Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin fotoğraflarının üzerinde yer aldığı, “Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde” yazılı etiketlerini tasarlayıp sosyal medya hesaplarından paylaşan grafiker Mahir Akkoyun, serbest bırakıldı. Akkoyun, serbest bırakılmasının ardından, İzmir Adliyesi önünde; “Milyonlarca insanın bu tasarımları benimsemesi, bunları sokaklara, marketlere, gıda reyonlarına, ürünlerin üzerine yapıştırması aslında benim tam olarak hayat pahalılığını gündeme getirme amacımı nihayetine erdirmiş oldu… Söylediğim şeyin sadece benimle sınırlı kalmaması, birçok insanın söylediği şeyle aynı olması ve bir gün öncesinde belki binleri aşan şeyin bugün milyonlarca insanın dilinde olması benim için çok mutluluk verici. Bu yoksulluğu, sefaleti gündeme getirmemden çok rahatsız oldular. Rahatsız etmeye de devam edeceğim” dedi.
Eleştirel görsel tasarımlar hazırlayan ve son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin fotoğraflarının yer aldığı; “Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde” yazılı etiketleri tasarlayıp sosyal medya hesaplarında paylaşan Mahir Akkoyun, bu sabah saatlerinde gözaltına alınmıştı. Akkoyun, sosyal medya hesabında “Gözaltına alınıyorum, Konak Güvenlik Şube” mesajını paylaşmıştı.
Mahir Akkoyun, bugün akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Akkoyun, serbest bırakılmasının ardından İzmir Adliyesi önünde şöyle konuştu:
“Yaptığım tasarımların birçoğu bu ülkede halihazırda var olan yoksulluğu, sefaleti, yüksek fiyatları ele alan, bunlara dair bir şey söyleyen ve bu yoksulluğun, sefaletin sorumlularına karşı bir şeyleri ifade eden tasarımlardı. Milyonlarca insanın bu tasarımları benimsemesi, bunları sokaklara, marketlere, gıda reyonlarına, ürünlerin üzerine yapıştırması aslında benim tam olarak hayat pahalılığını gündeme getirme amacımı nihayetine erdirmiş oldu. Bugün gördüğümüz dayanışma da aslında bu halkın yoksulluğa, sefalete işçisiyle, emekçisiyle, kadınıyla, öğrencisiyle hep beraber tepki gösterdiği ve birbirine sahip çıktığı bir zeminin varlığını göstermiş oldu.
Bu açıdan mutluyum. Söylediğim şeyin sadece benimle sınırlı kalmaması, birçok insanın söylediği şeyle aynı olması ve bir gün öncesinde belki binleri aşan şeyin bugün milyonlarca insanın dilinde olması benim için çok mutluluk verici. Bu söylediklerimden çok rahatsız oldular. Bu, bunu gösteriyor. Bu yoksulluğu, sefaleti gündeme getirmemden çok rahatsız oldular. Rahatsız etmeye de devam edeceğim.”
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ise şunları söyledi:
Bugün yeni bir hukuksuzluğa tanık olduk. Bizler, hukukçular, barolar, yurttaşlar gözümüzü açtığımız anda yeni bir hukuksuzluğun yaşanacağını çok iyi biliyoruz. Çünkü süreç bizi gerçekten hukukun üstünlüğünün, yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı bir sürece dayattı. Çok yakın bir tarihte seçim var. Bu seçimi şu ya da bu biçimde farklı aşamalara taşımaya çalışan bir anlayışın halen yurttaşlara, barolara, avukatlara, muhalif olan her kimliğe söz söylediğini, parmak salladığını görüyoruz. Benzer konuları ve olayları yaşamıştık. Bundan sonra da yaşamaktan korkmuyoruz. Çünkü bizler bugün yaşanan hukuksuzluğa karşı meslektaşlarımızla birlikte, güçlü bir biçimde karşı durmaya çalıştık.
Aslında yapılan şey bir eleştiri, bir düşüncenin ifade edilmesidir. Ülkemizde anayasal bir haktır. Bu ülkede, düşüncenin sadece düşünce olarak kalmasını isteyen ancak bunun ifade edilmesini istemeyen bir anlayış var. Biz geçtiğimiz dönemlerde, Dezenformasyon Yasası açıklandığında, kabul edildiğinde bunun sakıncalarını, çok net ve açık bir biçimde basın toplantısında ifade etmiştik. Söylediklerimizin hayata geçirilmeye çalışıldığını yine görüyoruz. Bu soruşturma, başından sonuna kadar hukuka aykırı. Hem usul hem esas açısından hukuka aykırı. Bugün Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından değerli Mahir arkadaşımız, koşulsuz ve derhal serbest bırakılmıştır. En azından böyle bir sonucun varlığı, bizleri buruk da olsa memnun ediyor. Bundan sonra böyle soruşturmalara muhatap olmama adına İzmir Barosu, geçmişten bugüne olduğu gibi hukuk mücadelesini yükselterek devam edecektir. Her türlü haksızlığın karşısında durmaya devam edecektir. Çünkü avukatlar ve İzmir Barosu hiçbir zaman biat etmeden, vazgeçmeden mücadelesini yükselterek devam edecektir.”
Gazetecilerin Akkoyun’un neyle suçlandığı sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi:
“Suçlama Cumhurbaşkanına hakaret. İkinci bir dosya var. Seçim kanununa muhalefet. O ayrıldı. Sadece Cumhurbaşkanına hakaretten bir soruşturma yürütülüyor idi. Yapılan stickerlar da zaten kelimesel anlamda hakaret içeren bir cümle yok. Hiçbir şey yok. Zaten Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’nde de bunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini ve suç teşkil etmediği yönünde bir karar var. Bu karar sonuna kadar doğrudur. Biz bu kararın İzmir’de bir mahkeme tarafından veriliyor olmasını da takdirle karşılıyoruz.”