Sevilay Yılman: İktidar yanlısı medya yine amigo kafasıyla hareket etti

Sevilay Yılman: İktidar yanlısı medya yine amigo kafasıyla hareket etti

Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılmaz,  PKK tarafından kaçırılıp öldürülen öğretmen Necmettin Yılmaz'la ilgili Tunceli'de yapılan yürüyüşe katılmayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren iktidara yakın medya organlarıyla ilgili "Eleştirmek hakları... Eyvallah ama yaptıkları eleştiri hem haksız hem de yersiz! Zira zaten o yürüyüşü düzenleyen CHP Tunceli İl Örgütü. Katılan vekillerin tamamı CHP’li... Yani yürüyüş tamamen CHP’nin organizasyonu. Keşke Kemal Bey de katılsaydı ama katılamadı diye bu denli ağır eleştirilerin yapılması doğru değil. Kusura bakmasın iktidar yanlısı medya ama yine amigo kafasıyla hareket etmişlerdi dün yazıp çizdikleriyle." yorumunda bulundu.

Yılmaz'ın Habertürk gazetesindeki ( 24 Temmuz 2017) yazısı şöyle:

 

"PKK’nın alçakça katlettiği Necmettin Öğretmen’in ardından Tunceli’de düzenlenen yürüyüşü çok anlamlı ve de çok tarihi buluyorum. BenceKılıçdaroğlu’nun başını çektiği Adalet Yürüyüşü’nden çok daha değerli bir yürüyüştü Tunceli’deki yürüyüş. Tüm terör örgütlerinin yıllardan beridir insan kaynağı olarak gördüğü Dersim’de atılan bu çığlığın yerinde ve zamanında bir mesaj içerdiğini düşünüyorum. Dün bir dost sohbetinde arkadaşlardan biri “Keşke o yürüyüşte Kürt siyasetinin sembol isimleri de olsaydı. Mesela Ahmet Türk ya da Leyla Zana yahut Sırrı Sakık! Daha anlamlı olurdu. Daha büyük ve daha çok fayda sağlardı” deyince üzerine konuştuk uzun uzun. Ve gördüm ki ben hariç, sohbettekilerin tamamında bu sembol isimlerin o yürüyüşe katılmamasının nedeni PKK’nın silahlarını onlara doğrultacak olmasının verdiği korku görüşü hâkimdi. Onlara göre yani öldürülme korkusuyla Dersim yürüyüşüne katılmamış bu isimler. Biliyorum ki sizlerin de görüşü bu yönde ama kesinlikle doğru değil bu görüş değerli okurlarım.

Evet! Yürüyüşe katılmamalarının nedeni PKK’dan duydukları çekince ama bu çekincenin nedeni ölüm korkusu değil! Tek neden siyaset sahnesinden silinme endişesi! Kendi açılarından haklılar da... Zira Ahmet Türk veya diğer isimlerin Dersim’deki o yürüyüşe katılması demek, PKK’ya alenen, “Ben de artık size biat etmiyorum! Ben de sizin karşınızdayım! Lanet olsun size” anlamına gelirdi ki bu da siyaseten kendi ayaklarına kurşun sıkmak gibi bir şey olurdu. Yoksa onlar da biliyor bu son katliam çok alçakça, çok adice ama işte kahretsin kişisel çıkarlar her şeyin üzerinde geliyor ve kariyerlerini tehlikeye atmak istemedikleri için de böyle el mahkûm 3 maymunu oynamayı tercih ediyorlar.

HER daim Türkiye aleyhine yazılar yazdırtıp Türkiye’yi karalayan dünyaca ünlü haber sitesi Huffington Post’çuların kafasına saksı mı düştü n’oldu bilmiyorum ama geçen gün ABD MUSİAD Başkanı Mustafa Tuncer’in bir makalesini yayınlamış. Tuncer’in, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yıldönümü sebebiyle kaleme aldığı yazıda, Türkiye’nin bölgesel ve küresel krizlerde hayati bir rolü olduğunun, krizlerin en zor noktasında aldığı sorumluluk ve liderlik vasfıyla bölgede hâlâ barış umutlarını yeşerttiğinin altını çizmiş kalın kalın... Açıkçası tam bir Türkiye düşmanı olan Huffington Post gibi bir sitede Türkiye hakkındaki doğruları ve gerçekleri aktardığı bu makale için Mustafa Tuncer’i tebrik ediyorum. Çok güzel bir lobicilik başarısı gerçekten. Umarım devamı gelir...

 

Amigo gazeteciliğe tam gaz devam

 

BU arada dün iktidara yakın medyada bu yürüyüş ile ilgili olumlu, çok güzel yorumlar yapılmıştı ancak bir yandan da Kemal Kılıçdaroğluyürüyüşe katılmadığı için eleştirilmişti. Eleştirmek hakları... Eyvallah ama yaptıkları eleştiri hem haksız hem de yersiz! Zira zaten o yürüyüşü düzenleyen CHP Tunceli İl Örgütü. Katılan vekillerin tamamı CHP’li... Yani yürüyüş tamamen CHP’nin organizasyonu. Keşke Kemal Bey de katılsaydı ama katılamadı diye bu denli ağır eleştirilerin yapılması doğru değil. Kusura bakmasın iktidar yanlısı medya ama yine amigo kafasıyla hareket etmişlerdi dün yazıp çizdikleriyle. Bence bu yürüyüşte neden KemalBey’in olmadığını sorgulamak yerine AK Parti’den ya da MHP’den neden kimsenin olmadığını sorgulamak daha yerinde, hakkaniyetli ve insaflı bir yaklaşım olurdu."