Sinem Kobal: Hayat size bazı tecrübeler yaşatıyor...

Sinem Kobal: Hayat size bazı tecrübeler yaşatıyor...

Ünlü futbolcu Arda Turan'la nişanlandıktan sonra ani bir kararla ayrılan Sinem Kobal "Ne yazık ki hayatımdaki birçok şey gibi Arda ile olan ilişkim bu konusunda da farklı yansıtılan haberler oldu" dedi. Kobal, "Hayat size bazı tecrübeler yaşatıyor. Bunlar ya çocuksulaştırıyor ya da olgunlaştırıyor. Ben de hayatı tecrübe ediyorum" ifadesini kullandı.

"Sonuçta Arda da göz önünde bir mesleğe sahip. Ben de öyleyim" diyen Kobal, "Ama ben çocukluğumdan beri, sadece şu dönem için değil, sadece böyle bir durum var diye de değil, özel hayatım hakkında çok fazla bir şey paylaşmayı ve bunun üzerine cümleler kurmayı sevmeyen biriyim. O yüzden yorum yapmamayı tercih ediyorum" diye belirtti.

Sinem Kobal'ın Sabah gazetesinde yayımlanan söyleşisinin ilgili kısımları şöyle:

- Dadı dizisiyle, 13 yaşında bir Lolita olarak hayatımıza girdiniz... O dönem herkes sizden söz ediyordu... Bu ilginin farkında mıydınız?

- Hiç farkında değildim. Çünkü daha çocuktum. Dadı'nın o kadar önemli ve patlayan bir iş olduğunu, dönemin tek çocuk ya da 'Lolita' diye tabir edilen oyuncusu olduğumu fark etmemiştim. Yıllar sonra bir gün bunun farkına vardım; 16 yaşımdaydım gazetede kendi haberimi görünce 'ünlü' olduğunu fark ettim. Tüm bu 'ünlü' olma halini yaşamamamda ailemin de etkisi var elbette. Çocukluğumdan beri okuldan çıkıp baleye gidiyordum. Tıpkı bale gibi oyunculuğu da benim için bir sosyal aktivite gibi tuttular. Zaten insanların tepkisini görebileceğim, hayatımda neyin değiştiğini fark edebileceğim bir ortama girmeye pek vaktim olmuyordu. Sadece sınıf arkadaşlarım 'Aaa seni izledik' diyorlardı.

- O zaman sektörün acımazlıklarına karşı sizi koruyan şey, aileniz olmuş...

- Tabii ki. Ailemin beni doğru yönlendirmesi ve yanımda olması büyük şanstı. Çocuk yaşta bu ünden etkilenmek çok kolay. Ailem ün denen şeyin çok önemli bir şey olmadığı hissiyle davrandı bana. Ben de ünlü olmaya büyük anlamlar yüklemedim. Büyük isimlerle çalışmak en büyük şansımdı.

- Yokluk çeken bir ailenin meşhur olan ve onları geçindiren kızı değildiniz sonuçta...

- Çok şükür. Hiçbir zaman çok varlıklı ya da fakir bir aile de değildik. Okumuş, çalışan anne babanın çocuğuydum. Şanslıyım ki, beni bu yolda doğru yönlendirdiler. Ben de on üç yaşımdan beri kendi ayaklarımın üstünde duruyorum. Sonuçta biz bir aileyiz, ben ve onlar diye bir ayrım yok.

- Hollywood'daki çocuk oyuncular genelde ya uyuşturucu ya da alkol bunalımına giriyor...

- Çok üzücü bir durum tabii ki. Çocuksun ve zaten çocuk olduğun için sürekli etrafındakilerin ilgisiyle karşılaşıyorsun. İşin içine bir de tanınan biri olma durumu girince, sadece büyüklerin değil, yaşıtlarının ya da senden küçük yaştakilerin de ilgisiyle karşılaşıyorsun. Sanırım bu noktada da çocuk kalabilmek kilit nokta. Sonraki yaşlarında da kendin olabilmek önemli. Bunun için aileme tekrar tekrar teşekkür ediyorum ki, bu tarz şeyler benim hayatımda sorun olmak bir yana hayatım içerisinde yer almadı... Ama bir yandan da bunlar olmasa bile, zorlandığım şeyler oldu. Hayata değmeden garantici bir biçimde yaşayacağıma risk almayı, denemeyi, öğrenmeyi tercih ediyorum. Cesur bir kızım. Başarılı ya da başarısız olmak değil mesele. Mesele; çalışmak, denemek... 'Ya üzülürsem, ya başarısız olursam' diye bir şeyden kaçmam. Kendi doğrularımı içimde koruduğum sürece bir sürü olumlu olumsuz tecrübelerim tabii ki oluyor. Sonuçta bu mesleğin en zor tarafı göz önünde olmak ama ben yaptığım işi seviyorum. Bu meslek bir süre sonra istesen de istemesen de seni göz önünde kılıyor.

- Tüm hayatı kamera önünde yaşamak zor değil mi? Her adımınız, ayrılmanız, barışmanız, inişleriniz, çıkışlarınız hep göz önünde...

- Esas zor olanı olmayan şeylerle mücadele etmek. Aslında varolmayan şeylerin sunulmasıyla mücadele etmek zor. Kendimi keşfettiğim bir dönemde ben olmadığımı bildiğim bir tablo sunulunca üzülüyorum. Çünkü ona müdahale edemiyorum.

 

'Hayatı tecrübe ediyorum'

 

- Uzun bir ilişki yaşadınız , nişanlandınız ve evlenmek üzereyken ayrıldınız. Hakkınızda doğru ya da yanlış birçok haber çıktı. Ama siz asla bu konuyla ilgili bugüne kadar yorum yapmadınız. Bunun sebebi nedir? Neler oluyor?

- Ne yazık ki hayatımdaki birçok şey gibi bu konuda da farklı yansıtılan haberler oldu. Bunlar elbette beni rahatsız etti ama çok da takılmamaya çalışıyorum. Bunlara takılırsam hiçbir şeye konsantre olamam. Ben bu soruların sorulmasına saygı duyuyorum. Sonuçta o da göz önünde bir mesleğe sahip. Ben de öyleyim. Ama ben çocukluğumdan beri, sadece şu dönem için değil, sadece böyle bir durum var diye de değil, özel hayatım hakkında çok fazla bir şey paylaşmayı ve bunun üzerine cümleler kurmayı sevmeyen biriyim. O yüzden yorum yapmamayı tercih ediyorum. Bu bir tepki değil. Genel bir duruş. Özel hayatımla ön plana çıkmayı sevmiyorum. Bu konuda basında yer alan haberlerle ilgili de herkesten aynı hassasiyeti bekliyorum.

- Aşk hakkında şu an ne düşünüyorsunuz? Aşka dair umudu olan biri misiniz?

- İnsanın hayatta her şeye tutkuyla ve aşkla bağlı olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki aşk, sevgi temiz duygular olarak geliyor bana. Elbette aşka inanıyorum. Her şeye aşkla bağlı olan bir kızım, aileme, işime, sevdiklerime... Aşkla bağlı olmadan, hayata değmeden, monoton yaşamak üzücü. Ben bunu kaybetmemeye, her şeye aşkla bağlı olup, o şekilde devam etmeye çalışıyorum ve tabii ki aşka inanıyorum.

- Olgunlaştığınızı düşünüyor musunuz?

- Sürekli hem de. Hayatta sürekli olgunlaşıp, çocuksulaşıyoruz. Hayat da size bazı tecrübeler yaşatıyor. Bunlar ya çocuksulaştırıyor ya da olgunlaştırıyor. Ben de hayatı tecrübe ediyorum.

- Nasıl algılıyorsunuz hayatınızı? İçinize dönüp baktığınızda, kendi yolculuğunuz size ne öğretti?

- Daha çok gencim ve henüz bu yolculuğun içindeyim.

- Bu aralar en sevdiğiniz söz hangisi?

- Tanrı zar atmaz. 

- Nasıl algılıyorsunuz hayatınızı? İçinize dönüp baktığınızda, kendi yolculuğunuz size ne öğretti?

- Daha çok gencim ve henüz bu yolculuğun içindeyim.