TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen 5 bin ton et ithalatını da öngören anlaşmaya muhalefetten şerh konularak, "Türkiye'nin geneli bir buğday ambarı olarak nitelenirken iç pazardan almak yerine, Sırbistan'dan buğday ithal etmek, yerli üretici açısından bir nevi kırbaç cezasıdır" denildi.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilen ve muhalefet partilerin tepkisiyle kabul edilen Sırbistan’la serbest ticaret anlaşması Türkiye'nin 5 bin ton büyükbaş hayvan etinin 'uygun gümrük vergisi indirimleriyle' ithal edilmesiyle sınırlı değil.
Anlaşmaya göre, Türkiye bu ülkeden 1.500 ton domates, 10.000 ton buğday, 15.000 ton ayçiçeği tohumu, 25.000 + 10.000 ton ayçiçeği tohumu yağı, 5.000 ton mısır, 5.000 ton soya fasulyesi, 500 ton “Yenipazar Mantısı” ithal edecek.
Buna karşılık deniz ürünü (iç pazarda tüketilmeyen yumuşakçalar dahil), domates, patlıcan, balkabağı, kabak, fındık, Antep fıstığı, kurutulmuş incir, narenciye, nar, kurutulmuş üzüm, zeytinyağı, işlenmiş zeytin ihraç edecek.
Komisyonda anlaşmaya ilişkin bilgi veren Ticaret Bakanlığı Genel Müdür vekili Mehmet Tan, serbest ticaret anlaşmasının 2010 yılı itibarıyla yürürlüğe girdiğini 2018 yılı ilk 10 ayı itibarıyla Sırbistan’dan toplam ithalatın 280 milyon dolar, ihracatın 725 milyon dolar olduğunu, son on aylık dönemler karşılaştırıldığında yüzde 20 ithalatta düşüş, yüzde 22 ihracatta artış yaşandığı bilgisini verdi.
Tan, “Mevcut hâliyle anlaşma bir mal ticareti anlaşmasıdır, sanayi ürünlerinde karşılıklı olarak bütün vergiler sıfırlanmıştır, o şekilde uygulanmaktadır” dedi.
Anlaşmanın komisyon görüşmelerinde HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, 5 bin ton büyükbaş hayvan etinin Türkiye pazarına girmesinin geçici olarak tüketiciye ucuz ama sağlık açısından denetimsiz etin sofralarına ulaşması demek olduğunu yakın zamanda yaşanan şarbon hastalıkları tespitini hatırlatarak belirtti. Etin dışında yapılacak buğday ithalatına da dikkat çeken Oruç, “Türkiye'nin geneli bir buğday ambarı olarak nitelenirken iç pazardan almak yerine, Sırbistan'dan buğday ithal etmek, yerli üretici açısından bir nevi kırbaç cezasıdır” diye konuştu.
CHP ve HDP, ‘Türkiye Cumhuriyeti İle Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasına’ muhalefet şerhi düştü. HDP’li Tulay Hatımoğulları Oruç’un Dışişleri Komisyonu Başkanlığı’na sunduğu muhalefet şerhi şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti arasında imzalanan ticaret anlaşması, Dünya Ticaret Örgütü’nün öngördüğü ikili veya çok taraflı “en çok kayırılan ülke” (MFN – Most favoured Nation) esasına dayalı vergi indirimli veya tamamen vergisiz ithalat-ihracat anlaşmasıdır. Bu tür ticari anlaşmaların temel hedefi her iki ülkede bulunan üreticilerin mümkün olduğunca en üst kâr marjını yakalaması ve diğer yandan da her iki ülkedeki tüketicinin kaliteli ve ucuz ürünlere erişmesinin sağlanmasıdır.
Ancak, ithalat ve ihracat kalemleri ve miktarlar belirlenirken, sorumlu hükümetler yerli üreticinin imtiyazlarını ve sürdürülebilir gelişimini gözetmelidir. Serbest Ticaret Anlaşması imzalayan bir hükümet kendi kalkınma planı çerçevesinde bir yandan üreticisini ihracat boyutuyla desteklerken, diğer yandan fiyat riskini yükseltebilecek iç pazar talebini daraltmadan kontrollü bir ithalat dengesinin yakalanmasına odaklanmalıdır. Aksi durumda vergilerden muaf tutulmuş ithal ürünlere karşı, yerli üreticinin rekabet imkânı kalmaz ve yerli üretici, bir grup ayrıcalıklı ithalatçıya ve piyasayı kontrol eden komisyonculara ezdirilmiş olur. Özellikle ekonominin temelini oluşturan tarım ve hayvancılık sektörümüz bu bağlamda ciddi bir risk altındadır.
Anlaşmaya dair Protokol 1’in birinci ekinde açıklanan Sırbistan’dan Türkiye’ye yönelik ithalat kalemlerine bakıldığında göze ilk çarpanlar arasında;
1- %100 MFN indirimli 5.000 ton büyük baş hayvan eti
2- %70 MFN indirimli 1.500 ton domates (Haziran-Eylül ayları arasında)
3- %100 MFN indirimli 10.000 ton buğday
4- %100 MFN indirimli 15.000 ton ayçiçeği tohumu
5- %100 MFN indirimli 25.000 + 10.000 ton ayçiçeği tohumu yağı
6- %100 MFN indirimli 5.000 ton mısır
7- %100 MFN indirimli 5.000 ton soya fasulyesi
8- %100 MFN indirimli 500 ton “Yenipazar Mantısı”
Tarım, gıda ve hayvancılık sektörümüzü ilgilendiren daha pek çok ürün için Sırbistan’dan yüksek miktarda vergisiz veya vergisi büyük oranda azaltılmış ürünlerin ithal edilmesi demek, Türkiye’deki üreticinin rekabet gücünü, üretim kapasitesini ve iç pazar hâkimiyetini zayıflatacaktır.
Anlaşmaya dair Protokol 1’in ikinci ekinde açıklanan Türkiye’den Sırbistan’a yapılacak ihracat kalemlerinden bazıları şöyle;
1- %100 MFN indirimli 1.000 ton deniz ürünü (iç pazarda tüketilmeyen yumuşakçalar dahil)
2- %50 MFN indirimli 3.500 ton domates (mayıs-eylül dönemi arasında %20 ek mevsimsel vergi)
3- %100 MFN indirimli 500 ton patlıcan
4- %50 MFN indirimli 2.000 ton balkabağı, kabak
5- %100 MFN indirimli 1.000 ton fındık
6- %100 MFN indirimli 200 ton Antep fıstığı
7- %100 MFN indirimli 1.000 ton kurutulmuş incir
8- %100 MFN indirimli 50.000 ton narenciye (portakal, mandarin, greyfurt, limon)
9- %100 MFN indirimli 1.500 ton nar
10- %100 MFN indirimli 1000 ton kurutulmuş üzüm
11- %100 MFN indirimli 2.000 ton zeytinyağı
12- %100 MFN indirimli 750 ton işlenmiş zeytin
Yukarıdaki spesifik ürünlerin bir kısmı, yerli üreticinin Sırbistan özelinde dış pazarda yüksek kâr imkanını arttırabilmekle birlikte, iç pazardaki arz-talep ve fiyat dengesini Türkiyeli tüketici lehine koruması da mutlaka dikkate alınmalıdır.
Yukarıda elde edilen tespitlerden yola çıkılarak, öngörülen ihracat ve ithalat dengesinin Türkiyeli hayvan ve tarım üreticilerinin aleyhine olduğu görülmektedir. 5.000 ton büyük baş hayvan etinin Türkiye pazarına girmesi, geçici olarak tüketiciye ucuz ama sağlık açısından denetimsiz etin sofralarına ulaşmasını sağlasa da uzun vadede dışa bağımlı ve hayvancılık sektörünün sürdürülemez bir noktaya sürüklenmesine sebep olacağı anlaşılmaktadır. Türkiye’nin geneli bir “buğday ambarı” olarak nitelenirken, iç pazardan almak yerine, Sırbistan’dan buğday ithal etmek, yerli üretici açısından bir nevi kırbaç cezasıdır. Yerli buğday üreticisi, neredeyse maliyetin altında buğdayını satmaya zorlanmakta ve buradan tek kâr elde eden kesimler komisyoncular ve iktidar partisine yakın gıda sanayicileridir. Buğday üreticilerimiz elde ettiği parayla geçinemezken, iç pazarı sömüren Ülker, Şölen, Torku, Saray ve benzeri büyük gıda sanayii grupları iktidar desteğiyle vergisiz buğday ithalatıyla yerli üreticiyi tehdit etmektedir.
Kısacası vahşi kapitalizmin temeli olan sömürü modelleri arasında ucuz ham madde uğruna yerli üretimi vergisiz ithalat ile hizaya getirmek ve vergiler ile komisyoncular arasında yerli üreticiyi boğmak, bu ikili serbest ticaret anlaşmasıyla bir adım daha pratize edilmektedir. Buna benzer ikili serbest ticaret anlaşmalarıyla yerli üreticilerin daha düşük kâr marjıyla veya zararına mallarının satışa zorlanması kabul edilemez. Bu ikili anlaşma, yerli üreticinin sürdürülebilir üretim imkânlarını kısıtlama riskini oluşturması sebebiyle bu anlaşmaya muhalefet şerhimizi düşüyoruz.
Diğer yandan söz konusu anlaşmanın veya anlaşmanın ek protokollerinde yapılacak olası değişikliklerin onaylanmasına dair meclis yetkilerinin anayasada belirtilen “güçler ayrılığı ilkesi” ve halk iradesinin temsili ile çelişecek bir şekilde anlaşmada düzenleme yapma ayrıcalığının Cumhurbaşkanı’na devredilmesine özellikle karşı çıkıyoruz.
---
CHP’li Utku Çakırözer, Ahmet Haluk Koç, Mehmet Güzelmansur’ın imzalarıyla sunulan muhalefet şerhi şöyle:
Protokol I Ek II’de Sırbistan’dan Türkiye’ye ithal edilecekler ürünlerin listesi ve ithalat koşulları yer almaktadır. İthal edilecek ürün listesine bakıldığında Türkiye’de yetişen bir çok tarım ürününe ek olarak 5000 ton/hl büyükbaş hayvan etinin de Sırbistan’dan ‘uygun gümrük vergisi indirimleriyle’ ithal edileceği anlaşılmaktadır. Söz konusu ithalatta, Sırbistan’a %100 oranında ‘En çok gözetilen ulus (MFN – Most Favoured Nation)’ vergisi indirimi yapılacak olması düşündürücüdür.
Et ve Süt Kurumu ve özel kesimhanelerin hayvanını kestirmek isteyen çiftçilere üç ay sonraya gün verdiği, depoların dolu olduğu ve artan et stokunu eritmek için pazar arandığı bir ortamda, hâla et ithalatının yapılması bu işten rant elde edildiğinin bir göstergesidir. Ek olarak, Türkiye’de tarım ve hayvancılığın gerilediği bir dönemde böyle bir anlaşmanın yapılması halkımızın menfaatlerine aykırıdır.
Bu sebeplerle, Sırbistan Cumhuriyeti Hükümeti’yle imzalanan söz konusu Protokol’e Cumhuriyet Halk Partisi olarak muhalifiz.