-ŞİMŞEK: CARİ AÇIK DA ÇÖZÜLECEK NEW YORK (A.A) - 21.01.2011 - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 40 yıl boyunca enflasyonun çift haneli olduğunu bildirerek, ''faizler çift haneliydi. AK Parti iktidarı bu problemleri çözdü. Cari açık da çözülecek ama bunun için uzun vadeye ihtiyaç var. Cari açık konusu uzun vadede kontrol altına alınabilecek bir sorundur'' dedi. Bakan Şimşek New York'taki temaslarının ardından Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Londra ve New York'ta hangi uluslararası yatırımcılarla görüştüğünün sorulması üzerine Şimşek, ''Aşağı yukarı ABD ve İngiltere'deki global yatırımcıların önemli bir kısmı o verdiğimiz konferanslara geldi. Kimi düşünüyorsanız gelmiştir. Toplamda 340 dolayında yatırımcı geldi'' dedi. Cari açığın enerji sektöründen mi kaynaklandığının ve bunun nasıl giderileceğinin sorulması üzerine Şimşek, bu sorunun önemli ölçüde enerjiden kaynaklandığını belirterek, Türkiye'nin petrol kuyularının neredeyse yok denecek kadar az olduğunu, doğalgazın yüzde 99'unu ithal ettiğini, elektrik üretiminin önemli bir kısmının doğalgaza ya da ithal kömüre dayalı olduğunu anlattı. Türkiye'nin nükleer enerji seçeneğini harekete geçirdiğini, ancak nükleer santrallerin yapımına bugün başlansa belki 2017-2018'de devreye girebileceklerini, bunun uzun vadeli bir konu olduğunu söyleyen Şimşek, AK Partinin ilk iktidara geldiğinde Devlet Su İşlerinin (DSİ) çekmecelerinde 1400, 1500 civarında hidroelektrik santral projesinin bulunduğunu söyledi. Şimşek, şöyle konuştu: ''Biz Türkiye'nin suyunu, güneşini, rüzgarını, mümkün olduğunca şu anda enerjiye dönüştürmeye çalışıyoruz ama Türkiye hızlı büyüyen bir ülke, enerjiye ihtiyacı artan bir ülke. Sadece geçen sene 760 bin tane araba satıldı. Cumhuriyet tarihinde rekor kırıldı. Sadece Aralık 2010'da satılan taşıt sayısı 150 bin civarındaydı. Bu rakam 2001 yılının tamamında satılan araba miktarından daha fazla. Bu aslında Türkiye'nin ne kadar hızlı büyüdüğünü, ne kadar geliştiğini ve aynı zamanda da enerji ihtiyacının da hızla artığını gösteriyor.'' Enerji dışında Türkiye'nin çok büyük bir yatırım hamlesi içinde olduğunun da altını çizen Bakan Şimşek, ''Türkiye'de özel sektör yatırımları çok hızlı bir şekilde artıyor. İthalata bakın. İthalatın en hızlı artan kalemi yatırım malları kalemidir. Bu gelecekte daha çok ihracat, daha fazla üretim demek'' dedi. Bakan Şimşek, şunları söyledi: ''Bizim önceliklerimiz belli. AR-GE'ye, eğitime, insanımıza, altyapımıza yatırım yapıyoruz ki Türkiye rekabet edebilsin. Vergileri de düşürdük. Kurumlar vergisi yüzde 33'tü, yüzde 20'ye çektik, gelir vergisi yüzde 45'ti, biz yüzde 35'e çektik. İstihdam üzerindeki vergi yükü, işverenin verdiği prim brüt ücreti yüzde 19,5'tan yüzde 14,5'a indirdik. AK Parti döneminde biz vergileri ciddi bir şekilde, hemen hemen bütün kategorilerde aşağıya çektik ve Türkiye'yi daha rekabetçi bir konuma getirdik. Bütün bunlara baktığınız zaman enerjide, AR-GE'de, eğitimde, altyapıda yaptıklarımızın hepsinin amacı Türkiye'nin rekabet gücünü artırmak, Türkiye'yi dünyayla çok daha iyi bir şekilde rekabet edecek konuma getirmek. Cari açık açısından sihirli bir formül yok, çalışacaksınız. O şekilde başaracağız inşallah.'' Merkez Bankasının faizleri yüzde 6,25'e indirmesinin, kendisinin Londra ve New York'taki görüşmeleriyle bir ilgisinin olup olmadığının sorulması üzerine, Bakan Şimşek, ''Yok canım ne alakası var. Merkez Bankası bağımsız. Merkez Bankamızın tamamen bağımsız bir para kurulu var. Onlar karar veriyorlar. Hükümetin verdiği bir karar değildir. Hükümetle hiçbir ilgisi yoktur'' dedi. ''Merkez Bankasının faizleri düşürmesinin Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesinde aşırı ısınmaya neden olabileceği'' yönünde Financial Times'ta bir yorum yazısı çıktığının belirtilmesi üzerine, Bakan Şimşek, ''Biz para politikasını standart, klişeleşmiş bir çerçevede yürütmüyoruz'' dedi. Şimşek, şöyle devam etti: ''Diyelim ki ekonomi çok hızlı gidiyor, yani ekonomide bir ısınma riski var, normalde faizler yükseltilir, yani iç talebi yavaşlatmak için standart tarife göre faizleri yükseltirsiniz, biz faizleri indiriyoruz. Merkez Bankasının yaptığı aslında para politikasını gevşetmiyor, aslında tam aksine para politikasını sıkılaştırıyor. Kısa vadeli faizi aşağıya çekiyor, mümkün olduğunca dışarıdan fazla para gelmesin, yani sıcak parayı sınırlamaya yönelik bir adım. Ama aynı zamanda Merkez Bankası karşılık oranlarını artırıyor. Yani bankaların kredi olarak verebileceği imkanları sınırlıyor. Ekonominin bu kadar hızlı büyümesinin arkasında, kredilerdeki artış var. Kredileri sınırlama yönünde Merkez Bankası adım atıyor, ama nasıl atıyor? Faizleri yükselterek değil, çünkü faizleri yükseltirseniz buralarda (ABD'de) çok düşük olduğu için bize daha fazla kaynak gelir, daha fazla ısınır kaygısıyla farklı bir reçete uyguluyor. Biz de Maliye Bakanlığı olarak bunu destekliyoruz.'' Uluslararası yatırımcılarla görüşmelerinde Türkiye'deki politik yaşama ve seçimlere ilişkin soru alıp almadığının sorulması üzerine ise, ''Herhalde çok rahat olmaları lazım, o konuda fazla soru gelmedi. Sadece bir iki noktada, acaba üçte iki çoğunluk sağlanabilir mi şeklinde falan sorular geldi, yani seçimlere ilişkin bir kaygı anlamında değil'' dedi. Şimşek, aynı konudaki bir soru üzerine, yatırımcıların AK Parti'nin yeniden iktidara gelmesini zaten temel bir varsayım olarak aldıklarını düşündüğünü belirtti.