Sevişme sahneleri çok abartılıyor

Sevişme sahneleri çok abartılıyor
Bülent İnal, Hatırla Sevgili’nin devamı niteliğindeki 12 Eylül ihtilali ve sonrasının anlatıldığı Bu Kalp Seni Unuturmu? isimli dizide, solcu genç Sinan’ı oynuyor. İnal,Melis Birkan, Okan Yalabık, Berrak Tüzünataç, Saygın Soysal, Hale Soygazi, Salih Güney gibi ünlü isimlerle birlikte kamera karşısına geçecek. Rolü için şimdiden 8-10 kilo veren İnal, işkence sahnelerinin gerçekçi olması için 5-6 kilo daha verecek. Bir yıldır ne dizi ne sinema filminde oynayan, ancak özel hayatıyla gündemden düşmeyen Bülent İnal, çekimleri başlayan dizisinin setinde HT Magazin’e çok özel açıklamalar yaptı.Gazete Habertürk -HT Magazin-Bülent İpekHatırla Sevgili’nin devamı niteliğindeki bu dizide yer alma nedeniniz nedir?Yapımcının Tomris Giritlioğlu, senaristin Nilgün Öneş olmasının büyük etkisi var. Senaryo çok sağlam. Hatırla Sevgili 50’li yıllarda başladı ve 80’lerde bitti. Biz burada 12 Eylül 1980 sonrasını anlatacağız. 80 ihtilaliyle başlayacağız ve 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle bitecek. Son 30 yıl içinde yaşananları göstermeye çalışacağız. Böyle olunca da haliyle biraz tartışma  yaratacak. Ben burada, bir sol örgüt üyesini oynuyorum.Darbe anayasası ezici bir çoğunlukla halktan onay bulmuştu, şimdi ise o döneme ve işin başındakilere toplu olarak bir eleştiri ve suçlama süreci yaşanıyor.İnsanlar şimdi eleştirdiği darbecileri o zaman alkışladılar.Menderes de alkışlarla iktidara geldi ama o asılırken kimse kılını bile kıpırdatmadı. Bunlar tabii sindirme politikalarının insanları etkilemesinden ve korkudan kaynaklanan şeyler.‘Darbeciler cezalandırılmalı'Sizce darbeciler yargılanmalı mı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?Darbenin bir suç olduğuna inanıyorum. Cunta döneminin ve onunla gelen işkencelerin suç olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin insanları kendilerini yönetebilirler. 70-80milyon insana “Siz bilmiyorsunuz ve kendinizi yönetemezsiniz, sizi ben yöneteceğim” demek hemsuç hemayıptır. Ben de o dönemde yaşasaydım, bölgenin konumu gereği belki bir örgüt içinde olabilirdim. Öldürülmüş ya da hapishanelerde işkence görmüş olabilirdim. Belki de tamamen apolitik olurdum. Kötü bir eğitim aldık. Apolitik, sindirilmiş, korkak bir gençlik yetişti. Şu an bile bu ülkenin birçok genci her şeyden korkuyor.Tomris Giritlioğlu ile dördüncü dizinizi çekiyorsunuz. Meslekte elinizden tuttuğuna inanıyormusunuz?Onu en başa koyuyorum. Çünkü okulu bitirip İstanbul’a geldiğimde tiyatrocu olmayı düşünüyordum. Hayatımbir şekilde televizyon ve sinemayla buluştu. Bunun da en önemli sebebi Tomris Hanım. Beni bir yerde görüp, şans verdi; bu da onun cesur kişiliğinden kaynaklanıyor.Bu kadar kiloyu dizideki solcu genç rolü içinmi verdiniz?Evet, 8-10 kilo verdim. Hapishane ve işkence sahneleri için bir 5-6 kilo daha vereceğim.Son günlerin çok konuşulan konusu, dizilerdeki sevişme sahneleri hakkında ne düşünüyorsunuz?Çok abartılıyor. Cinsel unsurlar bizim gibi kapalı toplumlarda ‘tu-kaka’ denilse de izleniyor. Cinsel anlamda kapalı bir toplumuz, bunları aşamamışız.Bu durum kendinizi frenlemenize neden oluyor mu?Cinselliğin çok ön planda olduğu projeler gelmedi şimdiye kadar. Ama özellikle kadın oyuncuların sıkıntısı bu. Bir sevişme sahnesi çekilse, sanki sadece kadın öpüşmüş gibi yansıtılıyor. Bunu çeken var, yazan var, oynayan bir erkek oyuncu var, yayınlayan bir kanal var. Sanki o kadın terbiyesizlik yapmış gibi lanse ediliyor.Beren Saat’in sevişme sahnesinde ‘araya yastık’ açıklaması çok ilginçti...O da yanlış bir bilgi. Aşk-ı Memnu’yla ilgili söylenen bir şey değil, röportaj da öyle uyarlanmış. Benim bildiğim kadarıyla Beren, “Erkek ya da kadın fark etmez, o tip sahnelerde oyuncular gerilir. İnsanlar karşıdakini huzursuz etmemek için bazı taktikler uyguluyor” demek istemiş. Öpüşme sahnesinde “Haydi bakalım, şapur şupur öpüşelim’ demiyor kimse elbette.Beren’le arkadaş olmamız anormal geliyor’Beren Saat’le ilişkiniz boyunca ve sonrasında özel hayatınızla epey gündeme geldiniz. Gerçekten barışıyor musunuz?Hayır, öyle bir şey yok. Olsa kimseden çekinmeden söyleriz. Bir kere bu şekilde gündeme gelmek bizim tercihimiz değil. Bir süre sonra yapacak bir şey kalmıyor. Takip edemez oluyorsunuz ve bırakıyorsunuz.Beren Hanım’la aynı spor salonuna gidiyormuşsunuz ve sürekli karşılaşıyormuşsunuz!Evet, bazen karşılaşıyoruz. Selamlaşıp, çay kahve içiyoruz. Ama ‘El eleydiler’, ‘Göz gözeydiler’ diye haberler çıkıyor. Böyle bir şey olsa niye saklayalım? Arkadaş olmamız anormal geliyor insanlara. İki kişi ayrıldıktansonra konuşmamalı gibi bir kanı var ya, o işte.Yeni bir sevgiliniz olsa, bunu Beren Saat’e anlatacak kadar samimi arkadaş mısınız mesela?Yeni sevgilimi gidip ona özellikle anlatmam tabii. Başka anlatacağım arkadaşlarım var.