Semra Özal'dan dinleme tepkisi: Onu da, beni de her gün öldürüyorlar

Semra Özal'dan dinleme tepkisi:  Onu da, beni de her gün öldürüyorlar

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü soruşturmasında şüpheli olduğu ve dinlendiği ortaya çıkan Semra Özal “Eşim 21 sene önce öldü. Bunları yapan insanlar her gün bir daha öldürüyorlar onu da beni de” dedi. Ahmet Özal ise “Eğer bizi dinlemişlerse ne buldularsa ortaya çıkarsınlar” diye konuştu.

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında ‘Ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, örgüt faaliyeti kapsamında kasten adam öldürmek’ suçlamasıyla ‘şüpheli’ olarak haklarında 19 kez dinleme kararı alınmasına Semra Özal ve Ahmet Özal tepki gösterdi.

Semra Özal, oğlu Ahmet Özal aracılığıyla Hürriyet’ten Oya Armutçu’ya “Benim eşim 21 sene önce öldü. Bunları yapan insanlar her gün bir daha öldürüyorlar onu da beni de” açıklamasını yaptı.

Ahmet Özal ise “Kafayı yer adam böyle saçmalıkları duyunca, adamı delirtecekler ya. Menfaat için cumhurbaşkanı öldürmek için salak olmak lazım, ne geri zekâlı çeteymiş bu. Sonunda Atatürk’ü de ben öldürdüm diye çıkarım herhalde ortaya. Kafayı yemiş bunlar, yasal yollara başvuracağım” dedi.

 

‘Gizli tanıkla olmaz’

 

Özal, şunları söyledi:

“İnsanın dili tutuluyor, ne diyeceğini şaşırıyor. Rahmetli babam öldüğünden itibaren 20 yıldır biz bu işle uğraşıyoruz, öldürüldüğüne inandığımız için. Sonuçta nereye geldik, Türkiye’de şu adaletin durumuna bakın. Eğer bizi dinlemişlerse, anlamıyorum ama ne buldularsa ortaya çıkarsınlar. Müşteki olarak bizi çağırdıklarında Levent Ersöz değil ama avukatı oradaydı, avukat gizli tanıktan ötürü dava açılmasına itiraz ettiğinde ben de kendisini haklı bulduğumu söyledim, ‘Gizli tanıkla falan bu işler olmaz, kimse açıklansın’ dedim. Türkiye bu gizli tanık olaylarından büyük sıkıntılar çekti. İşte Ergenekon’da, son polislerle ilgili olayda bir sürü insan içeri atıldı, görüyorum ki şimdi bu insanların çoğu boşuna içeri atılmış. Türkiye’de adalet bu. Geri dönüp düşünüyorum da içeri giren, senelerce yatan bir sürü insan var, hepsi gizli tanık falan saçma sapan.”

 

‘Adli Tıpçılara tehdit’

 

“Ben şunu çok merak ediyorum, mahkemede de savcılıkta da söylediğim şuydu: Rahmetli babamın ölümüyle ilgili mutlaka ve mutlaka 1987 suikastinin dosyaları açılsın, o dosyalar kozmik odalarda mutlaka vardır, bunlar incelenmeden bu olayı çözemezsiniz. Ama kimse bunları açmıyor. Sonra bize şüpheli sıfatı koyuyorlar. Savcı bey bunları yazdıysa şunları sormak isterim: Niye araştırmıyorlar? Babam mezardan çıkarıldığında adli tıpta otopsiyi yapanların ölümle tehdit edildiğini, hatta bunların savcıya da ifade verdiğini duydum, doğru mu değil mi? Niye bunlar hiçbir yerde yok, o örgüt neredeymiş?”

 

Dinlenen kişiler dava açabilir

 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Doçent Devrim Güngör, gizli tanık ifadesiyle makul şüphe olmadan kişilerin özel hayatına müdahale şeklinde telefon dinlemeye başvurularak soruşturma yapılamayacağını, bunun hukuka aykırı olduğunu ve suç teşkil ettiğini söyledi. Güngör, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararında adları yer alan 54 kişi ile Özal Ailesi’nin suç duyurusunda bulunup tazminat davası açabileceklerini belirtti.

 

Soruşturulmayan kalmamış

 

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın öldürülmesiyle ilgili dosyada ‘şüpheli’ olarak soruşturulan ancak haklarında 5 Mart 2014’te ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verilen, aralarında kızı Zeynep Özal ve gelini Elvan Özal’ın da bulunduğu 54 isim ve görevleri şöyle:

Askerler: Dönemin Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Fikret Küpeli, Özal’ın Başyaveri Albay Aslan Güner (Daha sonra Orgeneral oldu),  Askeri Savcı Ülkü Coşkun, Kıdemli Albay Ferit Sucuka, Özal vefat ettiğinde nöbetçi olan yaveri Remzi Karaca.

Doktorlar: Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yüksel Bozer, Coşkun Çankaya, Cumhur Özkuyumcu, Prof. Dr. Mehmet Kemal Erdem, Prof. Dr. Ayşe Gülşen Hasçelik, Prof. Dr. Hilmi Özkutlu, İbrahim Ünsal, Özcan Beşlioğlu, Nilgün Aslan, Prof. Dr. Mehmet Ali Oto, Prof. Dr. İlhan Paşaoğlu, Hafize Hikmet Sevil Atasoy Ekinci, Metin Demircin, Prof. Dr. Süleyman Sırrı Kes, Prof. Dr. Kubilay Varlı.

Köşk görevlileri: Turgut Özal’ın Koruma Müdürü Musa Öztürk, Semra Özal’ın koruması Murat Asım Eşenol, Köşk görevlileri Aynur Yünay, Özcan Sönmez.

İşadamları: Kemal Horzum, Selahattin Sönmez, Tekin Coşkuner, Bülent Manav.

Aile üyeleri: Özal’ın kızı Şerife Zeynep Özal, gelini Ayşe Elvan Özal (Ahmet Özal’ın eşi).

Bürokratlar: Osman Arslan, Harun Çilsal.

Süreçteki isimler: Özal’ın avukatı Bilgin Yazıcıoğlu, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Kemal Selçuk, Özal’ın Özel Kalem Müdürü Feyzi İşbaşaran’ın eşi Süreyya İşbaşaran, eski Cumhurbaşkanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Gülizar Temel, Turgut Özal’ın kaldırıldığı Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde kanını alan ve Ahmet Özal’ın ‘evinde ölü bulunduğunu’ söylediği ancak sonradan yaşadığı ortaya çıkan hemşire Dilber Karabulut, Özal’ın kan örneğini çöpe attığı öne sürülen teknisyen Sevgi Gümüş, ambulansın şoförü Ali Ören.

Diğerleri: Kasım Aras, Necdet Güler, Selma Zübeyde Atılgan, Hatice Acar, Kaya Erol, Abdullah Doğancı, Ece Kayım, Erol Kayım, Ali Rıza Kök, Murat Abdülkadir Göncüler, Rafet Demirel, Sadık Demirel, Muzaffer Özdemir, Necla Cumhur, Celal Çelik Taşar.