T24 -
Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in meslektaşları, arkadaşlarının tutukluluğunun 200'üncü gününde bir kez daha "adalet ve özgürlük" talebiyle Taksim'e yürüyecek.OdaTV davasından yargılanan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluğunun 200'üncü gününde, gazeteci arkadaşları adalet talebiyle bir kez daha Taksim'de olacak. Şık ve Şener'in meslektaşları ile onlara destek veren meslek örgütleri, siyasi partiler ve sendikalar, 18 Eylül Pazar günü saat 13.30'da Galatasaray meydanından Taksim'e yürüyecek.
Meydanda basın açıklaması düzenlenecekBİA'da yer alan habere göre, 12'si tutuklu 14 sanığın bulunduğu OdaTV davasının iddianamesi, Cuma günü (9 Eylül) kabul edilmişti. Gazeteciler ve köşe yazarları, iddianamedeki "suçlamaların" yazılan kitaplar ve haberlerden ibaret olduğunu söyleyerek, sanıkların tutuklu yargılanmasını eleştirdi. Davanın ilk duruşması, 22 Kasım'da İstanbul 16. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek."Onlarca gazeteci tutuklu""Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaşları", eylemle ilgili "Adaletin 200'ü Taksim'de Meydana Çıkacak" başlıklı bir çağrı metni yayınladı:Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanışının 200'üncü gününde, tutuklanmalarına sebep olan iddianamenin yayınlanmasının hemen ardından adalet için bir çift sözümüz var. Sloganımız "Adaletin 200'ü." Çünkü açıklanan iddianamenin içeriği, bir insanın gıyabında yapılan konuşmalar nedeniyle tutuklanabildiğini, söz konusu iddiayı duyabilmek için de aylarca cezaevinde beklemek zorunda kalabildiğini gösteriyor.Adaletin 200'ü; çünkü iddianame hükümetlerin/cemaatlerin aleyhine olabilecek, onları yıpratabilecek haberlerin suç unsuru taşıdığı izlenimini yaratıyor. Çünkü Ahmet ve Nedim gibi onlarca gazeteci, yaptıkları araştırmalar, yazdıkları haberler nedeniyle cezaevinde tutuluyor, onlarca yıl hapis istemiyle yargılanıyor.Adaletin 200'ü; çünkü biz gazeteciler yargıya madalyonun öteki yüzünden de bakıp, adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Çünkü gazetecilik faaliyetleri nedeniyle gazetecilere dava açılmasının adalet kavramıyla çeliştiğini biliyoruz. Çünkü Ahmet ve Nedim -açılan davalardan manipülatif haberciliğe- basında etik ve özgürlük mücadelesinde biz gazetecilerin iki-sembol-yüzü...Ahmet ve Nedim bizim sembolümüz. Onların özgürlüğüne kavuşması, Türkiye'de basını çevreleyen görünmez duvarlardan, açık hava hapishanesinden iki tuğla çekmek anlamına gelecek. Gazetecilik etiğine sahip çıkan bir grup gazeteci, bu tuğlaları kırma çabasıyla aylardır faaliyet gösteriyor. 18 Eylül'de vereceğiniz destek, Ahmet ve Nedim'in yanı sıra gazetecilerin bu çabasını da bir adım öteye taşıyacak. Sadece Ahmet ve Nedim için değil tüm tutuklu/yargılanan gazeteciler için, "medyayı değiştirmek" için yürüyeceğiz.