Balyoz sanıkları, iddianamede darbeyi önlediği öne sürülen Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesi talepleri reddedilince CMK 178’inci maddeye başvurdu. Bu maddeye göre Yalman ve Özkök geldiği takdirde, mahkeme dinlemek zorunda kalacak...
Vatan'ddan Damla Güler'in haberine göre, Balyoz davası kapsamında yargılanan sanıklar, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak çağırılması talepleri, mahkeme tarafından reddedilince farklı bir yola başvurdu. Sanık avukatları, CMK 178’inci madde kapsamında Yalman ve Özkök’ü kendileri tanık olarak çağırmaya karar verdi.
CMK 178’inci maddeye göre sanıklar mahkeme kabul etmese dahi istedikleri bir tanığı davaya çağırabiliyor. Tanık duruşma günü hazır bulunduğunda ise mahkeme tanıkları dinlemek zorunda kalıyor. Kendilerine tanınan bu haktan yararlanmak isteyen sanık avukatlarının Özkök ve Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi için başvuruda bulunacağı öğrenildi. Avukatlar, mahkemeye gönderilen TÜBİTAK raporlarının altında imzası bulunan bilirkişilerin, emniyetten gelen raporların altında imzası bulunan bilirkişilerin, kendilerinin dosyaya sundukları raporların altında bulunan bilirkişilerin ve bahsedilen dönemde görevde olan bazı askerlerin de tanık olarak dinlenmesini talep edecekler.
Bu kapsamda avukatlar her bir tanık için mahkeme kalemine 100 TL yatıracak. Avukatların mahkeme kalemine verdikleri bu para ise tanıkların yol ve iaşe bedeli olarak geçiyor. Paranın verilmesinin ardından mahkeme avukatların dinlenmesini istedikleri kişilere mahkemede hazır bulunmaları için tebligat gönderecek. Yani tanıkları yine mahkeme çağırmış olacak.
Balyoz davasının geçtiğimiz gün görülen duruşmasında ifade veren emekli Orgeneral Ergin Saygun, “Plan seminerlerinin kasetleri Yalman’a Başbakan tarafından verilmiştir” demişti. Yalman’ın savcıya verdiği ifadesinde ise, “Darbe palanlarını bana Özkök gösterdi” dediği ortaya çıkmıştı.
Bu gelişmeler gözlerin Özkök ve Yalman’a çevrilmesine neden oldu. Özkök önceki gün konuyla ilgili, “Çağrılırsam giderim ama hukuku zorlamam” açıklaması yaptı. Ardından da Cumhuriyet gazetesinden Utku Çakırözer’e demeç verdi. Özkök, “Dönemin genelkurmay başkanı olarak bugün bir şey söylesem yargıya müdahale gibi algılanır. Hepsi silah arkadaşlarım. Büyük üzüntü duyuyorum. Mütalaa savcının takdiri. Mahkeme değerlendirecektir. Ancak olayın bir de şu boyutu var. Bu insanları bir şeylerle suçluyorsunuz. O kişi sonrasında beraat etse ne olacak?” dedi.
Özkök, genelkurmay başkanı olduğu döneme ilişkin, “Başbakan’la darbe girişimi iddialarını hiç görüştünüz mü?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Ben bahsedilen seminerden sonra 3 yıl daha komutanlık yaptım. Bu konular Başbakan ile aramızda hiçbir şekilde gündeme gelmedi. Ben emekli olduktan 2 sene sonra ortaya çıktı bunlar.” Yalman’ın, “Bana Özkök gösterdi” sözleri içinse “Bunları kendisine sorun” karşılığını vermekle yetindi.
Türkiye gündemini basından takip eden Özkök, 4+4+4 için de “Açıkçası endişem var ve tedirginim. Küçük yaştaki çocuklara meslek telkinleri yanlış olabilir. Çocuğuna din eğitimi aldırmak herkesin hakkı. Bu seçmeli ders olarak alınsın. İmam hatipler ise ıslah edilerek meslek okulu olarak kalsın. Bu meseleyi niye zorluyorlar? Eğitim meselesi bilimsel bir konu. Uzmanlar dinlenmeliydi.”
Balyoz sanıklarının tanık olarak çağırdığı Aytaç Yalman da dün bir basın açıklaması yaptı. Balyoz davasının başladığı günden bu yana özellikle son günlerde kendisini çok ciddi baskı altında hissettiğini belirten Yalman, şunları söyledi: “Bundan dolayı fevkalade müteessir olduğumu belirtmeliyim. Hatırlanacağı üzere, ilk demecimde, ‘Ben davanın muhatabıyım’ dedim. İkinci demecimde ise ‘Balyoz Planı ve davasıyla ilgili hiçbir bilgi ve belgeye sahip olmadığımı’ belirttim. Bu kezde davanın çözümünde hayati bir konuma getirilmiş olmam nedeniyle bu açıklmayı yapmak mecburiyetinde kaldığımı belirtmeliyim.”
“Bu davanın iki bin yılllık şanlı tarihe sahip kahraman ordumuzun onur meselesi olduğunu belirtmek isterim. Bu nedenle bir dönem sorumluluğunu taşıdığım arkadaşlarımın hukukunun korunması benim için hayati önem haizidir. Bu dava benim için; silahlı kuvvetlerimizin mensuplarına karşı bir vicdan borcu, milletime olan saygımın ifadesidir.”
“Yıllarca yapılan haksız iftira ve saldırılar karşısında sustum. Bu süre içinde susmanın hem ızdırap hem de sadık bir arkadaş olduğunu öğrendim. Bir tarafta gönül ve hizmet birliği yaptığım, hayatını vatanın bütünlüğüne ve milletine armağan etmiş, can borcum olan arkadaşlarım, diğer tarafta milletinden aldığı yetki ile hukukun adil bir şekilde tecellisine çalışan adalet sistemi. Hayatımda daima inandığım gerçeklerle yaşadım. Bin bir başlı kartalı taşıyan kanarya gibi bu ağır sorumluluğu da yerine getireceğimden kimsenin şüphesi olmasın.”
“Benim arkadaşlarıma yardımım ancak hukuk içinde kalarak mümkün olabilir özellikle bu aşamada. Bütün bu zorluklara rağmen bugüne kadar davanın muhatabı arkadaşlarımın özgürlüklerine kavuşması için; Balyoz Planı ile ilgili bilgi ve belgeye sahip olmadığımı açıkladım. Zamanın Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile görüşerek davada tanık olmama yardımcı olmasını talep ettim. Rahmetli avukatım Sayın Tarık Kale tarafından sanık avukatları aracılığı ile tanık olma arzum mahkeme başkanlığına iletildi. Bu husus zabıtlara intikal etti. CMK’nın 178. maddesinin hükümleri uyarınca mahkemeye müracaat edilerek tanık olmam için girişimlerde bulunulması hususu ilgililere iletildi. Bu geldiğimiz aşamadan sonra mahkemeye çağırılırsam gidip tanıklık görevimi yapacağımı özellikle belitmek isterim.”