Erbakan Vakfı Sinop il temsilcisi İsmail Teziç, Sinop'un girişinde bulunan ve kaldırılmasını istedikleri Diyojen heykeli için basın açıklamasında bulundu.
Teziç açıklamasında “Biz sanata ve heykellere karşı değiliz. Heykelin arkasına sığınarak Yunan felsefesini, Yunan ideolojisini Sinop’a yapıştırmalarına karşıyız” diyen gerici vakıf temsilcisi “Diyojen heykelinin Sinop’un girişinden alınmasını ve Balatlar yapısına götürülmesini istiyoruz. Bunun olması için çabalayacağız. Gerekirse imza kampanyası, gerekirse devamlı burada basın toplantısı yaparak sonuna kadar mücadelesini vereceğiz” dedi.
Diyojen heykeli
Diyojen’in anısını yaşatmak için 2006 yılında Sinop’un girişine heykeli dikilmiştir. Elinde fener ve yanında köpeğiyle birlikte tasvir edilen yaklaşık altı metrelik mermer Diyojen heykeli, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü öğretim görevlisi Turan Baş önderliğinde 25 kişilik ekip tarafından altı ayda hazırlanmıştır.
Diyojen (Diogenes), MÖ 412 (ya da MÖ 404) – MÖ 323 yılları arasında yaşamış Kinik felsefesinin öncüsü ünlü filozoftur. Sinop’ta doğmuş Korint’de ölmüştür. “Sinoplu Diyojen” ve “Kinik Diyojen” olarak da bilinmektedir. Diyojen, medeniyeti reddetmiş ve medeniyet içerisinde medeniyetten uzak bir şekilde yaşamaya çalışmış bir antik çağ filozofudur.
Sıklıkla 10.- 11. yüzyılda aynı bölgelerde yaşamış Bizans subayı, dönemin prensesi Evdoksia ile evlenerek imparator olan 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Alparslan’a yenilen Romen Diyojen (IV. Romanos Diogenes) ile karıştırılmaktadır.
Diyojen yoksulluk içinde yaşadığı, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığı halde, herkesin aynı şekilde yaşaması gerektiğini savunmamıştır. Kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. İnsanın kendi kendine yeterli olabilmesi gerektiğini savunmuştur. Uygarlaşmanın getirdiği kurallara ve araçlara bağlı olan bir yaşamı reddetmiş, yaşamın doğal ve sade olması gerektiğine inanmıştır.
Kendi açısından sade ve doğal, toplumsal değerler açısından ise sefil denebilecek bir yaşam sürer. Ona göre, sade bir yaşam tarzı, sadelikten başka, örgütlenmiş, dolayısıyla uzlaşımsal toplumların görenek ve yasalarını da önemsememek anlamına gelir. Diyojen, doğaya aykırı bir kurum olan ailenin yerini, kadınların ve erkeklerin tek bir eşe bağlı olmadığı, çocukların ise bütün toplumun sorumluluğunda bulunduğu doğal bir durumun alması gerektiğini savunmuştur.
Atina’da tanıştığı Sinizm öğretisinin kurucusu Antisthenes kendi felsefe ve öğretisini Diyojen’e öğretmiştir. Sokrates’den ders alan Antisthenes, Sokrates’in ölümünden sonra kendi okulunun başına geçip gerçek erdemin kişinin kendine egemen olmasına, tutkularından ve öbür insanlara bağımlılıktan kurtulmasına dayanan kinik felsefesinin kurucularından olmuştur. Diyojen, Atisthenes’in doğaya uygun yaşam çağrısına uymuştur. Hayatını son derece fakir olarak geçiren Diyojen’in içinde yaşadığı bir fıçısı ve bir çanağı vardır. Rivayetlere göre bir gün bir çeşme başında avucu ile su içen bir çocuğu gördüğünde “Bu çocuk bana fazladan eşyam olduğunu öğretti” diyerek elindeki çanağı da atmıştır.