“Mustafa Kemal Atatürk’ün 1926 yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sonrasında Latife Hanım’ın mektubu almasıyla kendini odasına kapatıp bir hafta boyunca yemek yemeden ‘Gördüm seni yeni açmış güle döndüm; coştum şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm; bak ayrılığın şimdi karanlık kucağında bağrı yanık boynu bükük sümbüle döndüm’ şeklindeki uşşak şarkıyı gramofondan dinlediği” iddiası Latife Hanım'ın kız kardeşi Vecihe İlmen'in torunu, Mehmet Sadık Öke’nin araştırmasına konu oldu.
Teyzem Latife kitabının da yazarı olan Mehmet Sadık Öke, söz konusu hikâyenin doğruluğu konusunda çok yoğun bir şekilde çalıştığını aktararak, hikâyede yer alan yer alan şarkının “Hicran-ı Elem” şarkısıyla karıştırılmış olduğunu aktardı.
Öke ayrıca, Latife Hanım’ın evlenmeden önce Mustafa Kemal’in kendisini öpmesine izin vermediğini belirterek konuya ilişkin anektodu “Elbette öpmek istemiş latife teyzemi o da Trikopis’in tabancasını alıp olmaz vururum kendimi demiş. Baş başa teras da yemek yedikleri gece havaya üç el ateş etmiş. Zaten beyaz gül ile evlenme teklif etmiş” sözleriyle aktardı.
Mehmet Sadık Öke’nin sosyal medyadan paylaştığı yazı şu şekilde:
Bir kaç senedir bir müzik tartışması yapıyoruz. İzah edeyim: Latife Teyzem ile Mustafa Kemal boşanınca arkadaşlarının anlattığına göre Paşa odasına kapanıp hafız Sadettin Kaynak bestesi olan güftesi Hafız Ali Rıza Sağman’a ait olan “Gördüm seni yeni açmış güle döndüm; coştum şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm; bak ayrılığın şimdi karanlık kucağında bağrı yanık boynu bükük sümbüle döndüm” uşşak şarkıyı gramofondan bir hafta boyunca yemek bile yemeden dinlemiş.
Anı çok güzel ve büyük bir aşk acısı içeriyor. Ancak bir sorun var; Besteci Sadettin Kaynak ilk bestesini 1926 yılında yapmış. Evet bu anlatılan olay da 1926 da geçiyor. Ancak yapılan ve taş plağa okunan ilk beste bu değil. Ali Rıza Sağman’ın güftesini Saadettin Kaynak daha sonra besteliyor. Oysa Latife Teyzem ile Kemal 1925 yılı 26 Ağustos’ta boşanıyor. Atatürk’ün yakın arkadaşı Fahrettin Altay paşa boşanmadan sonraki günlerde Çankaya da misafir edildiği için o günleri anılarında anlatıyor ve bu şarkıya da yer veriyor. Özellikle uşşak makamı olmasını ve Latife Teyzemin Uşakizade aşıklardan olmasını bu şarkının dinlenmesi ile bağdaştırıyor. Kemal o kadar kendini kapatıyor ki bu şarkıyı dinlerken arkadaşları “ kendisine bir şey yapmasından öldürmesinden korktuk” diyorlar. Ancak bu şarkı o sırada bestelenmiş olamaz. Başka bir şarkı olması gerekiyor. Hafız Sadettin Kaynak’ın ilk yaptığı ve taş plağa okuduğu beste “Hicranı Elem.” Ali Rıza Sağman hem bestekâr hem güftekâr ve hafız. İstanbul hafızlarının Türk musikisine katkısı büyük. Hicran-ı Elem 1926 da taş plağa okunuyor. Sadettin Kaynak’ın da ilk bestesi. Ya Kemal’in dinlediği şarkı belki bu olabilir ama bu da Almanya’da okunduğu için 1926’da tam zamanlama olarak çok sıkışık. Altay Paşa’nın ziyareti 25 sonu ve 26’nın başı. Bazı yerlerde “Aşkından yeni açmış güle döndüm”ün Fikriye Hanım’ın en sevdiği şarkı olduğu yazılı. Tabi bu tamamen yalan çünkü Fikriye öldüğünde ne Ali Rıza Bey güftesini ne de Sadettin Bey bestesini yapmıştı henüz. Kemal’in bu şarkıyı Latife’nin 1926 yılında 29 Ekim Cumhuriyet kutlamaları sonrasında kendine yolladığı bir mektubu okuduktan sonra da dinlediği anlatıldığına göre olan olaylar sıcağı sıcağına direkt boşanmadan sonra değil acısı iyice çöreklendikten sonra olmuş olmalı. Yine de hangi parça olduğu kesin değil, ancak hafız Saadettin kaynağın bir bestesi olduğu kesin sayılmalı. Belki sonradan bestelenen “Güle döndüm” çok ünlü olduğu için anıları anlatanlar karıştırıyorlardır.
Bir bilgi de Hafız Ali Rıza Sağman için vereyim. Kendisi büyük besteci ve güfteci olup Türkçe ezanın söz yazarıdır. “Tanrı uludur” ifadesi onundur. Bunu hece uyumu makam ve usul yönünden ileri sürmüş savunmuş ve kabul ettirmiştir. Bu arada Saadettin Kaynak’ın da bu ilk Türkçe ezanı ilk okuyan kişi olduğunu da tarihimiz açısından belirtmekte fayda var. Belki de o dönemdeki bu ikilinin ünü sebebi ile Kemal’in dinlediği ayrılık acısı şarkısı Kaynak’a ait “Hicran-ı Elem” yerine güftesi Ali Rıza Bey’e bestesi Kaynak’a ait “Yeni açmış güle döndüm” ile karıştırılmıştır.
İkinci anekdot ise şu: Efendim Atatürk’ün hastalığının ilerlediği zamanlar, Dolmabahçe Saray’ı olmuş size bir Cumhuriyet Meyhanesi, paşa kimseyi dinlemiyor içmeğe devam ediyor. Bir akşam gene ince saz kurulmuş Paşa da demleniyor. Bir şarkı bitiyor bir şarkı başlıyor; birden paşa “Durun!” diye bağırarak şarkıyı kesmiş; “Biz İzmir’in o gülünü zamanında çok kokladık şimdi sadece dikenleri kaldı çok acı veriyor“ demiş. Şaşıran saz ustaları tam bir başka şarkıya geçerken gözlerinde yaşlar ile “Çalın çalın son bir kez daha koklayalım dikenleri acı verse de” diyerek fikrini değiştirip “Yanındaki uşağa dönüp ‘sen de bardağımı doldur da eşlik edeyim ben de” demiş. İşte Latife Teyzeme aşkını itiraf ettiği çok ender anlardan biri.