Türk sinemasının usta oyuncusu Şener Şen, 4 yıldan bu yana iyi bir proje bulamadığı için film yapamadığını söyledi. Şen, insanların değiştiğini, buna bağlı olarak da espri anlayışının değiştiğini belirterek, eski mizahın günümüzde bulunmadığını söyledi.
İnanç Yıldız'ın Evrensel gazetesinde yer alan haberine göre, Şener Şen, Ortadoğu'da yaşananlara ilişkin olarak da, "Hepimizin arzusu bütün insanlar barış içinde yasabileceği, herkesin demokratik haklarını kullanabileceği ırk, din, millet farkı gözetmeden mutlu bir dünya. Bu herkesin hayali. İnşallah olur” diye konuştu.
Gaziantep’te Nar Bilim, Kültür ve Sanat Derneği (Nar Sanat) 4. Nar Film Festivali’nde Soma katliamı dolayısıyla ertelenen “Muhsin Bey” filminin galası, Oyuncuları Şener Şen, Uğur Yücel ve Yapımcısı Abdurrahman Keskiner katılımıyla gerçekleştirildi.
‘Soruları yanıtlayan usta oyuncular Şen ve Yücel’in söyleşisi de filmleri gibi güldürdü, Şen, Türkiye’nin gündemine dair sorulan sorulara “hayalim mutlu bir dünya” diyerek cevap verdi.
Muhsin Bey filmindeki Ali Nazik’in film içindeki karakterinin iyiden kötüye geçmesi hakkında konuşan Yücel, “Ali Nazik’in değişimi hiç öyle basit bir şey değil. Toplumun değişimiyle ilgili karakter değişiminin farklı forma geçmesi senaryo anlamında çok doğru bir şeydir. Çünkü o beklenmedik bir şeydi. Adam fırsatı yakaladığı anda sattı. Abdurrahman Keskiner çok eski bir prodüktör ve tahmin edemeyeceğimiz kadar zenginliklerle dolu dünyası. Zenginlikler derken, bir sürü sanatçıyla anısı var. Bir sürü insanın hayatını değiştirmiş. İbrahim Tatlıses’i bir tarafta, Muhsin Bey Abdurrahman abi bir tarafta. İbrahim Tatlıses’i Ankara’da pavyonda şarkı söylerken almış İstanbul’a getirmiş. Bütün gazinoları dolaştırmış. Ve gittiği her gazinoda İbrahim Tatlises’i sahneye çıkarmış. Bütün assolistleri tanıyor çünkü. “Gardaş şunu sahneye çağırın” diyor, “İbrahim Tatlıses diye çocuk var.” Sahneye çağırıyorlar. 6 ay evinde yaşıyor. Yani adam Ankara pavyonlarında 500 lira kazanıyorken, İzmir fuarında 7 bin lira kazanmaya başlıyor. Bu adamı alıyor getiriyor ama ekmeğini yiyemeyen tek adam Abdurrahman abi. İbrahim Tatlıses böyle bir kalleşlik yaptı demek istemiyorum. Ali Nazik düpedüz kalleşlik yapıyor. Yani o sadakat, bağlılık birden bire seni hayat bozuyor. O prodüktör adamın ruhunu bozuyor. Ali Nazik bugün yaşasaydı nerede olurdu. Herhalde Urfa’da bir yerde arkalarda bir yerde sıra gecesinde türkü söyleyen biri olurdu.
Bir soru üzerine sinemayı çok ciddiye aldıklarını, her proje de oynamadıklarını söyleyen Şener Şen, “Bizim seçtiklerimizle izleyiciler arasında uyum var, örtüşüyor. Bu yolda devam edeceğiz. Ama 4 yıl oldu bir proje bulamadım. Bulamadığım içinde film yapamıyorum” diye konuştu. Bir filme hazırlanırken en önemli itici gücün senaryo olduğunu belirten Şen, “Muhsin Bey filminin senaryosu bizim elimize geldiğinde beni oyuncu olarak çok heyecanlandırdı. Değişik projeleri ilk defa oyunculuğa başlamış gibi bakıyorum. Bu karakter eski bildiklerime benzemesin, ondan izler taşımasın yani cebimdeki malzemeleri kullanmamaya çalışıyorum” dedi.
Eskinin mizahının günümüzde bulunmadığını söyleyen bir izleyiciye Şen, “İnsanlar değişiyor. İnsanların espri anlayışı da değişiyor. Eski filmlerde dikkat edilirse, ortak bir ruh var. Yine orada oturmuş anlaşan bir kadro var. O kadroyu yöneten bir film şirketi var. Onun başında da çok önemli sinema da Ertem Eğilmez faktörü var. Son sözü o söylerdi. Onun espri anlayışı halkın nabzını tutması gibiydi. Onun güldüğü yerde seyirci de gülerdi.” diye konuştu.
Gezi eylemlerinde oluşan duyarlılığının Kobanê için farklı mı geliştiğini ve sanatçıların bu durum için yapabileceği bir şeyinin olup olmadığını soran bir izleyicin sorusuna Yücel’e konuşur musun diye soran ardından “ben cevap veririm” diyerek kendi dolağında izleyicileri güldüren Şen, “Bu işler görüldüğü gibi basit değil. Çünkü her an dengeler değişebiliyor. Bunun gerçeğini bilmeden konuşamayız.
Ortadoğu’da bir şeyler oluyor. Sancılı bir yer. Ama ne olduğunu sıradan insanlar olduktan sonra kavrayabiliyor. O yüzden politikada her an değişken zemini kavramak mümkün değil. Ama tepkiler, coşkular hepimizin arzusu bütün insanlar barış içinde yasabileceği, herkesin demokratik haklarını kullanabileceği ırk, din, millet farkı gözetmeden mutlu bir dünya. Bu herkesin hayali. İnşallah olur” dedi.
Filmlerde artan muhafazakarlığı soran bir izleyiciye cevap Yücel’den geldi. “RTÜK neden var. Dizilere bir takım yasaklar getiriyor. Burada rakı duruyorsa bu flulanıyorsa bunun hayatla alakası yok. Ahlak insanın içindedir. İçini mi flulaştıracaksın. Esas mesela bu. Devletin insana yaklaşımı, eğitim sisteminin yaklaşımı sen tarih kitabında düşmanlık öğretirsen insana otomatikman birilerine düşman oluyor. Bütün ülkelerin tarih kitaplarında var. Esas mesela vicdanı öğretmek.”