Sinemalarda bu hafta dram, komedi, tarihi, macera türünde 5'i yerli 6 film vizyonda.
1. Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı
Kayınço Gökhan, Del Piero Hikmet, Köfte Necmi ve Muhasebeci Servet ikinci filmde yaşadıkları deney kobaylığı tecrübesinden sonra hayatlarına “denetimli serbestlik” koşulu ile devam etmektedirler. Bu arada içinde yaşadıkları topluma ayak uydurmak için ‘grup terapisine’ giderler. Del Piero Hikmet, bir gün vapura bindiğinde hayatında belki de gördüğü en güzel kadın olan Mihriban ile karşılaşır. Hikmet hayatının kırılma anı olduğundan habersiz Mihriban’dan çok etkilenir. Üstelik Mihriban dilsizdir! “Yani kızın ağzı var, dili yoktur”. İki aşık her geçen gün kalp gözü ile anlaşır ve birbirlerine kayıtsızca aşık olur. Ömründe ilk kez bir kadının elini tuttuktan sonra Hikmet Mihriban ile evlenmeye kararlıdır. Fakat kızın annesi Cemile’nin, Hikmet’ten tek bir ricası olur: Kızının yeniden “Anne!” dediğini duymak Cemile’nin ölmeden önceki tek isteğidir. Öte yandan ameliyat için gereken para oldukça yüklü bir meblağdır ve ‘çakallıktan’ uzak durarak elde edilmesi çok da kolay değildir. Fakat bu kadar büyük bir iyilik için yapılacak çakallık, gerçekten ‘çakallıktan’ sayılır mı?
Yönetmenliğini yine Murat Şeker'in üstlendiği serinin üçüncü filminde, çakalların maceraları bu sefer Del Piero Hikmet’in öyküsüyle kaldığı yerden devam ediyor. Yapımcılığını Sugar Works ve Taff Pictures firmalarının ortak üstlendiği devam filminin başrolleri ise ilk iki filmde olduğu gibi Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ve Murat Akkoyunlu yer alıyor. Filmin senaryosu ise Murat Şeker ile birlikte Ali Tanrıverdi'ye ait.
Üç yakın arkadaş olan Nick, Dale ve Kurt artık başkalarından emir alarak çalıştıkları bir işte daha fazla bulunmayı istememektedir. Yönetici altında çalışmaktan oldukça sıkılan bu üç kafadar, kendi işlerini kurmaya karar verirler. Ancak planlamadıkları bir gelişme olur. Anlaştıkları yatırımcı son anda bütün maddi desteğini geri çeker ve her şey alt üst olur. Yasal olarak haklarını koruyamayacak bir konumdadırlar ve bu umutsuz durum onları iyice çileden çıkarır. Son çareleri ise intikam almak için yatırımcının oğlunu kaçırmak olacaktır. Böylece fidye isteyerek şirketlerinin kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalışacaklardır.
2011 yapımı Patrondan Kurtulma Sanatı'nın devam filmi olan yapıtın başrollerinde bir kez daha Jason Bateman, Charlie Day ve Jason Sudeikis bulunuyor. Bu üç oyuncuya ilk filmden Jennifer Aniston ve Jamie Foxx eşlik ederken Christoph Waltz kadroya yeni katılan isimler arasında yer alıyor.
Mardin'de eşi ve ikiz çocuklarıyla birlikte yaşayan ve demircilik yaparak geçimini sağlayan Nazarat'ın hayatı Birinci Dünya Savaşı'nın hüküm sürdüğü 1915 yılının kara gecelerinden birinde bambaşka bir noktaya sürüklenir. Bölgedeki tüm Ermeni halk evlerinden sürülmektedir. Genç adam da ailesinden koparılır, bilmediği yerlere uzanan zorlu bir yolculuğa çıkar ve bir şekilde hayatta kalmayı başararak yolculuğuna devam eder. Artık sahip olduğu her şeyi ardında bırakmış, ailesi ve evi çok uzakta kalmıştır. Ne var ki aradan geçen zamana ve tüm bilinmezliklere rağmen çocuklarını aramaktan vazgeçmeyecektir.
Fatih Akın'ın imzalı Kesik'in senaryosu Akın ile birlikte Mardik Martin'e ait. Filmin başrolünde Cezayir asıllı ünlü oyuncu Tahar Rahim yer alırken kadroda kendisine Simon Abkarian, Arsinée Khanjian, George Georgiou ve Akın Gazi gibi oyuncular eşlik ediyor.
Gülten ve Fariz birbirlerini çok seven bir çifttir. Ancak Gülten'in ailesi aşklarının önünde büyük bir engeldir. Onlara göre bu ilişki ailenin ismine zarar verecektir. Çünkü Fariz, kamyon şoförlüğü yapmaktadır. Ancak iki sevgili, aileyi geride bırakarak bir kasabaya yerleşirler. Kurdukları yeni hayat, Gülten'in bir erkek çocuk dünyaya getirmesiyle renklenir. Yine de yeni sorumluluklar, Fariz'in uzayan yolculukları ve bir türlü kurtulamadığı kumar alışkanlığı çiftin ilişkisini zora sokmaya başlayacaktır.
Kendi halinde yaşayan sıradan insanların, küçük mutlulukları arayış hikayesi olan film, ruhunun götürdüğü yere giden bireyin açmazlarını beyazperdeye taşıyor. Nihat Seven’ın dördüncü uzun metrajlı işi olan filmin senaristliğini Melek Seven üstlenirken filmin oyuncu kadrosunda Hakan Yufkacigil, Bora Cengiz, Mehtap Anıl gibi isimler yer alıyor.
Berfe 60 yaşında bir babaannedir, 8 yaşındaki torunu Jiyan ile beraber yaşamaktadır. Bir gün jandarma gelir ve Berfe'nin oğlu, Jiyan'ın da babası olan Temo'nun tutuklandığı haberini verir. Zira yaşadıkları köydeki bütün erkeklerin silah sakladıklarına dair bir iddia vardır. Silahlar teslim edilene dek tutuklananlar da serbest kalamayacaklardır. Fakat ne Berfe’nin ne Jiyan’nın saklanan herhangi bir silahtan haberi vardır. İkisi çaresiz biçimde bir silah bularak karşılığında Temo’yu kurtarmak için yola koyulur. Yakın dönem Türkiye sinemasının yetenekli isimlerinden Hüseyin Karabey’in yönetmenliğini üstlendiği film, “tebessüm ile gözyaşının” harmanlandığı bir yapım olarak ifade ediliyor.
Emrah askerliğini henüz bitiren ve annesiyle birlikte yaşayan sessiz ve içine kapanık biridir. Çekmecesinde, askerde öldürdüğü bir gerillanın mektubu bulunmaktadır ve bir gün cesaretini toplayıp mektuptan adresine bakarak mektubu, öldürdüğü adamın sevgilisi olan Zeynep'e bırakır. Ancak yine de içi bir türlü rahat edemez. Yeni bir işe girer, güvenlik görevlisi olur. Ne var ki iş yeri olan küçük odada geçirdiği zorlu saatler ve kabuslar yüzünden zor zamanlar geçirmeye devam edecektir.