Sendikalar '13 milyonun kıdem tazminatını konuşmayız' deyip masadan kalktı

Sendikalar '13 milyonun kıdem tazminatını konuşmayız' deyip masadan kalktı

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK sürpriz bir ortaklık ile, Çalışma Bakanlığı’nın kendilerine sunduğu metne karşı, ‘biz bunu istiyoruz’ diyerek sekiz maddelik metin hazırladılar. Ancak toplantıda konu çalışanların kıdem tazminatına gelince Türk-iş ve DİSK, “Alt işveren işçisinin haklarını konuşacaksak konuşalım; yoksa biz 12 milyon 700 bin işçiyi ilgilendiren kıdem tazminatını konuşmayız. Kim konuşursa konuşsun” diyerek masadan kalktı. Hak-İş toplantıya devam ettiyse de, “Kıdemde 30 günün altında hiçbir rakamı kabul etmeyiz” resti çekti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in başkanlığında hafta başında yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısının ardından dün de işçi ve işveren sendikaları ile bakanlık bürokratları teknik toplantı için bir araya geldi.
 

Türkiye taşeron cenneti olur

 
Toplantının ilk sürprizi, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’in ortak hareketiydi. Bir gün önce buluşan üç konfederasyon ekibi, bakanlığın kendilerine sunduğu metne karşı ‘ortak bir metinle’ toplantıya girdiler. “İşte bizim görüşümüz buyurun müzakereyi buradan yapalım” diyen işçi temsilcileri, ilk olarak taşeronluk tanımıyla başladılar. Bakanlığın tanımının uzmanlık gerektiren işlerin de taşerona verilmesi anlamına geldiğini, bunun da taşeron sayısını artırarak, Türkiye’yi bir taşeron cumhuriyeti yapacağını savundular.
Bunun yerine, öncelikle kamuda 2006’da bir gece yarısı İş Kanunu'na eklenen ve o günden bu güne kamuda 700 bin taşeron işçi alımına imkan tanıyan, sorunların da baş nedeni olan; 2. maddenin 8 ve 9.fıkralarının kaldırılmasını istediler.
Ardından da Türkiye’nin de kabul ettiği, 94 sayılı ILO Sözleşmesi’nin ikinci maddesinin, 4857 Sayılı İş Kanunu’na eklenmesini önerdiler. Yani kamudaki taşeron işçilerin, asıl işverenin işçilerinin ücret, hak ve çalışma koşullarının sağlanacağının yasa hükmü olmasını savundular. Bunun için Kamu İhale mevzuatının da düzeltilmesi gerektiğine dikkat çektiler.
Patronlar adına masada bulunan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) de bakanlığın alt işverenlikle ilgili önerdiği değişikliği kabul etmedi.
 

Kıdemde kıyamet koptu

 
Üç işçi konfederasyonunun hazırladığı metnin üçüncü maddesi, 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesindeki ‘bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır’ cümlesinin başına ‘bir yıldan az ve’ ibaresinin eklenmesi oldu. İşçi temsilcileri, hükümet bir gün bile çalışanın kıdem almasını gerçekten istiyorsa, “İş Kanunu’na bu hüküm eklenmeli. Bir işçi bir yıldan az bile çalışsa oranlama yoluyla bunu vermek mümkün hale gelir. Nasıl bir yıldan fazla çalışan fazla çalıştığı süre kadar, örneğin 1 yıl 6 ay çalışan; 30 gün yerine 45 gün kıdem tazminatına hak kazanıyorsa; 8 ay çalışan da 30 gün yerine 20 günlük kıdem tazminatını alsın” önerisi getirdiler.
Edinilen bilgiye göre toplantıda bakanlık bürokratları tüm işçilerin kıdem tazminatından yararlanmaları için bireysel kıdem tazminatı hesabına geçilmesi konusunu açınca; Türk-İş temsilcisi “Siz bizi buraya alt işveren işçilerinin sorunlarını çözmek için çağırdınız. Onların hak kayıplarını, kıdem tazminatlarını nasıl alacaklarını konuşacaksak konuşalım. Yoksa biz hem Türk-İş hem de DİSK olarak (DİSK temsilcisi bu tartışmadan önce vekaleti Türk-İş temsilcisine vererek toplantıdan ayrılmak zorunda kalmış) 12 milyon 700 bin çalışanın kıdem tazminatını konuşmayız. Kim konuşursa konuşsun” diyerek masadan kalktı. 
Bürokratlar toplantıya Hak-İş ve TİSK temsilcisi ile devam ettiler. Başından beri devlet garantili kıdem tazminatı fonu kurulmasını savunan Hak-İş’in temsilcisi ise, “Biz Hak-İş olarak devlet garantili fondan yanayız. 2002 yılında akademisyenlerin hazırladığı yasa taslağını savunuyoruz. Eğer siz bireysel kıdem tazminatı fonu, diyorsanız da 30 günün altındaki hiçbir süreyi kabul etmeyiz” diyerek kıdem tazminatı tartışmasına noktayı koydu.
 
Haberin devamını okumak için tıklayınız.