T24 Yaşam
Erkeklerin kezzap ve asit gibi kimyasallarla saldırdığı üç kadın yaşadıklarını, karşılaştıkları zorlukları ve taleplerini 'Şiddetin Yüzü' belgeselinde anlattı.
'Şiddetin Yüzü'nün yönetmenleri Esra Açıkgöz ve Kenan Özer, amaçlarının kadınlara söz vererek, yaşadıklarının görünür olmasına katkı sağlamak olduğunu belirtiyor.
Esra Açıkgöz, belgeseli çekmek için yola çıkış nedenlerini, "Bu belgesel, erkeklerin acımasız saldırılarına, işkencelerine rağmen hayatlarına devam etmeyi başaran, taleplerini dillendirme cesaretini gösteren kadınların anlatısı. Belgeselde üç kadın var ancak aslında hepimizin, milyonlarca kadının kaygısı ve kavgası aynı zamanda" sözleriyle anlatıyor.
Kenan Özer de, belgesel kapsamında kadınların öne çıkan taleplerini şöyle özetliyor:
"Devlet, kadınların yüz ve bedenlerinde oluşan tahribatla ilgili estetik operasyonları, lüks olarak görüyor. Yaralanan kadınlar için estetik ameliyatların ücretsiz yapılması, suçluların öldürmeye teşebbüsten yargılanması ve kadınlara istihdamda öncelik sağlanması kadın örgütlerinin talepleri arasında."
Belgesele ilişkin olarak hazırlanan tanıtım metninde, saldırganlara karşı cezasızlık kültürü ile mağdur kadınların tedavi süreçlerindeki devletin tavrı, şu ifadelerle vurgulanıyor:
"Kezzap, asit gibi kimyasallarla saldırıya uğrayan kadınların tüm tedavilerinin devlet tarafından karşılanmadığını, bazı isteklerinin 'estetik' olarak değerlendirildiğini biliyor muydunuz? Peki, bu vahşi saldırıyı gerçekleştiren erkeklerin yaralamadan, hatta bazen basit yaralamadan yargılandıklarını? Her gün en az üç kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, kadına yönelik erkek şiddetinin arttığı şu günlerde 'Şiddetin Yüzü' belgeseli bu vahşete dikkat çekiyor."
Belgesel, erkeklerin kadını eve kapatmak, öldürmese de görünüşünü "bozarak" toplumdaki "görünürlüğü"nü bitirmek, başkası tarafından arzulanmasını engellemek için başvurduğu en acımasız saldırılardan birine, kimyasal saldırılara odaklanıyor. Belgeselde boşanmak istediği, "aşkına" karşılık vermediği, terk ettiği için kimyasal saldırıya uğrayan üç kadın hikâyelerini, karşılaştıkları zorlukları ve taleplerini anlatıyor.
Marina Lakvekheliani: Gürcistanlı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. 2017'de kendisini terk ettiği için sevgilisi tarafından kezzaplı saldırıya uğradı. Uzun süren fiziksel tedavi sürecinden sonra, yaraları iyileşiyor. Ancak psikolojik tedavisi hâlâ devam ediyor, sakinleştirici ve uyku ilaçlarıyla hayatını devam ettiriyor.
Berfin Özek: 2019'da İskenderun'da dershaneden çıkıp evine ulaşmaya çalışırken eski sevgilisi tarafından kezzaplı saldırıya uğradı. Bir gözünü kaybetti, diğer gözü yüzde 50 düzeyinde görüyor.
Melahat Üzümcü: Mayıs 2020'de Isparta'da işe gitmek için evinden çıktığında boşanma davası açtığı eşi tarafından kezzaplı saldırıya uğradı. Kulağının bir bölümü eridi, elinde ve yüzündeki damarlar yoğun hasar gördü. Üç çocuğuyla birlikte hayatta kalma mücadelesi veriyor.
İlk gösterimi İtalya'da Sguardi Altrove Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde yapılan belgesel, Türkiye'de 11. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında 26 Kasım Cuma günü Atlas 1948 Sineması'nda ve 28 Kasım'da Kadıköy Sineması'nda gösterilecek.
Belgesel, 26-28 Kasım'da İsveç'te 12. Sama Uluslararası Film Festivali'nde, 27 Kasım'da Kanada'da Human-Environment Care Film Festivali'nde gösterilecek.
'Şiddetin Yüzü' belgeseliyle ilgili duyurular, Twitter'da @siddetinyuzu hesabından takip edilebilir.