CHP'nin düzenlediği Adalet Kurultayı’na bir mektup gönderen Semih Özakça'nın annesi Sultan Özakça, “Haksız yere yaşattığınız işkence bitsin” dedi
CHP'nin Çanakkale'de düzenlediği Adalet Kurultayı’nın son günündeki ikinci oturumda "Medyada Adalet" paneli yapıldı. Kanun hükmünde kararname ile ihraç edilmeleri sonrasında açlık grevine başlayan ve sonrasında tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen’le birlikte açlık grevini sürdüren öğretmen Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, kurultaya mektup göndererek, Nuriye ve Semih’in sesini 'dünyanın duyduğunu, bir tek AKP’nin duymadığını' belirtti. Sultan Özakça, “AKP iktidarı direnen çocuklarımızın arasından direnişci bir anne yaratmıştır. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı gelen bir anne olarak iki defa gözaltına alındım. Bir anneye oğlunun adını yasakladılar” dedi.
Adalet Kurultayı’nın son gününde Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça’nın mektubu okundu. Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in haberine göre, Sultan Özakça’nın mektubu özetle şöyle:
“Ben yaz dönemlerinde tarlada çalışıyordum. Oğlumun ihtiyaçlarını karşılamak için toprağı tırnaklarımla kazdım. Kış dönemlerinde sitenin merdivenlerini yıkadım. Temizlik işlerine gittim. Bizim çok paramız olmadı, ancak karnımızı doyuruyorduk. Oğlum Semih 12 yaşlarına geldiğinde zengin aile çocukları denizin maviliğinde yüzerken, benimle beraber yeşil pancarların içinde ot yoluyor, yazın kavurucu sıcaklığında çim kurutuyorduk. Okul masraflarını karşılamak için alın teriyle tarlada çalıştı. Meslek sahibi oldu, yuvasını kurdu, kendi ayakları üzerinde duruyor derken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ve çıkarılan KHK’ler ile önce oğlum Semih, ardından gelinim Esra görevlerinden ihraç oldu. Mardin Mazıdağı’nda bir tek Semih ile gelinimin suçu ne olabilirdi? Eğitim-Sen üyesi olması mı? Bu adaletsiz ülkede kamu emekçisiysen AKP’ye biat etmiyorsan en büyük suçlu sen oluyorsun. 120 gün direndiler, işkence gördüler, gözaltına alındılar.
Açlığın 60'ıncı günlerinde Türkiye ve dünya seslerini duydu, AKP duymamazlıktan geldi. Direniş büyüdükçe büyüdü, adalet arayanlar milyonlara ulaştı. Bu durumdan hükümet korktu. Direnişi dağıtmak için Nuriye ve Semih’i açlık grevinin 75'inci günü gece yarısı eve baskın yaparak işkenceyle gözaltına aldılar. Çok öfkelendim. Kendimi İnsan Hakları Anıtı önünde buldum. Oğlumun yerine oturdum. AKP iktidarı direnen çocuklarımızın arasından direnişçi bir anne yaratmıştır. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı gelen bir anne olarak iki defa gözaltına alındım. Bir anneye oğlunun adını yasakladılar. Eğer birazcık vicdanları kaldı ise yetkililere sesleniyorum. Haksız yere yaşattığınız işkence bitsin. Oğlum Semih ve Nuriye işlerine geri alınsınlar. Zorla müdahale, sakat kalmak demek, ölüm demek, buna izin vermeyelim. Kucak dolusu sevgilerimle...”