Sezer ile Erdoğan'ın türban diyaloğu: Merak etmeyin, eşinin başı açık

Sezer ile Erdoğan'ın türban diyaloğu: Merak etmeyin, eşinin başı açık

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün katıldığı televizyon programında eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile aralarında geçen ilginç bir türban diyaloğunu anlattı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV'de ortak yayınlanan programda eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet ile ilgili olarak geçen diyaloğu paylaştı. Erdoğan’ın bu anısı hükümetin, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in milletvekili olmadan önce Merkez Bankası Başkanı olması için girişimde bulunduğunu da ortaya çıkardı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında geçen diyaloğa göre Sezer, Mehmet Şimşek’in Merkez Bankası Başkanı olmasını onaylamayınca Erdoğan, “Eğer eşi başörtülü filan diye düşünüyorsanız eşi Müslüman da değil, başı açık bir arkadaş” diye bir çıkış yapıyor.

 

Ayakkabılarını nerede çıkardıklarına baktılar

 

Yıllarca strateji belgelerinde irticanın en önemli tehditlerden biri olarak yansıtılmasını eleştiren Erdoğan, Sezer ile arasında geçen türban diyaloğunu şöyle anlattı: “İrtica aşağı irtica yukarı. Düşünebiliyor musunuz, çok çok vasıflı arkadaşları tayin edemediğim günler yaşadık. Niye? Çünkü aramalar yapılıyor, evine giriliyor, bu eve kimler geliyor gidiyor bunlar takip ediliyor. Bunlar hakikaten üzücü şeylerdi. Bu insanlar bu ülkenin insanları değil mi? Ayakkabılarını nerede çıkarıyor, içeride mi dışarıda mı? Ve bunlar tabi çok ilginçtir, daha güzel bir örnek vereyim.

 

Saygı duymak zorunda kaldım

 

Mehmet Şimşek'i Merkez Bankası'nın başına getireceğim. Biz tabi kararımızı gönderdik. O zaman Mehmet Şimşek İngiltere’de, tabi olumsuz. Cumhurbaşkanımıza dedim ki 'Cumhurbaşkanım niye bu arkadaşı yapmıyoruz. Bu arkadaş çok iyi yetişmiş bir arkadaş, kaliteli bir arkadaş. Eğer eşi başörtülü filan diye düşünüyorsanız eşi Müslüman da değil, başı açık bir arkadaş'. 'Ben böyle düşündüm' dedi Cumhurbaşkanımız. Bende saygı duymak zorundayım, başka yapacak bir şey yok. Mecburen yeni alternatif arama yoluna koyulduk.” (Ümit Çetin/ Hürriyet)