Natasha Breed - BBC Türkçe
Normandiya, Fransa
Yılın bu zamanında sirkler İngiltere'de çeşitli şehirleri dolaşır.
Ama giderek artan şekilde, sirk dendi mi ilk alan gelenler arasında olan aslan ve kaplanlar yok ortalıklarda.
Avrupa'nın bazı bölgelerinde ise, hayvanların gösterilerde kullanılmasının günü geçmiş değil.
Normandiya'nın güney ucunda Parc Naturel du Perche var.
Fransa kırlarının güzel bir örneği burası...
Geniş ormanlar arasında akarsular, yürüyüş yolları, çiftlikler ve meyve bahçeleriyle dolu.
Norman ahırları, yerel elma şarabı ve ağır yük çekmek için kullanılan sağlam Percheron atları ile ünlü bir yer...
Alışkın olduğum Kenya bozkırlarlarından çok farklı bir pastoral manzara bu.
Burada Perche'nin ortasındayım ve on metreden az bir uzaklıkta karşımda bir yetişkin aslan var. Yaklaşık dört yaşında...
Kalın sarışın bir yelesi ve soluk pembe bir burun var. Başını kaldırmış, bir sfenks gibi bana bakıyor.
Bir ağacın gölgesinde uzanmış tembel tembel ovaları süzen böyle bir aslanı kaç kez gördüm kim bilir?
Ya da bir dişi aslanın, aslanlara özgü bir tarzda, onunla yüzünü sürterek selam vermesini?
Veya, yavruları üzerine tırmanıp, kuyruk püskülüne saldırdığında babacan bir hoşgörü ile gözlerini kapatırken, üst dudağının alaycı bir şekilde seyirmesini?
Yıllarımı Afrika'da yaban hayatı film ekipleriyle aslanları takip ederek geçirdim ve büyük kedilerin gözlerinden duygularını okumayı öğrendim.
Bir aslanın bakışlarında, herhangi bir yanlış hamle yaparsanız işinizin biteceğini mideniz burkularak hissettiren sezgiyi edindim.
Gözbebekleri daralır ve bakışları % 100 üzerinize odaklanır.
O an aslanla gözgöze gelen avının neler hissedeceğini anlarsınız.
Bu hayvan, yorgun ve moralsizdi, hatta daha önce hiç görmediğim şekilde, canı sıkılmıştı.
Sirk kurulduğunu fark ettiğimde, yerel pazar kasabasına gidiyordum.
Kalabalık yol boyunca kullanılmayan bir süpermarketle karşı karşıya, bir McDonalds, bir araba yıkama yeri ve tamirat malzemeleri satan bir dükkan vardı.
Ama bugün, terk edilmiş mağazanın otoparkı etrafında bir yarım daire çizecek şekilde dizilmiş bir çadır ve römorklar vardı.
Römorkların bazıları kafesliydi ve ben kafeslerden birinde bir aslanın tanıdık formu ile karşı karşıya geldim.
Sonra yol kenarında sokak lambaları, otobüs durakları ve çöp kutularının üzerindeki posterleri fark ettim.
"Hayvanat Bahçesi'ni ziyaret edin" başlığı altında beyaz kaplanlar ve aslanlar yanan halkalar içinden atlıyor ya da görkemli biçimde poz veriyorlardı.
Sirkin beş gün boyunca şehirde olacağını okudum.
Arabamı park ettim, yolu geçtim ve sirke yaklaştım.
Bir adam bir römork kamyondan ayırıyordu; ona ortalıkta bir tur atıp atamayavcağımı sordum.
Ona yaklaştıkça bu aslanın gözlerinde en ufak bir titreme bile yoktur.
Gözlerinde ne ilgi göstergesi bir parıltı, ne sarsılmaz niyet, ne de eğlenceli bir kıvılcım vardır.
Genellikle, herhangi bir kedi için, hareketli bir hedef bir eğlence kaynağıdır; sonunda ister ona yem olsun ya da olmasın.
Afrika'da aslanlar bir insan yaklaştığında tetikte olmayı pek iyi öğrenmiştir.
Ancak bu aslan ben yaklaştıkça böyle bir tepki vermiyordu.
Sigarasının kıvrılarak yükselen mavi dumanı arasından bana gözlerini kısarak baktı ve başını salladı.
Asfalt halatla çevrelenmiş bir köşesinde dört deve duruyordu.
Ne çim, ne ağaç.
Sadece otoparkın beyaz çizgileri ve ince gölgesiye bir sokak lambası.
Altında da acınası halde duran dereler.
Ötesinde, başka aslan ve kaplanlar ile diğer bir römork...
Evet, orada beyaz olanlar da vardı.
2 metreye 12 metrelik araçta bölmeler içinde en az altı büyük kedi duruyordu.
Bazıları uyuyor, diğerleri oturmuş ya da ayakta, donuk gözlerle, trafiğe ve geçen yayalara bakıyordu.
Birleşik Krallık hükümeti yakınlarda, İngiltere'deki sirklerde vahşi hayvanların kullanımını yasaklayan yasanın 2015 yılında yürürlüğe gireceğini duyurdu.
Kim bilir kaç büyük kedi, fil ve diğer hayvanlar vahşi sonsuzlukları hiç bilmeden, kafes parmaklıkları ardından dünya izliyordur?
Bunun yerine, bir kasabadan diğer kasabaya seyahat ederken seyrettikleri katranlı yolların bulanık izlenimlerini akıllarına kazıyarak.
Korkutucu, titrek alevlerle yanan halkalardan atlamak ya da kamçı şaklamaları ve yaygara dolu alkışlar arasında dans edip, amuda kalkmakla geçen bir hayat.
Korkunç cezaevlerinin bezginliği...
Ve bitmez tükenmez bir sürgünün umutsuz monotonluğu.