Türkiye'de 400 milyon YTL'lik ciroya ulaşan sigarayı bıraktıran ürün ve tedaviler, İç Hastalıkları Kongresi'nin de gündemindeydi. Dünyada da yeni uygulanan 8-12 haftalık ilaç küründe, tiryakinin bir günde sigaraya harcadığı parayı tedaviye ayırması sağlanıyor. İç hastalıkları uzmanları Antalya'da toplanıyorTürkiye'de 17 milyon kişi sigara içiyorTaraf'ta yayımlanan habere göre, kapalı mekânlarda sigara içme yasağının gelmesinin ardından sigarayı bırakma pazarı da büyüyor. 400 milyon YTL'lik ciroya sahip olan sigarayı bıraktırma sektörü; sakız, bant, nikotinli içecek, antidepresan, terapi gibi ürün ve tedavileri içeriyor. Bu yıl Antalya'da 10'uncusu yapılan Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nde tartışılan konulardan biri de buydu. Pfızer'ın ürettiği yeni ilacın tüm bu ürün ve tedavilere oranla yüzde 44 oranında daha başarılı olduğunun tespit edildiği belirtildi. Uzmanlara göre, 8-12 haftalık bir tedavi kürünün gerekli olduğu tedavi sürecinde, hastanın yakın takibe alınması gerekiyor. Maliyeti ise yüksek değil. Hastanın bir günde sigaraya harcadığı paranın tedaviye ayırması sağlanıyor. Sigara ile ilgili diğer bir tespit de, sigarayı bırakma konusunda hiçbir yardım almayanların sadece yüzde 5'inin başarılı olduğu yönünde. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden Doç. Dr. Gülay Sain Güven'in verdiği bilgilere göre, doktorun hastasına sigara içip içmediğini sorması sigara içen hastaların yüzde 1-3'ünün bırakmasına neden oluyor. Güven'e göre, sigara içen doktorlar hastaya sigara içip içmediğini daha az soruyor.
Ölümcül ikili 17 milyon sigara tiryakisinin bulunduğu Türkiye'de, her yıl ortalama 4 milyon kişi sigarayı bırakmayı deniyor. Kişi başına sigara tüketiminin yılda 130 pakete ulaştığı Türkiye'de her yıl sigara için harcanan para ise 15 milyar YTL civarında. Dünyada her yıl 5 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklardan ölürken, Türkiye'de bu rakam 100 bin civarında, Alkolikler daha çok sigara içiyor, sigara ve alkol ikisi birlikte birbirini daha çok tükettiriyor. Ağız içi kanseri, yüzde 75 sigara ve alkol tüketimine bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Vitamin kullanımına dikkat Kongre'de en fazla dikkat çeken konulardan biri de, vitaminlerin hayatımızdaki yeri ile ilgili bölümler oldu. Vitaminlerle ilgili olarak, halk arasında uygun alanda uygun yerde kullanıldıkları zaman zararsız oldukları yönünde bir kanı var. Kongrede sunum yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Öz, bu nedenle toplumda uygun olmayan zamanlarda da vitamin almaya yönelik bir eğilim bulunduğunu söyledi. Öz, vitamin ve minerallerin metabolizma için gerekli maddeler olduğunu belirterek, sağlıklı olmak, vücut fonksiyonlarını devam ettirmek ve büyümeyi sürdürmek için bu maddelerin küçük miktarlarda alınması gerektiğini bildirdi. Öz, özellikle sanayileşmiş toplumlarda günümüzde, vitaminin yaygın olarak kullanılmasına bağlı olarak aşırı doz kullanımlarının daha fazla görülmeye başlandığına dikkat çekti. Vitaminlerin uygun kullanılmadığı zaman kanser yapmaya yönelik yan etkileri var. Özellikle mide, bağırsak sistemine, vücudun enerji kullanımına ve böbrek taşı yapmaya yönelik yan etkileri bulunuyor. Sağlıklı beslenen kişilerin ek vitamin almasına gerek olmadığını kaydeden Öz, ek besin katkılı ürünlerle birlikte ayrıca vitamin kullanımının da tahmin edilenden çok daha fazla yüksek doza sebep olduğunu dile getirdi
Uzman sayısındaki muamma Kongrede konuşulan bir diğer konu da, Türkiye'deki iç hastalıkları uzmanlarının sayısı oldu. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, bu rakamı 7 bin 400 olarak belirlemiş. Sağlık Bakanlığı ise bu rakamın 4 bin 400 olduğunu açıklamış. Şimdi dernek ile Sağlık Bakanlığı işbirliği yaparak, bu sayıyı birlikte belirleyecek. Öte yandan, Mayıs 2009'da İstanbul Avrupa İç Hastalıkları Kongresi'ne ev sahipliği yapacak. 2500-3000 kişinin gelmesi beklenen kongreye Türkiye'den de bir o kadar katılımın olması düşünülüyor. Kongre için Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapılacak.
Kimi çok yemekten kimi beslenememekten hasta Kongrede, toplum beslenmesiyle ilgili oturumlarda beslenme yanlışlarının meydana getirdiği hastalıklardan bahsedildi. Çağın en büyük küresel sorunları obezite, diyabet ve açlık. Gelecek için öngörülen rakamlar ise hiç iç açıcı değil. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve 1.6 milyar civarında fazla kilolu insan var. Örgütün 2015 tahminlerine göre, obez sayısı 700 milyona ulaşacak. 2.3 milyar kişinin de kilosu normalin üzerine çıkacak. Tüm dünyada giderek daha fazla sıklıkta görülmeye başlanan obezitenin yanı sıra hali hazırda dünyada 925 milyon kişi açlık çekiyor. 2030’da ise dünyada 350 milyondan fazla insan diyabet hastası olacak. Türkiye'de İse 5 milyon diyabet hastası var, bir o kadarı da hastalığının farkında değil...