Sinemalarda bu hafta aksiyon, dram, korku, bilim kurgu, komedi, romantik türünde 5'i yerli 7 film vizyonda.
Katniss Everdeen, evi 12. Bölge'nin tamamen yıkıma uğradığını öğrendiğinde neler olup bittiğini görebilmek için oraya geri döner. Karşılaştığı manzara ise tam anlamıyla dehşet vericidir. Kazananların kaldıkları evler dışında her şey harabeye dönmüş, insanlar artık yeraltında yaşamaya başlamış ve hükümetin ölümcül politikasının karşısında hayatta kalmak için mücadele etmeye başlamışlardır. Nükleer silahların dahi söz konusu olduğu bu atmosferde, Katniss gerçekten de protesto hareketinin yüzü olmaya başlar ve bu sorumluluğu bir türlü kabullenemez. Yükselen bu isyan dalgasının içerisinde yer alamamasının nedenlerinden en önemlisi de Peeta'nın hayatının tehlikede olmasıdır.
Büyük bir ilgiyle karşılanan Susan Collins imzalı Açlık Oyunları serisinin üçüncü halkası olan filmin yönetmenliğini, ikinci filmi de yönetmiş olan Francis Lawrence üstlenirken başrollerde bir kez daha Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson ikilisi yer alıyor.
2. Ümmü Sıbyan: Zifir
Lise son sınıf öğrencisi bir grup genç, yaklaşan sınavın stresini üstlerinden atmak ister. Sınava bir ay kala son bir delilik yapacaklardır. Akşam kimsenin olmamasından faydalanıp, okulun öğretmenler odasında içip parti yapmaya karar verirler. Okula fark edilmeden girmeyi başaran kafadarlar eğlenceyi başlatırlar. Biralarını içerler, dans eder, gülerler. Ekipten birinin yaptığı teklif, gecenin bütün akışını değiştirir: Okudukları okulda yıllar önce intihar etmiş Kevser adlı bir genç kızın ruhunu çağırmak. Başta eğlenceli bir aktivite gibi görünse de bu ruh çağırma seansının başlarına ne açtığını anladıklarındaysa artık çok geçtir. Kevser'in ruhu, Ümmü Sıbyan olarak geri dönmüştür. Halk arasındaki inanca göre bu kötücül ruh, çağrıldığı anda çocouk bekleyen kadınlara musallat olan, kendisi çocuk sahibi olamadığı için onların hayatını karartmaktadır.
Ulaş ve İrem aynı apartmanda yaşayan komşu çocuklarıdır. Beraber oynarlar, beraber servis beklerler ve Ulaş, İrem'e sırılsıklam aşıktır. Ama çok utangaç olduğu için bir türlü açılamaz. Bir akşam babası duygularını bir kaset çekerek duygularını İrem'e anlatmasını tavsiye eder. Ulaş o günden sonra İrem'in doğum günü hediyesi olarak onlarca karışık kaset dolduracaktır.
1990'lı yıllardan itibaren tanışan Ulaş ve İrem'in arkadaşlık ve aşk hikayesini konu alan film Uygar Şirin'in aynı adlı romanından uyarlandı. Yönetmenliğini Tunç Şahin'in üstlendiği yapım, 20 seneyi aşkındır tanışmalarına rağmen beraber olmayı beceremeyen bir çiftin öyküsünü, her dönemin müziğini kendisine fon alarak anlatıyor. Senaryosu Mert Atalay ile birlikte yine yönetmen Tunç Şahin'e ait olan filmin başrollerini ise genç oyuncular Sarp Apak ve Özge Özpirinçci paylaşıyor.
Berk Ataman, müzik yapımcısı olarak parlak yıllarını geride bırakmıştır. Mesleğinde soğuyan Berk, krizin etkilerini silmek için Kıbrıs'ta bir sahil kasabasında hayatını sürdürmeye karar vermiştir. Gönül işleriyle de arasının iyi olmadığından yaşadıklarından sonra artık emindir. 13 yılını bu şekilde sakin, huzurlu ve yalnız bir şekilde geçirmiştir. Evi ve teknesi hayatındaki en önemli iki şeydir, başka bir derdi de yoktur. Ta ki Ezel ile tanışana kadar. Ezeli her anını dolu dolu yaşayan, yetenekli, neşeli ve heyecanlı ruhuyla Berk'in karanlığa gömülen dünyasını aydınlatmaya başlar. Ancak bu aydınlık yeni bir karanlığı da beraberinde getirecektir. Çünkü Ezel ile ilgili alacağı bir haber ikilinin aşkını büyük bir sınavdan geçirecektir.
Yönetmenliğini yerli gişe sinemamızın verimli sinemacılarından olan Biray Dalkıran’ın üstlendiği romantik komedi türündeki filmde başrolleri Gizem Karaca ve Barış Kılıç paylaşırken onlara kadroda, Asuman Dabak, Ayşen Gruda, Serhat Özcan, Orçun Kaptan, Yıldız Kültür isimleri eşlik ediyor.
Jacky Bonnot, 32 yaşında amatör bir aşçıdır. Gerçekten çok yeteneklidir ve hayali ünlü bir aşçı olup büyük bir restoranda çalışmaktadır. Ekonomik durumu küçük mutfak işlerini kabul edip bu yerlerde de çalışmasını gerektirmektedir; fakat Jacky bu işlerde de bir türlü tutunamaz. Ta ki yıldızlı büyük bir şef olan Alexandre La Garde'la yolları kesişinceye kadar. Kabiliyetli olmanın yanında bir o kadar da inatçı olan Jacky, Lagarde'ın bir türlü anlaşamadığı restoranın yönetim kurulu başkanı Stanislas Matter'ın koltuğunu sarsıp yerine geçirmek için biçilmiş kaftandır. La Garde öte yandan inceleme için kendisini görmeye gelecek yetkililere sunacak yeni bir şeyler bulmak zorundadır ve yardıma ihtiyacı vardır. Ayrıca restoranları da ekonomik çıkmazdan dolayı tehlikededir ve bu ikilinin karşılaşması farklı sonuçlar doğmasına neden olacaktır.
Filmin yönetmenliğini daha önce Hahamın Kedisi ile tanıdığımız Daniel Cohen üstleniyor.
Fransa'da göçmen olarak yaşayan Haifa, 'Asfalt Çiçekleri' adlı, sokak müziği yapan bir grubun solistidir. Müzik grubuyla birlikte köklerini aramak için doğuya doğru yolculuğa çıkar ve yolları Türkiye'ye düşer. Genç bir ressam olan Hasan ise son zamanlarda varoluşsal sancılar yaşamaktadır ve bir gece sevgilisi Elif'le birlikte yolda yürürken Haifa ile karşılaşırlar. Hasan'ın içine o an tuhaf bir his doğar ve sonrasında Haifa'yı bulması gerektiğine karar verir. Şimdi Elif'le birlikte yola çıkıp Haifa'nın peşine düşme vaktidir.
Senaristliğini ve yönetmenliğini Kamil Koç'un üstlendiği filmin başrollerini Hilmi Korkmaz, Sema Şahingöz ve Sinem İslamoğlu paylaşıyor.
Hamit, Karadeniz'de bir sahil kasabasında yaşamaktadır ve hayatını "insan kaçakçılığı" yaparak kazanmaktadır. Bir gün kaçak göçmenler kasabada mahsur kalır ve Hamit'in yolu bu süreçte botanik bilimcisi olan Denise adlı yabancı bir kadınla kesişir. Geceleri gizlice deniz kenarındaki terk edilmiş bir kulübede buluşurlar. Mahsur kalan göçmenlerle yaşadıkları, birbirleriyle oldukça yakınlaşan ikilinin ilişkisini sarsmaya başlar. Bu rastlantılar sonrasındaysa Hamit, hayatını değiştirecek bir karar vermek zorunda kalır. Film günümüzde dahi sorun olarak güncelliğini yitirmeyen insan kaçakçılığı meselesini ve ülkemizde de sık sık rastlanan, hayatlarını kaybeden göçmenlerin hikayesini soğukkanlılıkla fakar bir o kadar da hassasiyetle ele alıyor.
Filmin kadrosunda Mira Furlan, Timuçin Esen ve Ahmet Rıfat Şungar yer alıyor.