'Şiddet eken şiddet biçer'

'Şiddet eken şiddet biçer'

Märkische Allgemeine gazetesi İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına değiniyor:

"Her otoriter yöneticinin yaptığı gibi Erdoğan da devamlı terörle daha güçlü bir biçimde mücadele edileceği vaadini tekrarlıyor. Ne var ki şaşırtıcı biçimde şu anda ülkedeki otoriter yapılar bu mücadele de pek de verimli görünmüyorlar. Türkiye, Avrupa ülkelerinin tamamından daha sert terörle mücadele yasalarına sahip, ancak yine de ardı ardına gelen terör saldırılarını engelleyemiyor. Bir ülkenin birliği, devlet başkanlarının büyük sözler verdiği ihtişamlı konuşmalar ve tarihi olayların önemine ilişkin propaganda savaşıyla sağlanmaz. Türkiye teröre karşı birlik olmak istiyorsa şeffaflık hâkim olmalı ve ülkenin idarecisi bomba saldırılarından siyasi çıkar sağlamaya çalışmamalı."

Heilbronner Stimme ise PKK'yla barış umutlarının tükendiğine dikkat çekiyor:

"Dünya çapında terör saldırıları listelerinde Türkiye şu sıralar Irak, Suriye, Pakistan ya da Yemen'den daha sık göze çarpıyor. Bu durumdan terör örgütü IŞİD'in yanı sıra Kürt İşçi Partisi PKK da sorumlu. Türkiye'yle barış süreci sona erdi ve şiddet sarmalı öyle bir devinime ulaştı ki bu sarmaldan yakın zamanda bir çıkış yolu gözükmüyor."

Türkiye'nin Kürtlere yönelik izlediği politika da Alman basınında eleştirilen konulardan. Kölner Stadt Anzeiger gazetesindeki yorumda da bu yönde eleştirilere yer veriliyor:

"Terör bu ülkede durup dururken ortaya çıkmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ankara'daki hükümeti Kürtlerle barış sürecindeki sorumsuz eylemleri ve tehlikeli Suriye politikasıyla büyük oranda suçlular. İncil'de ‘Şiddet eken şiddet biçer' diye bir ifade vardır. Kürt şehirlerini yakıp yıkanlar bunun sonuçlarına da katlanmak zorundadır. Türkiye'nin nasıl bir kaosa sürüklendiğini görmek acı verici. Tatilcilere de ne yazık ki şunu söylemek gerekiyor: Tüm bunlara rağmen Türkiye'de tatil yapanlar kendi hayatlarını tehlikeye atıyor."

Nürnberger Nachrichten'de yer alan yorum barış sürecinin neden daimi olamadığının sebeplerine eğiliyor:

“Kuzey İrlanda'dan farklı olarak Türkiye'de eksik olan, iki tarafın da silahları daimi olarak susturma konusundaki azmi. Kürt sorununda silah bırakma şu ana kadar hep bir taktiksel araç olarak kullanıldı, ancak şiddet her daim son çare olmaya devam etti. Bu düşünce biçimi değişmediği sürece şiddet sarmalı kırılamaz. Erdoğan son saldırıdan sonra sorumluların bu saldırının bedelini ödeyeceğini söylerken Kürt bölgesine yeni askeri operasyonların sinyallerini veriyor. İnternette milliyetçi Türkler intikam çığlıkları atıyor. Daha 2015 yılında İstanbul'da bir milliyetçi güruh, düzenledikleri gösteride Kürtlere katliam düzenlenmesini talep etmişti. Türkiye şimdi yeni bir barış siyasetinden daha önce hiç olmadığı kadar uzak. Salı günkü saldırı son olacak gibi görünmüyor.“