Bir yıldır kitlesel eylemlere sahne olan Şili'de Pazar günü yapılan referandumda, 1990'da sona eren Pinochet rejiminden kalma anayasanın yeniden yazılmasına ezici çoğunluk onay verdi. Anayasayı yazacak kurulun yapısı da referandumda belirlendi.
Resmi olmayan sonuçlara göre, anayasanın yeniden yazılmasını onaylayanların oyları geçerli oyların yaklaşık yüzde 78'ini oluşturdu. Buna karşı çıkanların oyları ise yüzde 22'de kaldı.
Seçmen sayısının 14 milyonu aştığı Şili'de, referanduma katılım oranı yüzde 50 olarak gerçekleşti.
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, halkın özgürce fikrini beyan ettiğini söyleyerek, referandum sonuçlarını "birlikte yürümek zorunda olduğumuz yolun ilk adımı" olarak tanımladı.
Pinera, "Şimdiye kadar anayasa bizi böldü. Bundan sonra anayasanın birlik, istikrar ve geleceğimiz için bir çerçeve sunması adına hep birlikte çalışmalıyız" dedi.
Geçtiğimiz yıl Şili, hükümete karşı yaygın protestolara sahne oldu. Eylemlerin ilk gününden bu yana protestocuların temel taleplerinden biri, toplumdaki derin eşitsizliği azaltmak üzere yeni bir anayasa yazılmasıydı.
Seçmenler, anayasanın değişmesini isteyip istemedikleri dışında, yeni anayasayı nasıl bir oluşumun yazmasını istediklerini de oyladı.
İlk seçenek, 172 yetkilinin yarısının Kongre'den geldiği, diğer yarısının ise seçmenler tarafından doğrudan seçildiği karma bir oluşumdu.
Diğer seçenek ise, her biri doğrudan seçmenler tarafından belirlenecek 155 üyeli bir kuruldu.
Geçerli oyların yüzde 79,04'u, tamamı seçmenler tarafından belirlenecek kurulun anayasayı hazırlamasına onay verdi.
Kurallara göre bu kurulun yarısı erkek, yarısı kadın olacak ve yerli halkların temsilcilerine de sandalye ayrılacak.
Kurul, yeni anayasayı 9 ayda yazacak. Gerekli görülmesi halinde bu süre 3 ay uzatılabilecek. Üyelerin seçimi Nisan 2021'de yapılacak.
Anayasanın yeniden yazılmasına ilişkin referenadumda "Evet" oyunun ağırlıkta olacağını bekleyen binlerce kişi, başkent Santiago ve diğer kentlerde henüz sonuçlar açıklanmadan bir araya gelerek kutlamalara başladı.
Geçen yılki protestolarda göstericilerin başlıca toplanma yeri haline gelen Santiago'daki İtalya Meydanı, bu kez referandum kutlamalarının merkezi oldu.
Bir yılda yoğunlaşan eylemlerdeki protestocular, bazı temel prensipleri anayasanın koruması altında olan ekonomik modelin bir yana konulup, başka bir model benimsenmesi gerektiğini söylüyordu.
Mevcut anayasa, devlete temel hizmetler sağlamak gibi küçük bir rol biçiyor. Reform yanlıları, artan eğitim ve sağlık giderleri ile düşük emekli maaşlarından özel sektörü sorumlu tutuyor ve devlete bu alanlarda daha geniş bir rol vermek istiyor.
BBC Güney Amerika muhabiri Katy Watson, referandum sonuçları gelmeye başladığı sırada, Santiago'daki bir binanın cephesine "Yeniden doğuş" ifadesinin yansıtıldığını aktarıyor.
Watson'a göre birçok Şilili için bu referandumun anlamı buydu: "Diktatörlük dönemi anayasasına elveda, modern demokrasiye daha çok yakıştığını düşündükleri yeni bir başlangıca merhaba. Pazar günkü oylama Şili için çalkantılı geçen bir yıla nokta koydu. Oylama, aylarca süren kitlesel eylemlerin sonucunda gerçekleşti."
Zorlu bir mesainin henüz başlamakta olduğunu anlatan Watson, Şili halkının anayasayı hazırlayacak kişileri belirleyeceği ve anayasada neler yer alacağına karar vereceği bir sürecin ilk adımını attığını kaydetti.
Şili son bir kuşakta, komşularına kıyasla kayda değer ölçüde zengileşti. Dünya Bankası'na göre 1995'de Şili'de kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) Latin Amerika ortalaması olan 7500 doların biraz altındaydı.
Örneğin, komşu Arjantin'den, hatta Brezilya'da çok daha azdı.
2019'a gelindiğinde ise Şili'de GSYH, bölge ortalaması 17 bin doların çok üzerine çıkıp, 25 bin dolar oldu.
Ancak eleştiriler, bu refahın Şilililer arasında adil dağıtılmadığının altını çiziyor.
Mevcut Şili Anayasası 1980'de, ABD destekli bir darbeyle yönetime gelen diktatör Augusto Pinochet'nin (1973-1990) iktidarında yürürlüğe girdi. Pinochet döneminde onbinlerce muhalif işkenceden geçirildi ve en az 3 bini ya öldürüldü ya da 'kaybedildi'.
Pinochet'nin ekonomi politikaları Chicago Üniversitesi Profesörü Milton Friedman'ın serbest piyasa anlayışından etkilenmişti.
1970'ler ve 1980'lerde ABD eğitimli Latin Amerikalı ekonomistler, Pinochet üzerinde etkili ekonomi danışmanları oldu. Bunlara "Chicago Boys" deniliyordu.
Bu danışmanların tavsiyesiyle, hükümet devletin ekonomideki rolünü büyük ölçüde daralttı, kamu şirketleri özelleştirildi ve kurallar esnetildi.
Ancak birçok Şilili bu ekonomik modelin seçiminde hiçbir söz hakları olmadığını söylüyor.
Mexico City'deki Ekonomik Araştırma ve Öğtetim Merkezi'nde (CIDE) çalışan Siyaset Bilimi Profesörü Gabriel Negretto "Pinochet'nin anayasası bir şiddet eyleminden doğdu. Korku ve terör ikliminde çıkartıldı" dedi.
"Eski anayasadan kopmak için, yenisi barış döneminde geniş kapsamlı bir destekle doğmalı."