3 Kasım'da ilan edilen yasak bu sefer Mescit, Tekel ve Konak mahallelerini kapsıyor. Bu mahallelerde barikat kurup hendek kazan gruplara karşı başlatılan operasyon için helikopter ve insansız hava araçlarının da kullanıldığı belirtildi.
BBC’den Hatice Kamer’in haberine göre, dokuz gün içinde özel harekat polisi Necmi Çakır ve Müslüm Tayar, Sertip Polat, Engin Gezici, İsmet Gezici, Mehmet Gündüz ile Yakup Sinba adlı kişiler yaşamını yitirdi. Birçok yaralının da olduğu belirtilen Silvan'da telefonla iletişim kurulamıyor. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerden operasyonda ilçe merkezinde zırhlı araçlarla birlikte tankların da kullanıldığı görülüyor.
Yasağın uygulanmadığı mahallelerde de zaman zaman elektrik ve su sıkıntıları yaşanıyor. Ama GSM operasyonlarından kaynaklanan aksaklıklardan dolayı ilçenin genelinde telefon ve internet erişimi sağlanamıyor. İlçenin yüksek noktalarında Batman’dan gelen telefon sinyalleri ile iletişim kurulabiliyor.
Silvan'a her gün heyet gönderen HDP ve DBP yetkilileri, ilçenin güneyindeki tepelere tankların konulduğunu ve bu tanklardan zaman zaman mahallelere top atışı yapıldığını söylüyor.
Olaylar sırasında ağır yaralanan 20 yaşındaki Rıdvan Us Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi ediliyor. Babası, oğlunun durumunun ağır olduğunu söylüyor. Oldukça üzgün. Konuşmak istemiyor. Oğlunun yaralandığını iki gün sonra öğrenmiş.
Tekel Mahallesi'nde yaşayan 75 yaşında imam, sırtındaki disk kayması ağrısına dayanamadığı için bahçelerden gizlene gizlene yasağın olmadığı mahallelere geçerek Diyarbakır'a gelebildiğini söylüyor. Eşi ve kızı hala Silvan'da olduğu için sabah ilçeye döneceğini belirtiyor.
"Orası bizim evimiz. Mahalleden birçok insan başka semtlere taşındı ama biz mahallemizi terk etmeyeceğiz. Çok şükür suyumuz da var bahçede, erzakımız da. Ama iki haftadır elektriğimiz yok. Keskin nişancıların korkusundan çıkamıyor, silah ve patlama seslerinden uyuyamıyoruz" diyor.
İlçede sık sık bir mahalleden diğerine göç yaşanıyor. Diyarbakır'a akrabalarının yanına yerleşenlerin sayısı da oldukça yüksek.
Tekel Mahallesi'nde eczanesi olan Hüseyin Kandemir de, yaşayan son olaylardan sonra Diyarbakır’a geldiğini aktarıyor.
Son üç ayda iş yapamadığını, maddi olarak zararının büyük olduğunu ifade eden genç eczacı, çatışmaların olmadığı dönemde de olaylar çıkacak endişesinden dolayı herkesin tedirgin olduğunu aktarıyor.
Adını vermek istemeyen bir öğretmen de çatışmalara karşı duyarsızlaşmaya başladıklarını ve duygularını kaybettiklerini söylüyor.
"Seçimden sonra olaylar durulacak sanıyorduk ama bir şey değişmedi. Bir taraftan çatışmalar, tanklar toplar, diğer taraftan arkadaşınızla kahvaltıya gidiyorsunuz. Duygularımızı kaybettik ve asıl acı olan da bu."
Mescit Mahallesi sakinlerinden Necmettin Toprak, ailesi ile birlikte bir hafta önce Diyarbakır'da yaşayan oğullarının evine gelmiş.
Silvan'da dört katlı evlerinin olduğu ancak yanlarına sadece birkaç parça elbise alabildiklerini belirtiyor.
Eşi Keziban, üç aydır yarı göçebe yaşadıklarını dile getiriyor. Tekel mahallesinde yaşayan ve gidecek bir yeri olmayan birçok insanın camide kaldığını aktarıyor. Torunları Beritan, Muhammed, Berfin öğrenci ama bu yıl hiç okula gidememişler.
Gelinleri Songül, sokağa çıkma yasağı ilan edilince çocuklarının ayakkabılarını bile giymeye fırsat bulamadığını söylüyor. "Ben de yanıma bir battaniye aldım, ne olur ne olmaz diye. Hendeklerin oradaki gençlerden biri 'Biz burada canımızı verirken o battaniyesinin derdine düşmüş' diye kızdı. Çok bozuldum, canımızın derdine düşmekten başka ne yapabilirim?" diyor. Özcan evlerine roket isabet ettiğini söyleyip fotoğrafını gösteriyor. İlçeden gelen haberle evlerine geri dönme umutları azalıyor.