Sezen Aksu olmasaydı mahkeme aynı kararı verir miydi?

Geçen yaz Bodrum’da teknede mayolu olarak görüntülenen Sezen Aksu, kendisini fotoğraflayan gazeteci hakkında açtığı davayı kazandı.Posta gazetesi yazarı Ahmet Cumalı çekmişti bu fotoğrafları.Aksu’nun şikayeti üzerine "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği" gerekçesiyle 5 yıllık dava açıldı gazeteci hakkında.Mahkeme pazartesi günü kararını açıkladı ve Cumalı’yı 1 yıl 3 ay hapse mahkum etti. Bu suçu bir daha işlemeyeceği kanaatine varılınca Cumalı’nın cezası ertelendi.Mahkeme bu kanaate nasıl vardı bilemiyorum ama bence Cumalı bu suçu bir daha işler!Çünkü bu suçsa eğer dünyanın her yerinde her gün gazeteciler tarafından işleniyor.Politikacılar, sanatçılar, oyuncular kısacası kamunun merak ettiği herkes mayolarıyla, sahilde, teknede görüntüleniyor.Hiçbir gazeteci de bundan dolayı hapis cezası almıyor."Ama tekne Sezen Aksu’nun kendisinin, kamusal alan değil" diyenlere de itirazım var.Evet tekne özel bir alan ama herkesin gözünün önünde dolanıyor, yani kamunun ortasında.Bu tür kararlar hep yoruma açıktır.Bir yataklı vagon düşünün, içinde bir çift sevişiyor.Tren istasyonda durunca pencereden içeri bakan paparazzi çifti görüyor ve fotoğraflarını çekiyor.Özel hayata müdahale midir?Değildir çünkü herkesin görebileceği bir alanda, istasyonda yaşanmaktadır olay. Tekne de herkesin görebileceği bir alan olduğu için ünlülerin bu tür isyanları yersiz oluyor. Mahkemenin bu kararı almasında şikayetçinin Sezen Aksu olmasının etkisi var mıdır acaba?Bir başka sanatçı olsaydı hapis cezası bu kadar kolay çıkar mıydı?Mahkeme sanatçıyı haklı görüp tazminat cezası verse, yine bir parça anlayacağım ama hapis de neyin nesi, cinayet işlendi de haberimiz mi yok...Yargıtay ’basın özgürlüğü’ diyerek para cezasını bile onaylamıyor bu tür şikayetlerde, bırakın hapsi... Bu kararın da yargıtaydan döneceğinden şüphem yok.