İzmir 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, tütün kullanımının Türkiye’ye faturasının yılda 110 bin ölüm ve 50 milyar dolar ekonomik kayıp olduğunu söyledi. Kılınç, Türkiye'de yılda 8-10 bin kişinin trafik kazalarından öldüğünü hatırlatarak sigarayı "110 bin kişinin ölümüne yol açan bir terörist" olarak tanımladı.
Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Topluluğu’nun (ATABAT) düzenlediği solunum zirvesine katılan Prof. Dr. Oğuz Kılınç, tütün kontrolü ve sigaranın zararlarını anlattı. Nenehatun Kültür Merkezi’nde çeşitli üniversitelerden 500 tıp fakültesi öğrencisinin katıldığı zirvede konuşan Prof. Dr. Oğuz Kılınç, tütün kullanımının Türkiye’ye faturasının 110 bin ölüm, 50 milyar dolar ekonomik yük olduğunu bildirdi. Yılda 110 bin ölüme dikkat çeken Prof. Dr. Kılınç, “Ülkemizde insanlarımızı tehdit eden riskler olarak gördüğümüz trafik kazalarında yılda 8-10 bin kişi ölmekte, kadın cinayetleri başta olmak üzere 8-10 bin kişiyi cinayetlere kurban vermekteyiz. Bu sayılara baktığımızda yılda 110 bin insanın ölümüne yol açan bir teröristten söz ediyoruz. 50 milyar dolar bir ticari yük getiriyor” diye konuştu.
Bunun sorumlusunun ‘lisanslı katiller’ olarak değerlendirdikleri tütün endüstrisi olduğunu belirten Prof. Dr. Kılınç, “Öldürücü maddeyi kar etmek için satan endüstri bunun sorumlusu. Aslında tütünün içindeki nikotin bağımlılık yapan madde. Tıp gözüyle baktığımızda tütün eroin, kokainle eş değer bağımlılık gücüne sahip. Ama yasal olarak satılan bir uyuşturucudan söz ediyoruz, gayrimeşru bir endüstriden söz ediyoruz” dedi.
Türkiye’de 17 milyon kişinin sigara içtiği bilgisini veren Kılınç, günde 34 milyon doların sigara üreticilerinin kasasına gittiğini anlattı. Konuşmasında 2008-2012 yılları arasında Türkiye’de gerçekleştirilen dumansız hava uygulamasını da anlatan Prof. Dr. Kılınç, yapılan çalışmalar sonucunda yüzde 31 olan kullanıcı oranının yüzde 27’lere düştüğünü bildirdi. 2011’de 91.2 milyar adete düşen sigara tüketiminin 2017’de 145 milyar adete yükseldiğini ifade eden Kılınç, “Yani bu sorunu enfeksiyon hastalığı gibi düşünürseniz; bir antibiyotik vermişiz etkili olmuş, ama 2011’den sonra bunlara direnç kazanmış. Bizim antibiyotiği değiştirmemiz ya da yeni antibiyotikler eklememiz gerekiyor tedavi için” dedi.