"Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu..."
Zaman ömrü ölüme hapseder, tam 20 yıl önce Zeki Müren de geçti bu dünyadan. 17 yaşında ilk bestesini yapan, 600'ü aşkın plak ve kaset, 200 beste ve 18 sinema filmi ile 'sanat güneşi' olarak anılan Zeki Müren'in bu şarkısı, Türk Sanat Müziği'nin kültleri arasına girerek 7'den 70'e her kuşağa dokundu.
TRT’nin hazırladığı bir belgeselde "tatmadığı" duyguları şöyle anlatıyordu sanat güneşi:
“Tatmadığım iki duygu kin ve de kıskançlık. Çünkü kıskanacak hiç kimseyi bulamadım hayatta.”
Zeki Müren, ölümünün 20. yılında mezarı başında anıldı. Emirsultan Mezarlığı'nda düzenlenen törene sanatçının yakınları, dostları, Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Mehmetçik Vakfı'nın bazı yöneticileri, Zeki Müren Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri ile vatandaşlar katıldı.
TEV ve TSK Mehmetçik Vakfı adına çelenklerin konulduğu Müren'in kabri başında, dualar okundu.
06 Aralık 1931 tarihinde Bursa'da dünyaya gelen Zeki Müren, doğduğu şehirde başladığı orta öğrenimini İstanbul Boğaziçi Lisesi'nde noktaladı.
İstanbul'da eğitim hayatına devam ederek Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atolyesinden mezun olan Müren, desen çalışmalarını öğrencilik yılları itibariyle pek çok kez sergiledi.
Kürdi makamında bir akrostiş olan ilk bestesi: “Zehretme Hayatı Bana Cananım”
Zeki Müren, tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle hayatına çok farklı bir yön verecek o adımı attı.
O artık öğrendiği bilgilerle Türk Sanat Müziği'nin en değerli sesi olma yolculuğuna çıkmıştır. 1949 yılında, henüz 18 yaşındayken gönül verdiği musiki dersleri, Boğaziçi Lisesi yıllarında sanata gönül vermiş Agopos Efendi ile udi kirkor eğitimi ile devam etti. Bu eğitimlerin bir sonraki ayağı ise fasıl musikisinin piri Şerif İçli ile devam ettirdi. Bu eğitimler Müren'in repertuvarına birçok eser kazandırdı.
Türkiye’de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü’nü kazandığı 'Manolya' şarkısı...
1950 yılında İstanbul Radyosu'nun açmış olduğu sınava giren Zeki Müren, radyonun canlı yayınlarından birisine katılmış ve orada ilk konserini verdi. Bu konser geniş kitleler tarafından beğenilince, radyo programlarındaki bu konserler 15 yıl boyunca sürdü.
İstanbul Radyosu konserlerinin ardından kendisini plak çıkarma çalışmalarına adayan Müren, 600 civarında plak, kaset doldurdu.
Plakta yer alan ilk şarkısı ise Şükrü Tunar'ın eseri olan "Bir Muhabbet Kuşu"dur. 1955'te çıkarmış olduğu "Manolyam" isimli eseriyle Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazandı. Zeki Müren Türkiye'nin en çok konser veren ses sanatçısı oldu.
Bir yılda yüz civarı konser verdiği dönemler olan Müren, iki yüz civarında eser besteledi.
On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen" (nihavend), "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır.
Zeki Müren 1954'te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticari başarı kazanan bu filmden sonra şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği on sekiz filmde daha oynadı. 1955'te de Arena Tiyatrosu'nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda da baş roldeki oyuncuydu. Ayrıca 'Bıldırcın Yağmuru' isimli bir şiir kitabı da vardır.
Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı. Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı.
(Zeki Müren'in son görüntüleri...)
24 Eylül 1996 Çarşamba günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Müren'in mezarı, doğum yeri olan Bursa'da, Emir Sultan Mezarlığın'dadır.