanbey’i DEAŞ’tan almak için bir operasyon başlattı.

Azez ile Çobanbey birleştiği takdirde uzunluğu 35, derinliği 40 kilometre olan bir alan ılımlı muhalefetin elinde olacak.

ABD heyetiyle yürütülen müzakerelerin iki ayağı var.

Birincisi önce Menbic’in sonra Cerablus’un DEAŞ’tan temizlenmesi, ikincisi ise DEAŞ sonrasına hazırlık.

Çok kritik bir nokta var.

Bölge DEAŞ’tan temizlendikten sonra DSG hangi tarafta yer alacak?

Esed rejimini mi, yoksa ılımlı muhalefeti mi tercih edecek?

Bu karar verilmiş değil, süreç devam ediyor.

ABD’nin kontrolündeki DSG tercihini muhalefetten yana yaptığı takdirde, Menbic-El Bab operasyonu başlayacak.

DEAŞ o bölgeden sökülüp atılacak.

ABD’nin, “Ortak hedefleri esas alan bir plan geliştirecek” güvencesinin sahaya nasıl yansıdığını Amerikan askeri heyetiyle müzakerelerin perde arkasına ulaştığımızda göreceğiz.