Sınır ötesi tezkere TBMM'de kabul edilerek 1 yıl daha uzatıldı

 

TBMM Genel Kurulu'nda, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyon konusunda Hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi.
 
Genel Kurul'da, CHP'nin muhtarların sorunlarıyla ilgili, MHP'nin de belediyelerle ilgili araştırma önergelerinin bugün ele alınması yönündeki grup önerileri kabul edilmedi.
 
TBMM genel Kurulu'nda daha sonra terörle mücadelede kapsamında, Irak'ın kuzeyine sınır ötesi operasyon konusunda Hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi'nin görüşülmesine geçildi.
 
MHP Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Oktay Vural, 13 Ekim'de Ankara'da teröre karşı düzenlenecek mitingin, siyasi iradenin talebi üzerine iptal edildiğini söyledi. 
 
 

Vural: Bu tezkere PKK'yla müzakere için değil

 
 
Vural, TBMM olarak Hükümet'e, PKK'yla müzakere etmesi için değil; mücadele etmesi için yetki verdiklerini belirterek, "Taraf haline getir diye değil, bertaraf et diye veriyoruz. Bu milletin egemenliğini ortadan kaldırmak isteyen, güvenliğimizi ortadan kaldırmak isteyenlere karşı, egemenliğimizi temsil eden Türk bayrağımızın orada hakim olmasını istiyoruz" dedi.
 
 

BDP'li Buldan: Bu bir savaş hazırlığı

 
 
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Meclis'in açılışının hemen ardından TBMM gündemine gelen konulardan birinin yine "savaş" tezkeresi olduğunu, bunun, adeta her yıl tekrarlanan bir rutin haline geldiğini söyledi. Buldan, Meclis'in ilk mesaisini, "savaş hazırlıkları için yapmasının hazin olduğunu, akılla izan edilemeyeceğini" savundu.
 
Devlet tarafından, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" gibi, "hamaset" sloganlarıyla ölüme güzellik katıldığını öne süren Buldan, düşük yoğunluklu savaşın, orta yoğunluklu savaşa dönüştüğünü, savaş harcamalarına ağırlık verildiğini iddia etti.
 
Buldan, "Her seferinde 'Kürt kardeşlerim' diyorsan sonra da 'anadilde eğitim hakkı yoktur' diyorsun, inkar ediyorsun, ret ediyorsun, gasp ediyorsun. Zalimlik değilde bu yaptığınız ne? Anadiliniz size ne kadar haksa bize de o kadar haktır. Ezeli beri bu coğrafyada dili, kültürü ile Kürt olarak yaşayan bir halkın dilini asla pazarlık konusu yapmayacağı çok iyi bilinmeli. Kürtçe seçmeli dersin yeterli olduğunu kimse bize söylemesin. Anadil seçiliyor mu ki seçmeli anadil dersi olsun? Korkarım ki bu zihniyetle yakında hızınızı alamayıp, seçmeli millet kavramını ortaya atıp, seçmeli Kürt kavramını ortaya atacaksınız" dedi.
 
CHP grubu adına konuşan CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray,  Türkiye'nin çok kötü yönetildiğini, gerçeklerin Hükümet tarafından çarpıtıldığını iddia etti.
 
"Milletimize psikolojik harekat uygulayan bir Başbakan'ın zorbalık rejiminde bu kürsüde çok açık sözlü olmalıyız" ifadesini kullanan Çıray, "Suriye'nin ben düşürdüm diye ilan ettiği uçağımızda 2 şehit vermemize sessiz kalan Sayın Başbakan, isteseydi önleyebileceği elim Akçakale olayı üzerene geçen hafta alelacele savaş tezkeresi getiriyor. O kadar acele getiriyor ki sabaha alıyorlar tezkereyi. Biz acaba öğleden sonra savaşacaklar mı diye beklerken AKP sözcüleri televizyonlara dağılıp 'biz bu tezkereyi savaş için çıkarmadık' demeye başlıyorlar. Bu o kadar ileri gitti ki Sayın Başbakan blöf yapmıyoruz demek zorunda kaldı. İnandırıcılıklarını kaybettiler ama bu Hükümet'in düştüğü durum bizi üzüyor" şeklinde konuştu.
 
Başbakan'ın ve AK Parti Hükümeti'nin inandırıcılığını kaybettiğini öne süren Çıray, "Çünkü siz Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde süt dökmüş kedi gibiydiniz. Mavi Marmara olayında 9 vatandaşımız katledildi. Hala İsrail'e özür diletemediniz. En önemlisi gittikçe yalnızlaşıyorsunuz. Yalnızlaştıkça sertleşiyorsunuz. Keşke Başbakan büyük Türkiye'nin ağırlığını taşıyabilseydi. O zaman caydırıcı olmak için tezkereye gerek kalmazdı" ifadelerini kullandı.
 
Sataşma gerekçesiyle söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Çıray'ın 20 dakika konuştuğunu, ancak konuşmasında hiç fikir kırıntısı olmadığını öne sürerek, "Konuşmasında sadece hakaret var. 'Acziyet' diye, 'nankör' diye hitap ediyor. Etrafı acizlerle dolu insan başkasını da aciz olarak görür. Herhalde karşısında bir ayna var, kendisine konuşuyor" ifadelerini kullandı. Elitaş, AK Parti Kongresi'nde Barzani için "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganı atılmadığını, oradaki gençler tarafından Başbakan Erdoğan'a yönelik olarak bu sloganın atıldığını ifade etti.
 
AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, PKK'nın, Türkiye'nin gelişmesini istemeyen iç ve dış mihrakların kullandığı cinayet şebekesi olduğunu söyledi.
 
PKK'nın, Türkiye'ye karşı dışarıdan kullanılan bir maşa olduğunu ifade eden İşler, sahada çaresiz kalan, eylem yapamaz duruma gelen örgütün şimdi caddeleri, sokakları ve okulları hedefine aldığını vurguladı. İşler, "Kürt kardeşlerimizin despotizme, baskıya, zulme karşı bölgede esen bahar rüzgarlarından etkilenerek, kendilerine her türlü baskı, şantaj, tehdit uygulayan; canına, malına ve özgürlüğüne kasteden bu menfur terör örgütüne ve onun mensuplarına karşı Kürt baharı başlatmasının zamanı gelmiştir" dedi. Esed'le CHP heyetinin yanyana çekilmiş fotoğrafını gösteren İşler, "İşte Esed'le yanyanasınız" dedi.
 
Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Barzani'nin AK Parti Kongresi'nde, alkışlarla karşılandığını, "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratları atıldığını söyledi. "2007'den bu yana aldığınız tezkerelerin hangisini kullandınız?" diye soran Hamzaçebi, "Cumhuriyeti o zamanki milletin temsilcisi olan CHP kurdu, biz bununla övünüyoruz ama anlaşılan sizin cumhuriyetle bir sorununuz var" diye konuştu. Hamzaçebi, "Evet Esed'e gittik, sorunu yerinde tespit etmek için gittik ama Başbakan gibi tatil yapmadık" dedi.
 
Bunun üzerine kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Esed'i Türkiye'ye davet ettiğini inkar etmediklerini ifade ederek, "Misafir olarak davet etmiştir, Türk milletinin evsahipliği çerçevesinde yerinde 'hoşgeldiniz' demiştir, bunu 50 kere anlattık, arif olana bir kere anlatmak yeter" diye konuştu.