Sicilya'daki seks ticaretine kafa tutan Nijeryalı kadınlar

Sicilya'daki seks ticaretine kafa tutan Nijeryalı kadınlar

BBC'nin Afrikalı gazetecilerden mektuplar serisi için yazan İsmail Einashe, Nijeryalı kadınların Sicilya'daki seks işçisi ticaretine nasıl kafa tuttuğunu anlatıyor.

Sicilya dağlarında yaşayan Nijeryalı bir kadın, kendisi gibi ömür boyu seks işçiliğine zorlanan kadınları kurtarma mücadelesinin başını çekiyor.

Osas Egbon Ocak ayında kadın ticareti kurbanları için adada bir sığınak açtı. Bu Nijeryalı kadınlar tarafından, Nijeryalı kadınlar için açılan ilk sığınaktı.

Şu anda sığınakta 20'li yaşlarında dört kadın ve bir bebek yaşıyor ve yıl sonuna kadar onlara iki kişinin daha katılması bekleniyor.

Sıcak bir Eylül günü öğleden sonra otomobil ile sığınağın bulunduğu gözlerden uzak sakin köye gittim.

Sığınağın güvenliği için özellikle Sicilya'nın yönetim merkezi Palermo'ya hayli uzak bir yer seçilmiş.

Kocaman mutfağı, yeşil tepelere bakan terasıyla tipik bir Sicilya köy evi bu.

Kadınların her birinin birer odası var, mutfağı ve banyoyu ortak kullanıyorlar.

Osas Egbon'a bu evi İtalyan bir arkadaşı sığınak olarak kullanması için vermiş.

Egbon, Nijeryalı kadınlara yardım etmek isteyen bir çok İtalyan olduğunu ama göçmen karşıtı duyguların yükselişte olduğu bir dönem olduğu için başka bazı İtalyanların bundan rahatsız olduğunu ve engellemeye çalıştıklarını anlatıyor.

Dehşet verici cinayetler

Egbon ile ilk kez 2018 yılında, birkaç başka Nijeryalı kadınla beraber Benin Kenti Kadınları adlı kuruluşu oluşturduklarında karşılaşmıştım.

Bu dernek Sicilya’da, çoğu Nijerya’nın Edo eyaletinden gelen seks ticareti kurbanı kadınlara yardım etmek amacıyla kurulmuştu ve adını Edo eyaletinin başkenti Benin’den almıştı.

Osas Egbon, kendisi de 18 yıl önce memleketinden koparılıp Sicilya’ya getirilmiş ve fuhuşa zorlanmış bir kadın.

Kendisini çalıştıran kadın tüccarlarına borcunu bir şekilde ödemeyi başaran Egbon şu anda ailesiyle birlikte Palermo’da rahat bir hayat yaşıyor ama başkalarının aynı şeyleri yaşamaması için elinden geleni yapmaya da yeminli.

2011 yılı sonu ve 2012 yılı başında yirmili yaşlarının başlarında iki Nijeryalı kadının dehşet verici cinayetlere kurban gitmesi, Egbon ve arkadaşlarını harekete geçmeye zorladı.

Cinayetler o sırada Sicilya halkını da dehşete düşürerek, fuhuşa zorlanan Nijeryalı kadınların neler yaşadığını gündeme oturtmuştu.

Aslında seks işçisi ticareti yeni bir olgu değil ama 2015'ten itibaren yükselen göçmen akışı ile sayılar çok büyük artış gösterdi.

Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) verdiği rakamlara göre 2016 yılında Sicilya'ya 11 bin Nijeryalı kadın ayak bastı. Bunların yüzde 80'i kadın kaçakçıları tarafından getirilip seks işçiliğine zorlanan kadınlardı.

Kadınlar, Sicilya'ya getirildikten sonra kadın kaçakçılarına borçlarını ödemek için fuhuşa zorlanıyorlar. Bu borçlar 35 bin dolara kadar çıkabildiği için genellikle kadınları bitmeyen bir borç kapanına sokmuş oluyor.

'Juju yemini'

Palermo'da kadınlar genellikle sokakta ya da 'mamalar' tarafından idare edilen evlerde seks işçiliğine zorlandıkları Ballarò mahallesinde yaşıyorlar.

Kadın tüccarları kadınları korkutmak için dini inançlarını kullanıyor.

İtalya'ya gelmeden önce yerel din adamları tarafından düzenlenen törenlerde juju yemini etmeye zorlanıyorlar.

Bu yolla kadınların kendilerini kaçıran kaçakçılarını polise asla ihbar etmeme, mamalara itaat etme ve borçlarını ödemesi garantilenmeye çalışılıyor. Yeminlerini bozarlarsa memleketteki sevdiklerine zarar geleceğinden korkuyorlar.

Osas Egbon kadınları seks ticareti çetelerinin elinden kurtarmakta önlerine çıkan en büyük engelin bu yeminler olduğunu söylüyor.

Bundan iki yıl önce Benin kentinin saygın geleneksel dini lideri İkinci Ewuare'nin, kadın tüccarlarını lanetlemek suretiyle yaptığı çıkış bu konuda onlara büyük destek olmuş.

Hatta bu lanetin haberi Palermo'da posterlerle duyurulmuş.

O zamandan bu yana Egbon, kadınların güvenini kazanma ve özgürlüğe adım atmaya teşvik etmenin çok daha kolaylaştığını söylüyor.

'Rüyaydı gerçek oldu'

Benin Kenti Kadınları örgütü, sığınağa ek olarak Palermo'da kadınların uğrayıp destek alabilecekleri bir büro da açtı. Burada kadınlara hukuki ve pratik danışma hizmeti kadar duygusal destek de veriliyor.

Burada çalışan gönüllüler kadınların kadın tüccarlarıyla kurdukları ilişkilerin niteliğini çok iyi anlıyorlar ve bunun özgürlüklerini nasıl engellediğini iyi biliyorlar.

Egbon, sığınakta kalan kadınlara da dil ve mesleki eğitim imkanları sağlayarak onları güçlendirmeyi hedeflediklerini anlatıyor.

Kadınların, yaşadıkları travmayı atlatıp kendilerine gelebilmek ve geleceğe hazır olabilmek için sığınakta bir yıla kadar kalmalarına izin veriliyor.

Egbon bu süreçte kadınlar için teyze, danışman, kız kardeş rollerini üstlendiği sığınağın, bir rüyanın gerçek olması olduğunu söylüyor.

Ama bir sığınağı açık tutmak kolay değil. Çünkü tamamen gönüllü emek ve bağışlarla ayakta duruyor.

Palermo'daki Nijeryalılar ellerindeki sınırlı imkanları bir araya getirip ellerinden geleni yapıyor. Kiliseler de bu konuda bağış toplanmasına katkıda bulunuyor.

Gizli kadın sığınağında geçirdiğim saatler içerisinde burada yaşayan kadınların kendilerini güvende ve mutlu hissettiklerini ve yaşadıkları kötü deneyimlerin etkisini atlatmaya başladıklarını açıkça gözlemledim.

Egbon'u dinlerken birbirlerinin saçlarını örüyor bir yandan da akşam yemeği için, sipariş üzerine Palermo'dan özel getirdiğim keçi etinin pişmesini bekliyorlardı.