Ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya, "Ben çok sevilebileceğine, tutkulu olunabileceğine, karşılıklı olarak hayatlardaki boşlukların doldurulabileceğine inanıyorum. Herkesin hayatında vazgeçemeyeceği birileri olabilir. Ama bunun adı aşk mı onu bilmiyorum. Belki de hiç yaşamadığım için bilmiyorum" dedi
Serenay Sarıkaya'nın Hürriyet gazetesinden Sibel Arna'ya vediği söyleşiden öne çıkan başlıklar şöyle:
22 hiç size yakışan bir yaş değil yahu! Görüntü 22'de ruh 30'larda sanki.
-Çok yakın bir arkadaşım bana "Senin ruhun yaşlı" diyor. Bu, anne babamın erken ayrılması, çabuk olgunlaşma, erken çalışmaya başlama kaynaklı olabilir. Bu durumdan mutsuz değilim. Çünkü bazı şeyleri daha önceden erken görebilmek hatayı azaltıyor.
İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?
-Aşk diyemem. İlkokulda beni çok heyecanlandıran birileri olmuştu. Mektup yazdığımı hatırlıyorum. O bana mektup yazmıştı.
Aşk nedir sizin için? Nasıl bir tanımı var?
Sizin de hayatınızda biri var, aşık değil misiniz yani?
Günümüzde her şey o kadar geçici olmaya başladı ki. O kadar çabuk tüketiliyor ki. Günümüzün problemi bu, yapacak bir şey yok. Bu, benim düşüncem. Dediğim gibi aşk yaşıyorum diyenlere saygım sonsuz.
Neler söylüyorsun? Erkek arkadaş bozulmayacak mı? Düpedüz "Ben aşkı hiç yaşamadım" dedin...
(Serenay sessiz kalmayı seçiyor)
- Medcezir'de şarkı da söylüyorsunuz. Geçenlerde bir "İsyan" söylediniz ben sesinize, sahnedeki duruşunuza inanamadım... Nasıl bu kadar iyi şarkı söyleyebiliyorsunuz?
-Kulağım iyidir derler. 6-7 yaşında bile Türk Sanat Müziği şarkılarını ezbere bilirdim. Annem müziğe çok düşkündür, özel günlerde beni de fasıla götürürdü. Hatta bu konuyla ilgili komik bir anım var. 9 ya da 10 yaşındayım annemin iş arkadaşlarıyla birlikte yemeğe gitmişiz. Ben bütün şarkılara eşlik ediyorum. En ağır makamlı olanları bile biliyorum. Solistin dikkatini çekiyor, müziği kesiyor "Şimdi söyleyeceğim şarkıyı da söylersen ben mikrofonu bırakıyorum" diyor. Ve ben yine biliyorum.