Serter: Vekil olmasam beni de alabilirlerdi

Serter: Vekil olmasam beni de alabilirlerdi
CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, milletvekili olmasa, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan öğretim üyelerinden birisi olabileceğini düşünüp düşünmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken, "Cumhuriyet'in kazanımlarına, laikliğe sahip çıkan insanlar, bu ülkede gözaltına alınıyorsa, hiç kuşkusuz milletvekili olmasaydım, ben de onların arasında yer alabilirdim" dedi. TBMM'de, YÖK Yasasında yapılması planlanan değişikliklere ilişkin basın toplantısı düzenleyen Serter, "üniversiteleri baskı altına almak için iktidar yandaşı rektör atamalarının yeterli görülmediğini, Ergenekon soruşturması kapsamında Cumhuriyet'in kazanımlarına sahip çıkan eski rektör ve öğretim üyelerinin gözaltına alınarak tutuklandığını" savundu. Serter, "rektörlerin tutuklanmalarına, darbecilik ve terör örgütü üyeliğiyle suçlanmalarına YÖK'ün sessiz kaldığını, bunun da Türk üniversitelerinin karşı karşıya bulunduğu tehdidin en somut kanıtı olduğunu" söyledi. YÖK Yasasında değişiklik yapılmasının planlandığını öne süren Serter, değişiklikle, Üniversitelerarası Kuruldan (ÜAK) "öğretim üyelerinin çıkarılarak, sadece rektörlerden oluşan bir yapıya kavuşturulmasının" amaçlandığını kaydetti. Serter, değişiklikle "ÜAK'ın yönetmelik yapma yetkisinin elinden alındığını, YÖK Genel Kurulunun talebi üzerine danışmanlık hizmeti veren yapıya dönüştürüldüğünü, işlevsiz ve etkisiz bir konuma getirildiğini, YÖK Genel Kurulunun komutası altında bir kurul haline dönüştürüldüğünü" ileri sürdü. Bunun, yükseköğretim açısından çok ciddi ve vahim sonuçlar doğuracağını ifade eden Serter, YÖK Denetleme Kurulu üye sayısının da 10'dan, 30'a çıkarıldığını ve Kuruldaki 15 üyenin, Başbakanlık, Maliye ile İçişleri bakanlıkları ve Sayıştay üyelerinden oluşturulmasının öngörüldüğünü iddia etti. Serter, değişikliğin, AK Parti iktidarının, üniversitelere yönelik "bilimsel özgürlük, demokratikleşme ve katılımcılık" söylemlerinin, "gerçek dışı" olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, YÖK'ün giderek daha otoriter ve iktidara bağımlı yapıya büründüğünü söyledi. YÖK Yasasında yapılması planlanan değişikliğe karşı olduklarını bildiren Serter, parti programlarında YÖK Genel Kurulu'nun kaldırılarak, demokratik ve katılımcı bir anlayışın yüksek öğretime egemen olmasına yer verildiğini kaydetti. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Serter, değişikliğin, "YÖK'te ve gizli tutulduğunu, kamuoyunda tartışılması için konuyu gündeme getirdiğini" anlattı. 'Benden farklı olmayan...'Nur Serter, "Ergenekon soruşturmasının 12. dalgası rektörlere yöneldi. Eğer siz, milletvekili olmasaydınız, gözaltına alınanlardan biri de siz olabilir miydiniz? Hiç bunu düşündünüz mü?" sorusu üzerine, düşünmesine gerek olmadığını, herkesin kendi adına düşündüğünü söyledi. Serter, "Çünkü gözaltına alınan, tutuklananların pek çoğunu yakından tanıyorum. Bunların içinde birlikte çalıştığım, kendi üniversitemde öğretim üyesi olarak yer alan insanlar var. Bu insanları tanıdığım için, benden farklı olmadıklarını biliyorum. Benden farklı olmayan, benim gibi düşünen, büyük yurt sevgisiyle, Cumhuriyet'in kazanımlarına, laikliğe sahip çıkan insanlar, bu ülkede gözaltına alınıyorsa, tutuklanıyorsa, hiç kuşkusuz ben de onların arasında yer alabilirdim" diye konuştu. Ergenekon soruşturmasının son dalgasının üniversite öğretim üyelerine yönelik devam edeceği yönünde duyumlar olduğunu ifade eden gazeteciye yanıt verirken de Serter, soruşturmaya ilişkin gelişmeleri basından takip ettiğini, AK Parti milletvekili olmuş olsaydı, bu konuda engin bilgileri olabileceğini ifade etti. Serter, Atatürkçü, ulusalcı, bağımsızlıktan yana tavır izleyen, bu konuda görüşlerini açıklayan, AK Parti'ye muhalefet eden herkesin, Ergenekon kapsamında gözaltına alınacağı ve tutuklanacağı endişesinin, bugün Türkiye'de yer ettiğini ileri sürdü ve "Zaten amaç da budur. Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazarımızın makalesinde, 'Her fani bir gün Ergenekon'u tadacaktır" başlığı vardı. Yani gerçekten Türkiye, öyle bir noktaya doğru sürükleniyor" dedi. Atatürkçü, gençleri çağdaş birey olarak yetiştirmek isteyen ve burs veren sivil toplum örgütleri yöneticileri ile aydınların gözaltına alınmasına tepki gösteren Serter, Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan uygulamaları, 'sivil darbe, faşizm" diye niteledi.  (aa)