Silvan'da 3 yıl önce 13 askerin hayatını kaybettiği, 7 askerin yaraladığı saldırıyla ilgili bölgedeki 4 komutan hakkında, 'görevi ihmal' iddiasıyla açılan davada, bilirkişi raporuna karşı sanık Binbaşı Milbay Şahin savunma gönderdi. Şahin, "Plan teröristlerin etkisiz hale getirilmesini sağlayacak şekilde değil, teröristlere bölgeden sıyrılma imkanı verecek şekildeydi" dedi
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 14 Temmuz 2011 günü 13 askerin hayatını kaybettiği, 7 askeri yaraladığı saldırıda ihmalleri bulunduğu iddiasıyla Silvan 4’üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Murat Toprak, 4’üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Milbay Şahin, 1’inci Bölük Komutanı Üsteğmen M. Emin Karagöz ve 2’nci Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan’ın tutuksuz yargılanmalarına, Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada Binbaşı Milbay Şahin’in avukatı Nail Karaaslan hazır bulundu. Dava dosyasına giren bilirkişi raporuna karşı sanık Binbaşı Milbay Şahin savunma gönderdi. Şahin savunmasında "Plan teröristlerin etkisiz hale getirilmesini sağlayacak şekilde değil, teröristlere bölgeden sıyrılma imkanı verecek şekildeydi" dedi.
Doğan Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı, 3 sanığın ceza almaları halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması teklifini kabul ettiğini, Albay Mehmet Murat Toprak’ın ise henüz konu ile ilgili cevap vermediğini belirtti. Duruşmada söz alan avukat Nail Karaaslan sanık Binbaşı Milbay Şahin’in önceki celse okunan bilirkişi raporuna karşı hazırladığı savunmayı mahkemeye sundu.
Kararın herkesi tatmin etmesi gerektiğini belirten Karaaslan, "Müvekkil bilirkişi raporu ile ilgili kaygılar taşıyor. Rapor bölge şartlarından habersizce hazırlanmış. Ek bir rapor düzenlenmesini talep ediyoruz" dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli 2 muvazzaf ve 1 emekli albayın tüm dosyayı inceleyerek hazırladığı bilirkişi raporunun yargılama konusu olayın çözümü bakımından yeterli görüldüğünden, ek rapor alınması talebini reddetti.
Bir önceki celsede açıklanan ve ’erden tabur komutanına kadar herkes hatalı’ şeklindeki bilirkişi raporuna karşı mahkemeye savunma gönderen sanık Binbaşı Milbay Şahin, olayla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Şahin, "Harekat emrinin 13 Temmuz 2011 günü 13.30’da Jandarma Bölge Komutanlığı’nca Kocaköy Jandarma Komutanlığı’nda yapıldığı ve 7’nci Kolordu Komutanı’na arz edildikten sonra yayımlandığı belirtilmektedir. Fakat Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı harekat emri 13 Temmuz 2011 günü saat 10.00’da Diyarbakır Valisi onaylı olarak yayımlanmıştır" dedi.
Dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu’nun ifadesine değinen Şahin, "İfadede 13 Temmuz 2011 günü 16.30’da Kolordu Komutanı’na planın arz edildiği ve emir doğrultusunda planda tadilat yapıldığı belirtilmiştir. Birliklerin yorgunluk durumu dikkate alınmamıştır. Harekat emri belirtilen toplantıdan önce yayımlanmıştır. 2’nci Jandarma Komando Bölüğü’nün harekat emrinin yayımlandığı saatte halen 45 derece sıcaklıkta ve gün boyu takip harekatında olduğu hiç dikkate alınmamıştır" dedi.
Olayın olduğu gün PKK’lıların telsiz dinlemelerinin tespit edildiğini vurgulayan Şahin, "Farklı bir ifade olmamasına rağmen 10.03’teki telsiz dinlemesindeki sadece 4 yer isminin çözümlenmesi 3 saat almıştır. Birliklere bildirilmesi saat 13.20’den sonra olmuştur. Telsiz dinlemesinde görüşmeyi yapan grubun 3-4 kişilik olduğu bildirilmiştir. Bu planlamacıların istihbarat zaafiyetidir. Yerimizin belli olduğu değerlendirildi ise operasyon yarıda kesilerek üs bölgesine dönmemiz emredilebilirdi" ifadelerini kullandı.
İhtiyat kuvvetlerin çatışmadan 4 saat sonra bölgeye geldiğini vurgulayan Milbay Şahin, "İnsansız hava aracı ani hava isteğinden 2 saat 50 dakika sonra ulaştı. 2’nci Motorlu Tugay birlikleri 3 saat 20 dakika sonra tertiplenebildi. Planlamacılar ihtiyat ve destek unsunlarını süratle devreye sokamadı"dedi.
Çatışmada en çok kayıp veren 2’nci bölüğün 12 Temmuz’dan 13 Temmuz saat 15.00’a kadar gündüz yaklaşık 42 derece sıcaklıkta hareket halinde olduğunu belirten Şahin, "Birlik yorgun ve bitkin durumda idi. Dolapdere bölgesine yapılan faaliyete ilk kez çıkmıyordu, faaliyeti devam ettirildi. Şoriktepe’ye vardığımızda sabah alacakaranlık başlangıcıydı. Hareket etmememiz emredilmişti. Personel ifadelerinde belirtildiği gibi birlikler yorgundu. Havanın aydınlanması nedeniyle intikal birliğin faaliyeti ve hareketini belli edeceği için olay bölgesinde kalındı" dedi.
PKK’lıların yeri belli olunca tüm birliğe bildirdiğini kaydeden Şahin, "Olay bölgesi için önceki istihbarat raporlarında 8-10 terörist olarak bildirilmiştir. Emir gereği gündüz intikal yapılmamıştır. Uygunsuz davranan personelin cezalandırılması yer ve zaman itibariyle mümkün değildi. Arazi dağılmaya müsaade etmiyordu. Farklı bölgeye gönderilecek birlik ile irtibat kopacaktı. Birlik yorgun ve vatandaş faaliyeti başladığı için bu bölgede kalındı. Personel yorgunluk ve aşırı sıcak etkisi ile tüm ikazlara rağmen gerekli hassasiyeti gösterememiştir. Ateşle keşif yapmak için kesin bir tehdit tespit edilememiştir. İnsan haklarına saygılı davranılması ve operasyon anında vatandaşların zarar görmemesi için her türlü tedbirin alınması emredilmiştir" ifadelerini kullandı.
Bulunduğu mevziye el bombası atıldığını ve en yakın tehdit devre dışı bırakılmadan başka bir faaliyet icra edemediğini vurgulayan Şahin şunları dile getirdi: "İlk atıştan 1 dakika sonra yangın başladı ve mevzilere doğru ilerledi. Birlik yangın ve terörist ateşi arasında kaldı. Rütbeliler dahil personel bilinçsizce hareket etmeye başladı. Zayiatın artmaması için öncelikle personeli sakinleştirmek gerekiyordu. 2’nci bölüğün devam eden operasyondan alınmış, yorgun ve sıcaktan etkilenmiş olması planlama esnasında dikkate alınmamış, ihtiyat geç devreye girmiştir. Taarruz helikopterleri ateş destek unsuru olarak talep edilmiş olmasına rağmen havada hazır durumda değildi. 10 Temmuz’da kaçırılan askeri personeli bulmak için 2 gün görevlendirilen taarruz helikopteri 14 Temmuz’da bölgede telsiz kestirmesi alındığı halde, talep edilmiş olmasına rağmen görevlendirilmemiştir."
Operasyonun teröristlerin çembere alınması şeklinde planlanmadığını belirten Şahin, "Plan teröristlerin etkisiz hale getirilmesini sağlayacak şekilde değildi. Plana göre dördüncü sektördeki 2’nci taburun yerleşmesi, teröristlere bölgeden sıyrılma imkanı verecek şekildeydi. Teröristlerin kaçış istikametlerinin kapatılması yaklaşık 4 saat sonra oldu" dedi.
2’nci bölüğün yorgun olmasından dolayı birliğin hızını kestiğini ve operasyon planlamacılarının bu durumu dikkate almadıklarını belirten Şahin, "Plandaki Bent deresinin aşılmasının mümkün olmamasından dolayı dere yatağına inilmeye mecbur kalındı.Saat 04.00’da Şorik Tepe’ye ulaşıp telefonla Alay Komutanı ile görüşmek istedim. İstirahat ettiği belirtildi. Durumu komutana iletmelerini söyledim. Alay Komutanı saat 06.00’da arayarak ’Operasyonun açığa çıkmaması için yerinize gömülün’ dedi. 2’nci Bölük 12 Temmuz’dan 13 Temmuz’a kadar 42 derece sıcaklıkta hareket ettiği için bitkin ve yorgundu. Bu faaliyete dinlenmiş bir şekilde çıkmadı, ancak faaliyeti devam ettirildi" ifadelerini kullandı.
7’nci Kolordu imkanları kullanmadı
Elinde taarruz helikopteri ve İHA gibi aktif ve etkili imkanlar bulunan 7’nci Kolordu’nun bunları kullanmadığını, sadece ast birliklere telsiz kestirmesi aktardığını vurgulayan Şahin, "Alınabilecek tedbirlerin tamamı alınmıştı. Saldırının ilk anında atılan el bombasının patlaması sonucu başımdan yaralandım. Sıçramalar esnasında telsiz ve telefonumu düşürdüm.Saldırı ve dumandan dolayı kontrolsüz hareketleri önlemek için personeli yönlendirdim" dedi.
Mahkeme tanıklardan Mesut Karakoç’un bulunamamasından dolayı ifadesinin yeniden alınmasından vazgeçtiğini de açıkladı. Bunun üzerine Karakoç’un daha önce alınmış ifadesi okundu. İfadesinde olay gününü anlatan Karakoç, "Çatışma öncesi terörist faaliyet hakkında ikaz edilmedik. Benim çatışma sırasında çelik yelek ve başlığım yoktu" diye konuştu.
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, araştırılacak bir husus kalmadığından dosyanın esas hakkındaki görüşünü açıklamak üzere Askeri Savcı’ya gönderilmesine hükmederek, duruşmayı erteledi.