T24 - Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, 2003'te Birinci Ordu Komutanlığı'nda gerçekleştirilen seminerden haberdar olduğunu söyledi, ama basında yer aldığı şekilde suç sayılacak şeyler bana sunulmadı" dedi.Star gazetesinden Şamil Tayyar'ın soruları yanıtlayan Özkök, "Seminer sonuç raporunu Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı karargahları inceler ve özetini komutanlara sunarlar. Basında yer aldığı şekilde suç sayılacak şeyler bana sunulmadı. Sonuç raporunda da bunların yer aldığını sanmıyorum. yıllar sonra ortaya çıkan bu belgeler ciddi bulunursa yargı tarafından gereği yapılacaktır" diye konuştu. Özkök, "Emekli bir Genelkurmay Başkanı olmam ve mevzu bahis olayların benim görev zamanımda vuku bulmuş olması nedeniyle söyleyeceklerim bu konuya el atmış savcıları çok etkileyecektir" ifadesini kullandı.Özkök sözlerine şöyle devam etti:"Sıradan bir kişi olsaydım, söyleyeceklerimden sorumlu olmayacağımdan, ben de mangalda kül bırakmadan neler neler söyleyebilirdim. Tv stüdyolarında kurulan mahkemelerde iddia makamını, savunmayı, savcıyı, avukatı oynardım. Ama emekli bir devlet adamı olarak bunu yapamam. Adil bir yargılamayı şu veya bu yönde etkilemek sadece zarar üretir."Doğan dün Özkök'e çağrıda bulundu'Balyoz darbe planı'nı hazırladığı iddia edilen emekli Orgeneral Çetin Doğan dün dönemin Genelkurmay Başkanı'na yönelik olarak sitem dolu açıklamalarda bulundu.Doğan, eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün, senaryo ile ilgili herhangi bir açıklama yapmamasının hazırlanan senaryonun "karanlık gibi görülmesine" yol açtığını belirtti.Star gazetesindeki haberin tamamı şöyle:Darbe planları deşifre oldukça, senaryolar ortalıkta uçuştukça, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün demokratik rejimin korunmasındaki tarihi rolüne olan inanç daha da artıyor. Ne kadar zor şartlar altında görev yaptığını ve ne tür badirelere göğüs gerdiğini şimdi daha iyi anlıyoruz.Tabi sözüm herkes için değildir. Darbecileri efsaneleştirenler Özkök Paşa’ya “Neden görevini yapmadın” kolaycılığı içinde saldırabiliyorlar. Hani, dinime söven bari Müslüman olsa örneğindeki gibi...Son olarak Balyoz Darbe Planı’nın mimarı olmakla suçlanan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, “Açıklama yapması yurttaşlık görevidir” diyerek Özkök’ü açıklamaya davet etti.Daha önce Ergenekon savcılarına ifade veren Özkök Paşa ise uzun süre sessiz kalmayı tercih etti. O sustukça yumruk sayısı arttı, darbeciler yerine onu suçlu ilan ettiler.Herkesin konuşmasını merakla beklediği Özkök, nihayetinde suskunluğunu bozdu. Hilmi Paşa, sessiz kalmasının gerekçesini şöyle izah etti: “Emekli bir Genelkurmay Başkanı olmam ve mevzu bahis olayların benim görev zamanımda vuku bulmuş olması nedeniyle söyleyeceklerim bu konuya el atmış savcıları çok etkileyecektir. Soruşturma safhasının gizliliği de ihlal edilmiş olacaktır.”Ben de mangalda kül bırakmamayı bilirimÖzkök, şöyle devam etti: “Sıradan bir kişi olsaydım, söyleyeceklerimden sorumlu olmayacağımdan, ben de mangalda kül bırakmadan neler neler söyleyebilirdim. TV stüdyolarında kurulan mahkemelerde iddia makamını, savunmayı, savcıyı, avukatı oynardım. Ama takdir edersiniz ki emekli bir devlet adamı olarak bunu yapamam. Adil bir yargılamayı şu veya bu yönde etkilemek sadece zarar üretir.”Olayın içindeki taraflardan biri olarak konuşmasının yürütülen soruşturmaya zarar vereceği kaygısı, makul ve anlaşılabilir bir yaklaşımdır.Ancak soruşturmanın mimarı olduğu iddia edilen orgeneralin her gün TV ekranlarında boy gösterdiği ve şahsına yönelik ağır suçlamaların yapıldığı bir süreçte her şeye rağmen cevap vereceği ve açıklık getireceği karanlık noktaların bulunduğu kanaatindeyim.Israr karşısında Hilmi Paşa’nın Balyoz Darbe Planı’na ilişkin cevabı şöyle oldu: “Size söyleyebileceğim sadece şudur. Genelkurmay Başkanlığı bildirisinde hangi tür planın seminerinin yapılacağı açıkça yazılmıştır. Adı geçen emekli orgeneralin (Çetin Doğan) 26 Ocak tarihinde t24 İnternet Sitesi’nde yayımlanan beyanatında hangi plan unsuruna ağırlık verdiği belirtilmiştir. Seminerden haberim vardır çünkü yapılmasını genelkurmay başkanı olarak ben emrettim.”Sanıyorum Hilmi Özkök, bu ifadeyle Genelkurmay açıklamasındaki “Plan seminerinin gayesi, dış tehdide ilişkin olarak hazırlanan harekat planlarını geliştirmek ve ilgili personelin eğitimlerini sağlamaktır” cümlesine gönderme yapmak istiyor.Belgeler ciddi bulunursa yargı gereğini yapacaktırAma Taraf Gazetesi’nde yayınlanan bölümler, dış tehdit hazırlığının çok ötesinde iç siyaseti dizayn etmeye yönelik kanlı bir darbe planını andırıyor.Böylesine kanlı bir eylem planına demokrat kişiliğiyle tanıdığımız bir komutanın izin vermesi mümkün mü? “Seminerin yapılmasını ben emrettim” sözüyle neyi kast etmiş olabilir?Özkök, şöyle açıklık getirdi: “Seminer sonuç raporu gayet doğal olarak emreden makama hiyerarşik komuta kanalıyla sunulur. Bu raporu Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı karargahları inceler ve özetini komutanlara sunarlar. Basında yer aldığı şekilde suç sayılacak şeyler bana sunulmadı. Sonuç raporunda da bunların yer aldığını sanmıyorum. Esasen adı geçen emekli orgeneral de bunları reddetmektedir. Ama yıllar sonra ortaya çıkan bu belgeler ciddi bulunursa yargı tarafından gereği yapılacaktır.”Bu ifadelerde de çok tarihi mesajlar gizli. Üç noktada toplayabiliriz: 1-Taraf Gazetesi’nde yayınlanan plandaki unsurlar, bana gönderilen özet raporda yok. 2-Basına yansıyan bölümler doğruysa suçtur. 3-Yargı belgeleri ciddi bulursa gereğini yapar.