"Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diyerek hep beni dışladılar" açıklamasıyla gündem olan 14 yaşındaki hentbolcu Merve Akpınar ve arkadaşları maddi imkansızlıklar nedeniyle Hentbol Türkiye Şampiyonası'na katılamadı.
Şanlıurfalı 14 yaşındaki minik hentbolcu Merve Akpınar'ın yaptığı "Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diyerek hep beni dışladılar" açıklamasına destek yağmıştı. Süper Lig kulüpleri, Merve Akpınar için "Sen tüm Türkiye'deki kız çocuklarının umudusun. Senin ve cesaret verdiğin tüm kız çocuklarının yanındayız!" mesajı verilmişti. Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Merve ve arkadaşlarının tüm masrafalarını karşılayacaklarını ve tesis yapacaklarını söylemişti. Öte yandan bir hafta önce Bakan Kasapoğlu, Şanlıurfa'da bir araya gelmişti.
Halk TV'den Onur Durmuş'un haberine göre; birçok yerden destek sözü alan 'Güneşin Çocukları Hentbol Takımı' şu anda yarı finalleri oynanan Türkiye Hentbol Şampiyonası'na ulaşım maliyeti ve geç gelen evraklar sebebiyle katılamadı.
Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Türkiye Hentbol Federasyonunun davetlisi olarak gittiği Ankara'da yaptığı konuşmayla dikkati çekip, büyük destek gören Şanlıurfalı 14 yaşındaki hentbolcu Merve Akpınar ve takım arkadaşlarının antrenman yapacakları salonun yapılması için gerekli çalışmaların başlatıldığını belirtti. Ancak valilikten sadece Bölgesel Lig için 5 bin TL'lik bir yardım yapıldığı öğrenildi.
Daha önce takımlarına destek sözü verildiğini ancak maddi imkansızlıklar yüzünden Türkiye Şampiyonası'na gidemediklerini söyleyen antrenör Bayram Kaplan, şunları söyledi:
"Ulaşım konusunda sıkıntı çektik. Ben kampta olduğum için başka bir arkadaşımız sporcuları götürecekti. Ulaşım olacağı bulamadığımızdan Türkiye Şampiyonası’na katılamadık. Ligi bile imkansızlıklardan dolayı zor bitiriyoruz. Ben hoca olarak kendi cebimden harcama yaparak ligin tamamlamasını sağladım. Merve bizim sporcumuz ama bizim için sadece Merve yok. Onun gibi 35-40 çocuk var eğitim verdiğimiz. Köyde olan çocuklar antrenmanlara gelemiyorlar. Ben bir öğretmen maaşıyla bir yerlere getirmeye çalışıyorum. Biz imkansızlıklar yüzünden Türkiye Şampiyonası’na katılamıyoruz. Biz bu turnuvaya gitseydik en kötü çeyrek finale kadar çıkardık."
Antrenör Kaplan, şunları söyledi:
"Çocuklar gidecekler ve kalacak yer sorunu yaşayacaklar. KYK Yurdu’nda kalabileceklerdi aslında ama bu çocukların aileleri tedirgin oluyorlar. Ulaşım ve konaklama imkanları sağlıklı olmayınca bu çocukların aileleri endişe etmekte haklılar tabi. Bize kimse yardım etmek zorunda değil tabi. Bu çocuklar geleceğin yatırımı aslında. 14-15 yaşındaki çocukları 25 yaşındaki sporcularla yarıştırıyoruz. Bu çocuklar 3 yıl sonra çok başarılı olacak. Ben tek başıma bu çocukların her şeyine yetişmeye çalışıyorum. Suruç Belediyesi ile görüşme yaptım ve kendileri bize destek çıkacaklarını söylediler."
"Bu çocuklara destek olunmazsa bu çocuklar ligde oynayamazlar. Ben deplasman giderlerini ve bu çocukların beslenme ihtiyaçlarının kendim karşılıyorum. Benim de ailem var ve ben yetişemiyorum bazen.
Huluk Levent de çocuklarımıza 70 bin yardımda bulundu. Bunu ayda 350 TL olarak verecektik çocuklara. Haluk bey bu parayı bir seferde verelim çocuklar ihtiyaçlarını alsınlar dedi.
Bize malzeme desteği geldi tabii. Eşofman takımı, ayakkabı ve top gönderenler oldu. Çocuklara markalı ayakkabılar gönderdiler. Bizim çocuklarımız 2000 TL’lik ayakkabı giymesinler. 250 liralık ayakkabı giysin. Ben deplasmana gittiğimde çocuklarıma tavuk döner değil Adana yedireyim.
Bu çocuklar deplasmana gittiklerinde kötü şartlardaki yurtlarda kalmasınlar, otelde kalabilsinler. Benim çok zoruma gidiyor. Bana bazen ‘hocam ne istiyorsun?’ diye soruyorlar. Ben gururlu bir insanım ve dilenemiyorum. Yardım etmek isteyen zaten neye ihtiyacımız olduğunu görüyorlar."
3 çocuğumuz antrenmanda eşofman giymemeye başladılar. Ben de eşofmansız antrenman yapmanız doğru değil dedim. Utanarak 'Hocam eşofmanlar bize dar geliyor ve biz rahat edemiyoruz' dediler. Bir mağazadan çocuklarımızı hediye çeki geldi. Bu kartları çocuklara dağıtırken bazı çocuklarımız bize ‘Bana 1 tanesi yeter diğer arkadaşlarımıza da verelim' dediler."