Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 100 günde yapılacağı açıklanan 400 projeyi eleştirdi. Muratoğlu, "Erdoğan'a keşke birileri seçimin bittiğini açıklasaydı" diyerek, "Sen git 5753 gündür ülkeyi yönet sonra çıkıp 100 günde ülkeyi kurtaracağını iddia et" ifadesini kullandı.
Erdoğan yaklaşık 2 saat 100 günde yapılacak projeleri anlatmış, vatandaşa yastık altındaki dövizi ve altını bozdurma ödevi vermişti.
Muratoğlu'nun "Eylem planı kupon arazi çıktı!" başlığıyla (6 Ağutstos 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Başkan Erdoğan önümüzdeki 100 günü kapsayan eylem planını açıkladı. Keşke biri seçimlerin bittiğini hatırlatsaydı. Sen git 5753 gündür ülkeyi yönet. Sonra çıkıp 100 günde ülkeyi kurtaracağını iddia et. Seçimin üzerinden 43 gün geçti. Cumhurbaşkanı 9 Temmuz'da yemin etti. Onun da üzerinden 28 gün geçti. Hani yeni sistem “hız” demekti? Ortada yeni ne var ki?
* * *
En sonunda ülkenin krizde olduğunun farkına vardı, galiba bir şeyler yapacak dedim. Tam 1 saat 40 dakika dinledim… Zamanıma yazık ettim! Konuşma bildiğin belediye seçimleri propagandasının aynısı… Şunu yaptık, bunu yaptık deyip, anlattı da anlattı. Dedim ki, herhalde ekonomiyi sona sakladı! Meğer yastık altı döviz ve altınları isteyecekmiş. Niyetini sonunda açıkladı.
* * *
Yüz günlük program için bütçeden 46 milyar lira gerekiyormuş. Ne yapılacakmış? Tam 400 projeden bahsetti. Tasarrufu es geçti! Beton, inşaat, yap-işlet-devret, tünel, yol, köprü, TOKİ… Hiç ders almıyorlar. “Ne yaptıysak yine onu yapacağız” diyorlar.
* * *
Savunma sanayinden bahsetti… Bakın aklıma ne geldi? Yerli ve milli savaş helikopteriATAK'ların Pakistan'a ihracatı için Amerika'dan izin almamız gerekiyormuş. Motor hakları onlarınmış. Yerli dedikleri anladığım kadarıyla Kızılderili… Tasarım İtalyan… O da milli!
* * *
Yüz günlük planın yıldızı, Uzay Ajansı! Her kuşu tuttuk ya bir leylek kaldı! Okuyup üfleyip uzaya çay-kek yollarız. Bir gün uzaya çıkarsak çoluk çocuk yuvarlanırız. Ajans yetmemiş yanında “uzay teknolojileri optik sistemler araştırma merkezi” gibi bir şey daha tasarlanmış. Hem uzay, hem optik… Belli ki teleskop alınacak, ihalesi açılmış.
* * *
Mevcut şehir kütüphanelerinde çay-kek servisi başlayacakmış. Haliyle oralar millet kıraathaneleri olacakmış. Fena mı? Maliyetten kısılmış. Çok önemli devrim niteliğinde başka bir icraat; Muş Havalimanı'nın adı Sultan Alparslan Havalimanı olarak değiştirilecekmiş. Hadi hayırlısı… Hiç değilse tabelacıya iş çıktı.
* * *
Dolar 5.10'a vurmuş, faizler yüzde 21'in üzerinde… Ülkenin devasa holdingleri, sonbahar yaprakları gibi dökülüyor. Hiç oralara değinmiyor! İstanbul, finans merkezihaline getirilecekmiş, sekiz yıldır hâlâ onu söylüyor. Millet uygun fiyatla et, sebze, meyve yesin diye tarım ve hayvancılığa dair bir şeyler bekledim. Eylem planı dediği, kupon araziymiş iyi mi?
* * *
Çin yuanı üzerinden tahvil ihracına çıkılacak. Borç alınıp, İstanbul'a kanal açılacak. Butik şehirler kurulacak. Butik şehirler dikey değil yatay mimari olacak. Kamuya ait atıl araziler ekonomiye kazandırılacak. Yaklaşık 16 bin konut ve işyerinin temeli atılacak. Eski statlar yıkılıp millet bahçesi yapılacak. Dokuz yeni stadın inşaatına başlanacak.
* * *
Peki, tasarruf nerede? Yok ki! Aynı tas, aynı hamam… Konuşmanın sonuna geldi, “İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır süt” dedi. İşimizi Allah'a havale etti. Hadi neyse biz alıştık da zavallı tekenin süt işi biraz karışık!