Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, PKK'nın üst düzey yöneticilerinden 'Bahoz Erdal' lakaplı Fehman Hüseyin'in Suriye'de öldürüldüğüne dair tartışmalara ilişkin olarak, "Bahoz Erdal’ın yaklaşık 7-8 ay önce Suriye’ye gönderildiği ve YPG’nin başına geçtiği söyleniyor. Silahlı mücadelede önemli bir isim olduğu söyleniyor. O nedenle Menbiç’te IŞİD’e karşı yürütülen operasyonu Amerikalılarla birlikte planlamış. Sahadaki etkinliği nedeniyle müttefikimiz Amerikalıların, Bahoz Erdal’la çalışmaktan dolayı memnun olduğu söyleniyor" dedi. "Bahoz Erdal’ın yaşayıp yaşamadığı elbette ki çok önemli" diyen Selvi, "Ama bir o kadar önemli olan nokta ise ABD’nin bu denli yakın çalıştığı, PKK’nın önde gelen isimlerinden birine Suriye’de bu eylemin yapılabilmesi" görüşünü dile getirdi.
PKK kanadından "Bahoz Erdal'ın ölmediğine" dair gelen açıklamalar ve ses kayıtlarını hatırlatan Selvi, yetkililerin politikasına ilişkin şunları söyledi:
"Sadece nasıl ki Tel Hamis Tugayları’nın düzenlediği suikastta Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü yönündeki haberler ihtiyatla karşılandıysa, Bahoz Erdal’ın konuştuğu yönündeki haberlere de temkinli yaklaşılıyor. Gerçek olan şu, 8 Temmuz Cuma günü saat 20.25’te Himo’dan Kamışlı’ya giden ve Bahoz Erdal’ın içinde olduğu tahmin edilen araç hava uçuruldu. İçindekiler öldü. Net olmayan Bahoz Erdal’ın o sırada araçta olup olmadığı ve yaşayıp yaşamadığı."
Selvi'nin Hürriyet'te "Bahoz Erdal yaşıyor mu, öldürüldü mü?" başlığıyla yayımlanan (14 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Zaman ilerledikçe Bahoz Erdal konusu daha da karmaşık bir hal alıyor.
Kandil dün suskunluğunu bozdu. Dün Murat Karayılan, “Bahoz yaşıyor. Önümüzdeki günlerde açıklama yapacak” dedi.
Denge Kürdistan isimli bir radyoda Bahoz Erdal’a ait olduğu ileri sürülen bir konuşma yayınlandı.
“Kamışlı’da üç-dört gün önce bir patlama olduğu ve bizim hedef alındığımız yönündeki haberler doğru değildir.”
Bu konuşmanın ses analizleri yapılıyor.
Bahoz Erdal’ın yaşadığı yönündeki bir başka habere ise Al Jazeera muhabiri Ahmet Zawiti imza attı.
Ahmet Zawiti’nin, Al Jazeera’de yayınlanan haberinde Bahoz Erdal, “Görevimin başındayım” diyor.
Bahoz Erdal’ın, Ahmet Zawiti’ye telefon üzerinden kısa bir açıklama yaptığı belirtilen haberde, Bahoz Erdal’ın nerede olduğuna dair bir bilgi yer almıyor.
Zawiti, daha önce de birkaç kez Bahoz Erdal’la konuştuğu için sesini tanıdığını söylüyor. Bahoz Erdal diye başka birisinin konuşmadığından emin.
Kendisine ulaşanlara, Bahoz Erdal’ın uydu telefonundan kendisini aradığını anlatıyor.
Arayanın Bahoz Erdal olup olmadığını test etmiş. Daha önceki röportajlarından sorunca, bilgisinin olduğunu anlamış. “Bu durum daha ne kadar böyle devam edecek. Röportaj vermeyecek misin?” sorusuna Bahoz Erdal, “Gerekirse mülakat veririm, seni çağırırım” karşılığını vermiş. Bahoz Erdal, kendisine yönelik haberleri Türk özel savaş medyasının yalanları olarak değerlendirmiş.
Ahmet Zawiti ciddi bir gazeteci olarak tanınıyor. Ancak bu haberin oluşumundaki aksaklıkları görmemize engel değil.
Haberini yazmak için Bahoz Erdal’a yakın kaynaklara ulaşmış. Onların, “10 dakika sonra seni arayacak” demelerinden tam 10 dakika sonra Bahoz Erdal olduğunu söyleyen kişi aramış. Ama ses kaydı yok. Böylesine önemli bir görüşmenin ses kaydı olmaz mı? Ayrıca kendisinden bugün hayatta olduğunu gösteren bir fotoğraf talep edilmiş ama henüz o fotoğraf yok. Ayrıca ne haberde ne de muhabirin anlatımında suikast girişimine ilişkin bir ifade yok.
Sadece nasıl ki Tel Hamis Tugayları’nın düzenlediği suikastta Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü yönündeki haberler ihtiyatla karşılandıysa, Bahoz Erdal’ın konuştuğu yönündeki haberlere de temkinli yaklaşılıyor. Gerçek olan şu, 8 Temmuz Cuma günü saat 20.25’te Himo’dan Kamışlı’ya giden ve Bahoz Erdal’ın içinde olduğu tahmin edilen araç hava uçuruldu. İçindekiler öldü. Net olmayan Bahoz Erdal’ın o sırada araçta olup olmadığı ve yaşayıp yaşamadığı.
Tel Hamis Tugayları sözcüsü Halid El Hasakavi, Bahoz Erdal’ı bir süredir takip ettiklerini belirterek, “İki gündür tarassut altındaydı” diyor. Patlamadan sonra Kamışlı’da olağanüstü bir hareketliliğin yaşandığı, 200 kişinin gözaltına alındığı ve sorgularının devam ettiği söyleniyor. Son olarak PKK’nın telsizlerden tüm birimlere, “Bahoz Erdal ve patlama konusunda konuşulmaması” talimatının geçilmesiydi.
Tel Hamis Tugayları iddialarını bir adım ileri götürdüler. “Yüzde yüz emin olduk. Bahoz Erdal’ın ölüsünü tespit ettik” diyorlar. Hatta yer bildiriyorlar. “Malikiye’deki hastanenin morgunda.” Hastane yetkilileri patlamadan dolayı gelenlerin olduğunu doğrulamış ama isim vermeye yanaşmamışlar. Bahoz Erdal konusundaki yaşanan gelişmelere rağmen ihtiyatlı tutumu sürdürmekte fayda var. Bahoz Erdal’ın Kandil’de değil, Suriye’de olduğuna dair yeni bir tespit ise Ramazan Bayramı’ndan önce Afrin’de olduğu yönünde. Sofi Nurettin’in başarılı olamaması üzerine Bahoz Erdal’ın yaklaşık 7-8 ay önce Suriye’ye gönderildiği ve YPG’nin başına geçtiği söyleniyor. 2004-2009 yılları arasında PKK’nın silahlı kolu olan HPG’nin başında olan bir isim Bahoz Erdal.
O nedenle YPG’nin başına geçmesi anormal bir şey değil. Silahlı mücadelede önemli bir isim olduğu söyleniyor. O nedenle Menbiç’te IŞİD’e karşı yürütülen operasyonu Amerikalılarla birlikte planlamış. Sahadaki etkinliği nedeniyle müttefikimiz Amerikalıların, Bahoz Erdal’la çalışmaktan dolayı memnun olduğu söyleniyor. Bahoz Erdal’ın yaşayıp yaşamadığı elbette ki çok önemli. Ama bir o kadar önemli olan nokta ise ABD’nin bu denli yakın çalıştığı, PKK’nın önde gelen isimlerinden birine Suriye’de bu eylemin yapılabilmesi.