Balıkesir'de şiddet gördüğü eşi Murat Aydın'ı (30) tüfekle vurarak öldürdüğü gerekçesiyle 'Kasten adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığı davada beraat eden Rümeysa Aydın, büyük üzüntü yaşadığını söyledi. Artık kadınların susmaması gerektiğini söyleyen Aydın, "Benim gibi susarsanız eğer sonunuz evlatlarınızdan ayrılmak da olabilir. Her gün kadın şiddetlerini, kadın ölümlerinin izliyoruz. Artık bunların durmasını can-ı gönülden istiyorum" dedi.
Karesi ilçesine bağlı kırsal Ziyaretli Mahallesi'nde 13 Ağustos 2021 tarihinde Rümeysa Aydın, kendisine sürekli şiddet uygulayıp, ölümle tehdit ettiğini iddia ettiği eşi Murat Aydın'ı tüfekle vurarak öldürdü. Tutuklanıp hakkında dava açılan Rümeysa Aydın, dün karar duruşmasına çıktı. Mahkeme, 'Kasten adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan ve meşru müdafaa nedeniyle suçu işlediğine kanaat getirdiği Aydın'ın beraatine karar verdi. Cezaevinden tahliye olan Aydın, çocuklarına kavuştu.
Cezaevine girdikten 1 hafta sonra hamile olduğunu öğrendiğini belirten Rümeysa Aydın, “İkiz bebeklerim olacaktı ama yaşadıklarımdan dolayı, gece gördüğüm kabuslardan dolayı bebeklerimden birini kaybettim. Hamile olduğum için ilaçlara da devam edemedim. 6 ay boyunca çocuklarımın, ‘Anne gelmiyor musun?’ demelerinin stresiyle yaşadım. Şu an çok şükür çocuklarımın yanındayım” dedi.
Murat Aydın ile bir sene sevgililik ve flört dönemleri olduğunu ifade eden Rümeysa Aydın, sonrasında evlendiklerini ve ilk nikah gününde şiddet olaylarının başladığını söyledi. Aydın, “Nikah kıyılmadan önce bana iyi davranıyordu. Nikah kıyıldıktan sonra, ilk şiddeti başladı. 7 yıl boyunca kıskançlık krizlerinden, o saplantılı aşırı sevgisinden dolayı sürekli şiddet gördüm. Eve gelen misafire karşı falan iyi davranıyor ama onlar gittikten sonra ‘Sana bakan oldu mu, farklı bir ses tonun hissettin mi’ diyerek beni dövüyor, bana kızıyordu. Çocuklara olan düşkünlüğümü kullanarak beni ‘Çocuklarını göremezsin’, diyor ve ailemle tehdit ediyordu. Daha sonra işte bu noktaya kadar geldik. Uyuşturucu maddenin etkisi ile halüsinasyon görüyordu olay öncesinde. Sürekli ‘Birisi geldi mi, gitti mi eve’ diye soruyordu. ‘Bu evde çatışma çıkmış, kan izleri var’ diyordu. Araştırmalarda da zaten böyle bir şey olmadığı ortaya çıktı. Olay günü de o beni öldürmek için tüfeğini almaya gidiyordu. Ben de merdivenin altındaki ev tüfeği vardı. Köyde her evde av tüfeği vardı zaten. Ben ondan önce davrandım. Sonra üstüme doğru geldi. ‘Yapma’ diye son dakikaya kadar yalvardım ama o bana yaklaştıkça işte daha kötü oldum. Ben o anki korkuyla, panikle, bir annenin verebileceği reflekse, çocuklarımı, kendimi korumak için tetiğe basmış bulundum. Daha sonra gözümü açınca Murat’ın yere düştüğünü gördüm” dedi.
Eşini yerde kanlar içinde görünce bulduğu bir havluyla tampon yaptığını ve kanı durdurmaya çalıştığını söyleyen Aydın, “Kendisinin vahşi olarak yetiştirdiği köpek bile kan kokusuna geldi. Ben de korkuyordum o köpekten ama olayı anında köpeği tuttum ve bağladım. Diğer yavru köpekler geldi, onları da uzaklaştırdım. Sağlık ekipleri ve jandarmaya haber verdim. Onlar da tampon yapmamı söylediler. Ben bunu yapmaya devam ettim, Murat’ın başından hiç ayrılmadım. Daha sonra sağlık ekibi ve jandarma geldi. Beni oradan götürdüler. Sonrasında cezaevine girdim. Toplanan tüm delillere en ince ayrıntısıyla bakıldı. Bu sonuç nedeniyle mahkemeye heyetine çok teşekkür ediyorum. Detaylı bir inceleme yaptılar. Bu detaylı incelemeler sonucunda bu karar verildi. Türk hukuk sistemine çok teşekkür ediyorum” dedi.
Eşiyle severek evlendiğini de kaydeden Rümeysa Aydın, "Keşke böyle olmasaydı. Tabii ki çok büyük vicdan azabı çekiyorum ve üzüntü duyuyorum. Sonuçta yıllarca aynı yastığa baş koyduğum eşim, iyi ya da kötü bile olsa yine de bu şekilde ölümüne sebep olmak istemezdim. Bununla ilgili çok büyük pişmanlık ve üzüntü içerisindeyim. Ben bu olayın ardından Sil Baştan Derneğine bir mektup atmıştım. Tüm kadınlarımızın, Balıkesir halkımızın yanımda olmasını istemiştim. İçimdeki sessiz çığlığı onlar duydu. Lütfen artık kimse susmasın. Benim gibi susarsanız eğer sonunuz evlatlarından ayrılmak da olabilir. Her gün kadın şiddetlerini, kadın ölümlerinin izliyoruz. Artık bunların durmasını canıgönülden istiyorum. Hiç kimsenin zarar görmesini veya çocuklara bir şey olmasını da istemiyorum” diye konuştu.
Hapishaneye girmesinin ardından zorlu bir süreç yaşadıklarını söyleyen Rümeysa Aydın’ın annesi Sevinç Sayan ise, “2 torunumun da psikolojileri bozuktu. İlk benden alınıp, yurda verilince daha da çok etkilendiler. Çocuklarda bırakıp, gidilme korkusu oluştu. Benim de onları bırakıp, gideceğimi düşündüler. Yapışık üçlü gibi gezdik. Psikolojik desteğin büyük katkısı oldu. Her gün annelerini sordular. Üçümüz zorlu günler geçirdik. Kızım geldikten sonra ikisi de çok şaşırdılar. Rüyada olduklarını sandılar. ‘Annene ben rüyada mıyım acaba’ dediler. İkisinin de gözleri parlıyor. Tek istekleri annelerine kavuşmaktı” dedi.
Sil Baştan Kadına Karşı Şiddet ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan ise “Rümeysa’nın da söylediği gibi şiddete maruz kalan kadınlar susmayın. Lütfen susmayın. Çünkü şiddet geldiği zaman bitmiyor. Artarak devam ediyor” ifadelerini kullandı. (DHA)