Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Onur Haftası etkinliklerine yasak getirilmesine tepki gösterdi. Kadıgil, “Ülkemizde son 20 yıldır düşmanlaştıracakları herkesi düşmanlaştıran Recep Tayyip Erdoğan ve şürekasının elinde kalan son düşman kadrosu LGBTİ artılar oldu. Bu hafta, iktidarın el altında beslediği marjinal grupların hedef göstermeleri neticesinde AKP’nin sözde kaymakam ve valileri, suç işleri bakanından aldıkları özgüvenle bir grup yurttaşın anayasal haklarını askıya almaya kalktılar” dedi.
Sera Kadıgil, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Onur Haftası etkinliklerine getirilen yasakları eleştirdi. Kadıgil, şöyle konuştu:
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan davaların dördüncü duruşması görülüyor şu anda Danıştay’da. Milyonlarca kadının ve LGBTİ artının hayatının güvencesi niteliğindeki bir sözleşmeden bir gecede bir herifin lafıyla çıkmaya çalıştılar. Kadını erkeğe tabi gören bir anlayıştan zaten bir adım ötesini beklemiyorduk, şaşırmadık. Çıktılar ki kadınlar bu ülkede öldürülmeye devam etsinler, çıktılar ki maazallah LGBTİ artı falan olmasınlar; son bahaneleri buydu.
Asıl karın ağrıları, ceplerini doldurdukları bu erkek iktidarı korumak, bunu çok iyi biliyoruz. Bu hafta Onur Haftası, tüm dünyada şenliklerle kutlanan hafta. Ülkemizde son 20 yıldır düşmanlaştıracakları herkesi düşmanlaştıran Recep Tayyip Erdoğan ve şürekasının elinde kalan son düşman kadrosu LGBTİ artılar oldu. Bu hafta iktidarın el altında beslediği marjinal grupların hedef göstermeleri neticesinde AKP’nin sözde kaymakam ve valileri, suç işleri bakanından aldıkları özgüvenle bir grup yurttaşın anayasal haklarını askıya almaya kalktılar.
Neden LGBTİ artı arkadaşlarımız uğradıkları hakaretlere, baskılara rağmen azimle bu haklarına sahip çıkmaya çalışıyorlar? Çünkü mecburlar. Hiçbir temel yurttaşlık haklarından faydalanamıyorlar. Bu insanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bizimle yaşıyor. Sadece Onur Yürüyüşü’ne katıldığı için öğrencilerin bursları kesiliyor, yurtlarında atılıyor.
Gökkuşağı bayrağı açtığı için gözaltına alındı insanlar. Pandemi döneminde her grup için çeşitli yardımlar açıklandı, LGBTİ artılar konusunda tek bir kuruş devletin cebinden çıkmadı. Oysaki en dezavantajlı gruplar, iş bulamıyorlar, ev tutamıyorlar. Gerici hükümet eliyle LGBTİ artılara cüzzamlı muamelesi yapılıyor, en temel sağlık hizmetlerini alamıyorlar birçok yerde.
Sicilimiz çok kötü, bu insanlar eşit yurttaşlık mücadelesi bile vermiyor, var olma mücadelesi veriyor. Süleyman Soylu, her başı sıkıştığında LGBTİ artılara saldırıyor, terörize ediyor. İki sene önce LGBTİ artılar için soru önergesi verdim, altında Soylu’nun imzası var. Burada, “Anayasa’mızdaki eşitlik ilkesi ile muhafaza edilen ülkemiz nefret suçlarına karşı gereken hassasiyeti göstermektedir” yazıyor.
Soylu, sen burada bir milletvekiline verdiğin cevapla mı yalan söylüyorsun, yoksa her suçluyla fotoğrafın çıktıktan sonra kameralar önünde konuşurken halka mı yalan söylüyorsun? Önce bunun cevabını vermen lazım. Soylu, alenen tehdit, nefret, ayrımcılık, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, görevi kötüye kullanma ve azmettirme suçu işliyor.
Soylu, böyle açıklama yaptıkça kendini devletin valisi, kaymakamı değil AKP’nin emir eri sanan bazıları emir telakki sanıyor ve insanların en temel anayasal haklarını engellemeye çalışıyorlar. 7 gün süreyle İstanbul’da bütün açık ve kapalı etkinlikler yasakmış, sebep? Güvenlik ve esenliğin korunması, genel ahlakın korunması.
Birkaç yobaz, marjinal grup var, bunlar işareti çakıyor, yetmiyor, İstanbul’da alenen insanları tehdit ediyorlar. Çanakkale’de de her yıl bir açıklama yapılıyor, bu sene yobaz marjinal grup bu açıklamayı hedefine koyuyor. Vali efendi ile görüşüyor, çıkışında ‘Sayın valimizle görüştük, bize yasaklayacağını söyledi’ diye tweet atıyor ve Vali İlhami Aktaş yasak koyuyor. Dayılar, amcalar, siz madem en temel anayasal hakkımızı kullanırken bizleri 3-5 marjinal gruptan koruyamıyorsunuz, neden cumhurbaşkanısınız, bakansınız, valisiniz, niye maaş alıyorsunuz?
Hep aynı terane. Bu, AKP’nin bile isteye inşa ettiği bir düzen. Kendilerinin fonladığı gerici marjinal gruplar var, önce bu gruplar eliyle tehdit yaratıyorlar, sonra bunu gerekçe göstererek insanların en temel haklarını eylem yasağı koyarak engelliyorlar, ama yemezler. Bu ülke sizin istediğiniz gibi şer-î kurallarla yönetilemez. Bu ülkenin anayasası var, bu ülke laik bir ülke, buna karşı yaptığınız her şeyin karşısında 20 yıldır olduğu gibi bizleri bulacaksınız."