Türkiye’de her gün dört kadını yakalayıp ikisini öldüren, oysa bir aşıyla önlenebilen rahim ağzı kanserine karşı ünlü isimler bir araya geldi.İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli biyolog Nilüfer Uzar, geçen yıl anormal bir akıntıyı iltihap sanarak, antibiyotik almak amacıyla gittiği doktorda duymuş ilk kez. 18’inden beri rutin jinekolog kontrollerini yaptıran 38 yaşındaki Amerikalı şarkıcı Christine Baze ise sekiz yıl önce karşılaşmış hastalıkla. Daha önce ne ‘human papilloma virüs’ü duymuş, ne de neden olduğu serviks kanserinden haberdarmış. Biri Amerikalı, biri Türk iki kadını buluşturan, dünyada kadınlarda meme kanserinden sonra en çok can alan tür olan rahim ağzı (serviks) kanseriyle, daha önce ismini bile duymamışken tanışmış olmaları. Uzar ve Baze, anne olma yetilerini kaybetmişler ama sancılı mücadele sonucunda hayatta kalmayı başarmışlar. Oysa herkes bu kadar şanslı değil. Serviks kanseri Türkiye’de her gün dört kadını yakalıyor, ikisinin yaşamını elinden alıyor. Eğitimli, bilinçli kadınlar arasında bile hastalığı duymamış olanların sayısı epey yüksek... Kalıtımsal değil ama...Radikal'de yayımlanan habere göre; Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’yle (TJOD) ilaç firması GlaxoSmithKline’ın ortaklaşa projesi, serviks kanserinin adını gittikçe daha çok kadının duymasını sağlamak üzere geçen hafta başladı. HPV’nin yol açtığı hastalık kalıtımsal değil, ancak cinsel yönden aktif kadınların yüzde 50-80’inin yaşamlarının bir anında HPV enfeksiyonu geliştirdiği biliniyor. TJOD Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil’e göre, en iyi korunma yolu düzenli ‘Pap Smear’ testi yaptırmak ve genç kızlarla kadınların aşılanması. Jinekolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Macit Arvas’a göreyse önümüzdeki 30 yıl içinde her tür kansere uygulanma ihtimali yüksek olan aşılar, rahim ağzı kanserinde de kritik önem taşıyor. Laboratuvar testleri, rahim ağzı kanseri için ideal aşı yaşının 9-26 yaş olduğunu gösteriyor ancak ileri yaşlarda da aşı mümkün. Ressam Günseli Kato, moda tasarımcıları İdil Tarzi ve Bahar Korçan, eğitimci Aylin Kotil, manken Sinem Güven, gazeteciler Elif Ergu ve Ece Vahapoğlu’yla hastalığı yaşamış Nilüfer Uzar, Christine Baze, Prof. Dr. Güzin Özarmağan’ın deneyimleriyle destek verdiği ‘Başıma Gelmez Deme, En Başından Engelle-Serviks Kanserine Geçit Verme’ kampanyası halk toplantılarıyla sürecek. Neden tek kollu tişört? Projeye, Moda Tasarımcıları Derneği’nde oluşturdukları ekiple yarattıkları, hastalık nedeniyle rahmi alınmış kadınları temsil eden tek kollu tişörtlerle de destek veren Tarzi, başta kızı olmak üzere çevresindeki tüm kadınları bilinçlendirmek istediğini söylüyor. 19 yaşında bir kız çocuğu annesi olan, kampanyaya ‘Hayat Ağacı’ adını verdiği heykeliyle katkı sunan ressam Günseli Kato da Türkiye’de hâlâ kadın doğum doktoruna gitmenin utanılacak bir şey olmasının hastalığın yayılmasına etki ettiğine dikkat çekiyor: “Kadın doğum doktoruna gitmeyi normal olarak algılarsak sorun kalmayacak. Bunun tabu olmadığını anlatmak lazım.” Biyolog Uzar, mücadelesini henüz tamamlamış. Düzenli smear testi yaptırdığı halde, geçen şubatta akıntı şikâyetiyle muayeneye giden Uzar’a teşhis hemen konmuş. Sonrası, altı ay annesinden ve küçük oğlundan gizleyerek, kimi zaman çok yalnız hissederek süren acılı bir tedavi. “Sağlıkçı olduğum halde rahim kanserini biliyordum ama rahim ağzı kanserini bilmiyordum” diyor. 31 yaşındayken tanıştığı hastalıkla uzun süre mücadele eden Baze ise şimdi hayli neşeli, “Hayatta kalan şanslı kadınlardanım” diyor. 18’inden beri düzenli olarak kontrollerini yaptırdığı ve tek eşli olduğu halde yakalandığı hastalık, çocuk doğurma şansını elinden almış. Haliyle Baze, tüm kadınlara düzenli kontrole gitmelerini daha derinden hissederek öneriyor.