Sağlık Bakanlığı’nın, 1 Eylül’de yürürlüğe giren Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi’ne göre, kurumsal performans kriterleri arasında sezaryen oranları da yer alacak. Buna göre bir hastanede gerçekleştirilen sezaryenle doğum oranları da hastanenin performansında bir gösterge olacak. Sezaryen oranlarını düşürmek ve normal doğuma yönlendirmek amacıyla belirlenen bu kritere göre, eğitim hastanelerindeki sezaryenle doğum oranının yüzde 20’yi, diğer hastanelerde ise yüzde 15’i geçmemesi gerekiyor. Milliyet’in haberine göre, Sağlık Bakanlığı sezaryenle doğum oranını Dünya Sağlık Örgütü standartlarına ulaştırmak ve normal doğuma yönlendirmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. 1 Eylül’de yürürlüğe giren, Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi’nde kurumsal performans kriterleri arasında bir hastanede gerçekleştirilen sezaryenle doğum oranları da yer alacak. Ve sezaryenle yapılan doğumların azlığı ya da çokluğu, kurumun verimliliğinin bir göstergesi olacak. "Özellerde sezaryenle doğum oranı yüzde 70’lere kadar çıktı" Sağlık Bakanlığı Performans Yönetimi ve Kalite Geliştirme Dairesi Başkanı Hasan Güler yaptığı açıklamada, Türkiye’deki sezaryen oranlarının yüksek olduğunu ve bu oranları sorguladıklarını bildirdi. Daire Başkanı Güler, Bakanlık olarak sezaryen oranlarını Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlara çekmek istediklerini ifade ederek “Bu anlamda sezaryen oranlarını da performans kriterlerinde bir klinik gösterge olarak alıyoruz. Koyduğumuz kriterlere göre, tüm hastanelerde sezaryen oranı yüzde 15’i geçmemeli, eğitim hastanelerindeyse yüzde 20’yi geçmemeli" dedi. Bu konunun üzerinde titizlikle durduklarını da belirten Güler, “Bu oranlar özel sektörde yüzde 70’lere kadar çıktı. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Ne tıbbi anlamda ne de insanlık anlamında kabul edilemez oranlar" diye konuştu. 2006’dan beri bu uygulamayı gerçekleştirdiklerini ifade eden Güler şunları söyledi: “Her geçen gün biraz daha niteliği arttırıyoruz. Farkındalıklar arttı, insanlar artık bunu sorgulamaya başladı. Bizim hassasiyetlerimiz ve performans kriteri olarak yürürlüğe koymamız, ülkemizdeki sezaryen oranlarının aşağı düşmesine yol açtı. Bu bir kültürel süreç. Gittikçe bu konuda farkındalık artıyor. Hastanelerin hizmet kalite belgesi alabilmeleri için de sezaryen oranının istenilen düzeyde olması lazım. Sezaryenle doğum oranları belli bir düzeyin üstündeyse o hastanedeki işleyişin sezaryen anlamında iyi olmadığını düşünüyoruz. Kurumsal kalite çalışmalarında sezaryen oranı yüksek olduğu zaman bireysel performansı da olumsuz etkileyebilir. Ek ödemeye, döner sermayeye de olumsuz yansıyabilir." Sezaryenle doğum yüzde 40’tan yüzde 32’ye düştü Sezaryenle doğumun sadece dünyada değil Türkiye’de de artması üzerine harekete geçen Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları sonuç verdi ve sezaryenle doğum oranında düşüş yaşandı. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, tüm Türkiye’de 2006 yılında toplam doğum oranı 706 bin iken, bunun 288 binini, yani yüzde 40,8'ini sezaryenle doğum meydana getiriyordu. 2007 yılında ise, toplam 766 bin doğum gerçekleşti. Bu doğumlarda ise 251 bin anne, yani yüzde 32,8'lik bir oran sezaryenle doğumu tercih etti. Bakan Akdağ’dan da sezaryen uyarısı Geçtiğimiz günlerde çeşitli gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Kayseri’ye giden Sağlık Bakanı Recep Akdağ da buradan çağrıda bulunarak "Lütfen ihtiyacınız olmadığı sürece sezaryenle doğum yapmayın" demişti. Bakan Akdağ, Uluslararası standartlarda sezaryenle doğumun yüzde 20’yi geçmemesi gerekirken, Türkiye’de yüzde 60’lara çıkmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını söylemişti.