Başbakan Erdoğan kendisini canlı yayında tartışmaya davet eden Baykal’a ‘Sen önce 1 trilyonun hesabını ver’ dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisini televizyonda canlı yayında tartışmaya davet eden CHP lideri Deniz Baykal'a, Adıyaman mitinginden cevap verdi. Erdoğan, CHP'nin 1 trilyonluk yolsuzluk yaptığını öne sürdü, "Baykal, önce bunun hesabını versin. Ben seninle ne konuşayım" dedi. Adıyamanlılardan AKP'nin ahdini tekrarlamalarını isteyen Erdoğan, "Neydi ahdimiz?" diye sorarak, "Beraber yürüdük biz bu yollarda, değil mi? Hazır mıyız? Maşallah... Sayın Baykal, meydan burada, bırak televizyonu, meydan burada. İş burası, iş burası..." dedi. ‘Hükümetin borcuna şaşırdım’ Erdoğan, iktidara geldiklerinde hükümetin memura ve işçiye borcunun 13,5 katrilyon olduğunu öğrendiğini ve şok olduğunu, şaşırdığını söyledi. İşçi ve memurdan kesilen nemaların faize ödendiğini ifade eden Erdoğan, bu borcu süratle ödediklerini, şu anda Konut Edindirme Yardımı ödemelerini başlattıklarını ve ödeyeceklerini kaydetti. Erdoğan, "Yaklaşık 900 trilyon TL, terör sebebiyle boşalan köylere geri dönüşle alakalı ödemeler yaptık" dedi. Erdoğan, partisinin Adıyaman mitinginde yaptığı konuşmada, "Devletin vatandaşa uzanan yardım eli bile onları rahatsız ediyor. Fakire, fukaraya götürdüğümüz yardımlar onları rahatsız ediyor. Her şey eskisi gibi olsun istiyorlar. Adıyaman Ankara'ya binlerce kilometre uzak olsun istiyorlar" dedi. Başbakan, "Hükümet Ankara'daki o sağır duvarların arkasına çekilsin, kalsın diyorlar. Diyarbakır'a hastane, Tunceli'ye okul, Bingöl'e yol, Adıyaman'a konut, fabrika yapılmasın istiyorlar. İktidarımız döneminde en çok kamu yatırımı alan illerden biri Adıyaman olmuştur. Çünkü yılların ihmal edilmişliğini giderelim istedik" şeklinde konuştu. ‘Yandaş medyalarına havale ettiler’ Erdoğan, Ankara'ya kapanan siyasetçilerin haline gördüklerini ifade ederek "Bunlar muhalefet etmeyi dahi yandaş medyalarına havale ettiler. Şu anda bir CHP medyası var. O medyanın avukatlığını da Sayın Baykal yapıyor. Dün Adana meydanında çıkmış, baktım gayet başarılı bir avukatlığa soyunmuş" dedi. "Bu ülkenin, bu devletin Maliye Bakanlığı normal, mutat incelemelerinden birini yapmış. Ortada bir netice var, bunun avukatlığı sana mı kaldı?" diyen Erdoğan, "Ama 29 Mart'ta ben inanıyorum ki Sayın Baykal'ın avukatlık belgesini bu millet yok edecek. Bu çamur siyasetini bırak, bu ülkede adil siyaset yap. İftira atarak, karalayarak, yalanlarla, haksız ithamlarla milletin partisi AK Parti'sini yıpratamazsın. Elinde dosyalarla bize iftira atamazsın" şeklinde konuştu. Erdoğan, "Siz sağda solda insanlara iftira atarak bir yere varamayacaksınız. Eğer elinde deliller varsa, yargıya gidin. Yok ki neyle gideceksin" dedi.Hazine yardımı Erdoğan, "Sayın Baykal, sen önce Hazine'nin sana yapmış olduğu resmi yardımdan yaklaşık 1 trilyonluk yolsuzluk yaptın. Anayasa Mahkemesi bunu tescil etti, bunun hesabını ver. Önce bunu hallet. Benimle neyi konuşacaksın sen, Anayasa Mahkemesi bunu tescil etmiş, 1 trilyonu da senden tahsil etmiş. Sen önce bunun hesabını ver. Siz sağda solda insanlara iftira atarak bir yere varamayacaksınız. Eğer elinde deliller varsa, yargıya gidin. Belediye başkanlarımın dokunulmazlığı yok, git yargıya. Bizimle de ilgili varsa bir belgen git yargıya. Yok ki neyle gideceksin, yok" diye konuştu. Yolsuzlukların hortumunun kesildiğini, yolsuzların da hortumunun kesildiğini ifade eden Erdoğan, "Asıl rahatsızlık buradan geliyor. Çünkü daha önce buralardan nemalanmaya alışmışlardı. Şimdi hortum kesildi, sıkıntıları burada. Ama bunlardan çekinen, bunlardan imtina eden bir hükümet yok, kararlıyız. Onlar kendi çamurları içerisinde kaybolmaya başladılar. Bize çamur atmak isterken, kendileri boğazlarına kadar batağa gömüldüler" ifadelerini kullandı. Medya da nasibini aldı"Şimdi, çırpındıkça batıyorlar. Hem kendileri çamura saplandı hem de yandaş medyaları çamura saplandı" diyen Erdoğan, Diyorlar ki, hükümet medyanın sesini yok farz ediyor. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz bu ülkede iktidara gelirken o yandaş medyayla iktidara gelmedik ki. Bu aziz milletle iktidara geldik" şeklinde konuştu. 79 sene kıyaslamasıErdoğan, sözlerini söyle sürdürdü: ''Neredeydik, nereye geldik? 79 senede ne olduk ama 79 seneden sonra 6,5 senede ne oldu? Benim değerli kardeşlerim, bakınız biz göreve geldiğimizde bu ülkenin milli geliri neydi biliyor musunuz, Gayri safi yurt içi hasıla 230 milyar dolar. Biz 6 senede bunun üzerine ne ilave ettik biliyor musunuz, 520 milyar dolar. Ah benim Adıyamanlı kardeşlerim, hanım kardeşim, beyefendi kardeşlerim, biz göreve geldik, Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolardı 79 senede ve biz 6 senede bunun üzerine 96 milyar dolar ilave ettik. Şimdi 132 milyar dolar. Ah benim değerli kardeşim, çok daha enteresanını söyleyeceğim. Bakınız, zaman zaman bu faiz konuşuluyor, 'faiz yüksek, yüksek faiz' diye. Ben size bunun da örneğini vereyim. Göreve geldiğimizde faiz yüzde 63'tü. Devletin borçlanma faizi yüzde 63. Bakın şimdi Merkez Bankası son gecelik faizi açıkladı, nereye düştük 11,5. Değerli kardeşlerim bunu da geçiyorum, enflasyon neydi. Bacım, yüzde 30. Senin cebinden mutfağından, senin evindeki tencerenden çalınıyordu bu. Şimdi enflasyon ne oldu yüzde 9,5. Ama bunu CHP göremez, çünkü görecek göz yok, CHP göremez, o göz yok.'' İktidara geldiklerinde Merkez Bankası'nın kasasında 26,5 milyar dolar bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, "Ama şimdi Merkez Bankası'nın kasasında ne var biliyor musunuz, 68 milyar dolar var. Ey CHP; ey MHP, yolsuzlukların iktidarı olsaydık, hortumcuların iktidarı olsaydık bu anlattıklarım gerçekleşmezdi bu ülkede ama bunlar bak gerçekleşti" diye konuştu. ‘Zil takıp oynayacaklar’ İşsizlik konusuna da değinen Erdoğan, "Şimdi diyorlar ki 'işsizlik'. Doğru ama değerli kardeşlerim şunu unutmayın; Bugün Amerika'da da bir işsizlik var, gelişmiş ülke" dedi. Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde de işsizliğe işaret ederek, Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu anlatan Erdoğan, "Bunlarda işsizlik var, 3-4 puan artmış durumda. Bizde şurada 1,5 puan arttı diye kıyamet koparıyorlar. 'Daha da artacak' diyorlar, yani zil takıp oynayacaklar. Diyorum ki tedbiriniz de varsa söyleyin, ha yok. Yani bir tedbirinizi var mı, öneriniz var mı söyleyin; yok. Kaldı ki Türkiye değişiyor" diye konuştu.