Semih Özakça'ya 'insanlara moral olma' soruşturması!

Semih Özakça'ya 'insanlara moral olma' soruşturması!

Sincan Cezaevi Hastanesi’nde tutulan açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, açlık grevinde 161. günü geride bıraktı. İkili aralarında bir boş oda bırakıldığı için birbirleriyle bağırarak haberleşmeye çalışıyor. Özakça’nın eşi Esra Özakça eşinin kendisine telefonda “Adaleti, onuru, ekmeği savunacağız. Güzel günler bizi bekliyor” demesi üzerine Semih Özakça’ya “insanlara moral olma” gerekçesiyle soruşturma açıldı.

Zorla görüldükleri hastanede açlık grevine devam eden Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, tecrit altında dayanışmaya devam ediyor. İki eğitimci, aralarındaki boş odaya karşın pencereler arasında yüksek sesle yaşam umudunu yükseltmeye çalışıyor.

Tam 281 gündür süren “İşimi geri istiyorum” eylemini açlık grevine dönüştüren Gülmen ile Özakça, açlık grevinde 161. günü geride bıraktı. Acil talepli başvuruyu reddeden AİHM’in isteğiyle götürüldükleri Numune Hastanesi’nin raporunda; “Mevcut bulgulara göre hayati tehlike arz eder. Hayatını yalnız başına idame ettiremez” ifadeleri yer almasına rağmen Gülmen ile Özakça, Sincan Cezaevi Kampus Hastenesi’nde günlerce tecritte kaldı. Önceki gün kabul edilen refakatçi talebiyle Özakça’nın annesi Sultan Özakça ile Gülmen’in kardeşi Beyza Özakça refakatçi olarak hastaneye girebildi. Aynı gün eşi ile cezaevi görüşünde bir araya gelen Esra Özakça, direnişçilerin son durumu hakkında Cumhuriyet’e bilgi verdi. Semih Özakça’nın giydiği kıyafetlerin belinden düştüğünü aktaran Esra Özakça, “Çok değişim var, çok zayıf. Yanakları çökmüş” dedi.

Pencereden dayanışma

Özakça’nın anlattıklarına göre; boşaltılan hastane koridorunda arada bir boş oda olmak üzere tecrit altında tutulan Gülmen ile Özakça, pencereden yüksek sesle konuşarak birbirleriyle dayanışmaya devam etti. Aradaki boş odadan kamera aracılığıyla gizli çekim yapan iki gardiyanı gören Özakça, bağırarak konuşmaya çalışan Nuriye ve Semih’i herkesin rahatlıkla duyabileceğini, gizli çekimin suç olduğunu belirterek suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

85 gündür makine bozuk

Gülmen ile Özakça’nın yakınları, direnişçilerin son durumunu merak edenler için cezaevi yönetiminden fotoğraf çekilmesini talep ediyor. Gardiyanların çekim yaptığı cezaevinin yönetimi, 85 gündür “Makine bozuk” yanıtı ile yakınların isteğini reddediyor.

‘Güneşli günler’e soruşturma

Açlık grevinin 132. gününde telefon aracılığıyla “Adaleti, onuru, ekmeği beraber savunacağız. Güzel günler, güneşli günler bizi bekliyor” mesajı veren Özakça’ya “İnsanlara moral olma” gerekçesiyle soruşturma açıldı. Esra Özakça, eşiyle görüşmesinin 17. saniyesinde telefonu kestiklerini anımsatarak “İzole etmeye çalışıyorlar” yorumu yaptı. Esra Özakça eşinin kitap sıkıntısı çektiğini de belirterek “Elinde olmayan kitaplar elindeymiş gibi davranıyorlar. Benim verdiğim kitapların üstünden bir hafta geçti hâlâ eline ulaşmamış” diye konuştu.

Doktorlar muayene edemedi

AİHM’in isteği doğrultusunda Gülmen ile Özakça’nın doktorları, önceki gün Sincan Cezaevi Kampus Hastanesi’ne gitti ancak başsavcılıktan gelen “Muayene etmeden cezaevi hekim heyetinin muayenesine eşlik etme ve açlık grevini bırakmaları için ikna etme” yazısı ile karşılaştı. Doktorlar, hekim ilkelerine bağlı kalacaklarını belirterek başsavcılığın “ikna edin” isteğini reddetti. Muayane etmelerine izin verilmeyen Doktor Aysel Ülker ile Onur Karahancı, iki direnişçiyle görüşmelerindeki izlenimlerini basın toplantısı ile aktardı. Havalandırmasız yerde kalan Gülmen ile Özakça’nın pencereyi açtıklarında yemek kokularına maruz kaldığını belirten Ülker, “Küçücük bir oda, klima yok. Pencereyi kapattıklarında da sıcaktan duramıyorlar” dedi. Direnişçilerin sürekli maruz kaldıkları zorla müdahale baskısından dolayı çok gergin olduklarını söyleyen Ülker, “Hastane önüne iki askeri araba geliyor. Semih, ‘İki ayrı ayrı konulacak’ dendiğini duyuyor. Zorla müdahale edecekler diye hazırlanıp, sabaha kadar uyumuyor. Bu korkunç bir şey” diye konuştu. Ülker, hükümet kanadından gelen “Terörist” nitelemeleri için Gülmen ile Özakça’nın “Biz tecrit altındayız. Kendimizi savunamıyoruz” dediklerini de aktardı.

Ankara’nın yasaklı bölgesi

‘İşimi geri istiyorum’ eylem alanı olan 86 gündür polis bariyerleriyle abluka altına alınan İnsan Hakları Anıtı önünde direniş sürüyor. Ankara Valiliği’nin yasak getirmesiyle her gün polis ekiplerinin engelleriyle karşılaşan eylemciler, İnsan Hakları Anıtı önünü boş bırakmıyor. Eylemin 281. gününde “Nuriye Semih işe geri alınsın” ve “Nazife Onay serbest bırakılsın” pankartı açan eylemciler yine polis müdahalesiyle karşılaştı. Polis ekipleri önce pankartları yırttı ardandan da eylemcileri Konur Sokak sonuna kadar sürükleyerek “yasaklı bölgeden” uzaklaştırdı.

Karadağ’ın ev hapsi kalktı

KHK ile kamudaki görevinden ihraç edilen ve Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemlerine başından beri destek veren Acun Karadağ’a uygulanan ev hapsi cezası kaldırıldı. Acun Karadağ, 13 Temmuz’da kendisine uygulanan ev hapsini tanımayarak elektronik kelepçeyi söktükten sonra 14 Ağustos’ta Ankara Yüksel Caddesi’nde katıldığı “İşimizi geri istiyoruz” eyleminde Sultan Aydoğdu ve Simge Aksam ile birlikte gözaltına alınmıştı. Karadağ, Aydoğdu ve Aksam, 2 gün gözaltında kaldıktan sonra dün akşam saatlerinde savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Hakkında verilen ev hapsi kararını tanımayan Acun Karadağ’ın cezası karakola imza ve yurtdışı yasağına çevrildi.