Türk Toraks Derneği Dünya KOAH Günü Koordinatörü Prof. Dr. Ali Kocabaş, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH) ölümcül seyreden ancak önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek, "DSÖ verilerine göre KOAH, koroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalık ve akut solunum yolu enfeksiyonundan sonra, HIV/AIDS'le birlikte dördüncü ölüm nedeni olarak tahmin edilmektedir. DSÖ, 2000 yılında KOAH nedeniyle tüm dünyada 2.27 milyon kişinin öldüğünü hesaplamıştır" dedi. Alkol ve sigara gırtlak kanserini tetikliyorSigarayı bırakan da bıraktıran da kazanıyorKocabaş, yaptığı açıklamada, KOAH'a karşı Küresel Girişim (GOLD) tarafından, kamuoyu ve sağlık görevlileri arasında KOAH'a karşı duyarlılığı artırmak amacıyla son 6 yıldır Kasım ayının 3. Çarşamba günü tüm dünyada Dünya KOAH Günü etkinlikleri düzenlendiğini söyledi. Kocabaş, bu yılki sloganın "Nefesiniz Daralıyorsa Çaresiz Değilsiniz" olarak belirlendiğini kaydetti. KOAH'ın, uzun süre zararlı gaz, toz ve dumanlarla, özellikle sigara dumanı ile karşılaşma sonucu ortaya çıktığını belirten Kocabaş, KOAH'ın ilerleyen bir akciğer hastalığı olduğunu ve özellikle nefes borusunda daralmaya bağlı nefes darlığına neden olduğunu söyledi. Kocabaş, akciğerlerde harabiyete yol açan kronik bir hastalık olan KOAH'ın tamamen iyileşme sağlanamayan ancak önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğunu vurgulayarak, "KOAH hava yollarını tıkayarak nefes almayı güçleştirir. KOAH'lı hastalarda öksürük ve balgam çıkarmadan, kısa mesafeli yürüyüşlerde ya da banyo yapma ya da giyinme gibi basit günlük işlerde bile nefes darlığı görülebilir" diye konuştu.
Sigara risk faktörü Kocabaş, tütün ve tütün mamullerinin tüketiminin KOAH için önemli risk faktörü olduğunu belirterek, pasif içiciliğin de KOAH'a neden olabileceğini söyledi. Mesleki toz ve kimyasal maddelerin (buhar, iritanlar, duman) ve iyi havalandırılmayan konutlarda ısınma ve yemek pişirmede kullanılan biyokütle yakıtların da KOAH'a neden olduğunun tespit edildiğini anlatan Kocabaş, şunları kaydetti: "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), biyokütle yakıtlara maruz kalma nedeniyle her yıl 400 bin kişinin KOAH'tan öldüğünü tahmin etmektedir. Dış ortam hava kirliliği de akciğerlere solunumla alınan toplam partikül yükünü artırmakla birlikte, dış hava kirliliğinin KOAH'a yol açmadaki özgül rolü iyi bilinmemektedir. Erken çocukluk çağında geçirilen solunum sistemi enfeksiyonları da erişkinlik çağında akciğer işlevlerinde azalma ve solunum semptomlarında artışla ilişkilidir." "Risk faktörlerine maruz kalma öyküsü ve öksürük, balgam çıkarma ve hareketle ortaya çıkan nefes darlığı bulguları KOAH tanısı açısından dikkate alınmalı ve tanı akciğer işlev testleriyle doğrulanmalıdır" diyen Kocabaş, tedavinin hastalığının şiddetine göre değiştiğini söyledi.
Dünyada 4. ölüm nedeni Kocabaş, KOAH'ın, tüm dünyada 4. ölüm nedeni olduğunu belirterek, "DSÖ verilerine göre KOAH, kroner kalp hastalığı, serebrovasküler hastalık ve akut solunum yolu enfeksiyonundan sonra, HIV/AIDS'le birlikte dördüncü ölüm nedeni olarak tahmin edilmektedir. DSÖ, 2000 yılında KOAH nedeniyle tüm dünyada 2.27 milyon kişinin öldüğünü hesaplamıştır" dedi. KOAH'ın hem erkeklerde hem de kadınlarda görüldüğünü, 2000'de ABD'de KOAH'tan ölen kadın sayısının ilk kez erkekleri geçtiğini ifade eden Kocabaş, "Bu, 1940'tan bu yana ABD'de sigara içen kadın sayısının arttığını yansıtıyor olabilir" değerlendirmesinde bulundu. Kocabaş, Çin'de, kronik solunum yolu hastalıklarının kentlerde en önemli 4. ve kırsalda 1. ölüm nedeni olduğunu belirterek, Çinli erkeklerin yüzde 50'den fazlasının tütün ürünleri kullandığının tahmin edildiğini, bu oranın kadınlarda yüzde 6 düzeyinde olduğunu kaydetti. Kocabaş, "Çin'de erkek ve kadınlardaki KOAH görülme sıklığının hemen hemen aynı düzeyde olması Çinli kadınlarda KOAH'a yol açan sigara dışındaki risk faktörlerinin önemini göstermektedir" diye konuştu. Dünya Bankası-DSÖ'ce 1990'da çeşitli hastalıkların dünya çapında oluşturduğu yükü belirlemek için yapılan bir çalışmada, KOAH'ın 12. sırada olduğunun belirlendiğini aktaran Kocabaş, "2020'de KOAH'ın 5. sırayı alacağı tahmin edilmektedir. KOAH'ın neden olduğu bu küresel yükteki tahmini artış hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde tütün kullanımının artmasının bir sonucudur" ifadesini kullandı.
Astımla karıştırılmamalı Kocabaş, KOAH'a ilişkin bulguların, yaşlanmanın doğal bir parçası olarak görüldüğü için hekime başvurulmadığı, bu nedenle de genellikle orta düzeye ulaşıldığında tanı konulduğunu söyledi. Hem KOAH hem de astımın kronik obstrüktif hava yolu hastalığı olduğunu, benzer bulguları bulunduğu ve bir kişide her ikisinin de görülebildiğini anlatan Kocabaş, şunları kaydetti: "Hem astımda hem de KOAH'ta akciğerlerde iltihap olmakla birlikte, altta yatan bu iltihabın özellikleri çok farklıdır ve tedaviye çok farklı yanıtlar verilmesine yol açar. Astımda hava akımı sınırlanması sıklıkla ya kendiliğinden ya da tedaviyle bütünüyle düzelebilirken, KOAH'ta hiçbir zaman tamamen geçmez ve zararlı maddelere maruz kalma sürerse, genellikle ilerler. Ancak, genel olarak astım çocukluk çağında gelişirken KOAH esas olarak erişkinlik çağında ortaya çıkar. KOAH'a yol açan zararlı maddelere maruz kalan astımlılarda, astım benzeri iltihap ve KOAH benzeri iltihapların bir karışımı da gelişebilir."
(AA)