Şirketlerin başı sadece küresel krizden dolayı ağrımıyor. Piyasalardaki sıkışıklığı fırsat bilerek şirketler hakkında çıkarılan "batıyor" dedikoduları tüm sektörlerin en büyük sıkıntılarından biri haline geldi. Dedikodu mağdurları bir yandan sipariş iptalleriyle karşılaşmamak için iş yaptıkları firmalara, diğer taraftan da bankalara karşı dert anlatıyor. Özellikle bankacılık, tekstil ve otomotiv gibi krizde en fazla yara alan sektörlerlerde devrede olduğu belirtilen "fısıltı gazetesi"nin herkese büyük zarar verdiğini belirten şirketler, bu gidişe dur demek için harekete geçti. Merter Markalar Birliği'ne (MMB)üye 340 firma gazete ilanları ile "Batmıyoruz, hakkımızda çıkan haberler asılsız" diyerek fısıltı gazetesine karşı atağa geçecek. Aynı zamanda MMB Koordinatörü de olan Wenice Kids CEO'su Oktay Özdemir, "Fısıltı gazetesini çıkartan ve yayan firmalar daha kriz başlamadan sıkıntıda olanlar. Şimdi bu krizi fırsat bilerek başka firmalara kara çalmaya çalışıyorlar. Biz de bunun için karşı atağa geçiyoruz" açıklamasını yaptı. Bazıları krizi fırsata çevirme derdinde Krizin ağır etkisini hissettirmeye başladığı eylül ayından itibaren fısıltı gazetesinin devrede olduğunu altını çizen Oktay Özdemir, tekstil sektörünün durgunluktan etkilendiğini ancak iyi durumda olan firmaların bile dedikodulardan etkilendiğini söyledi. Özdemir, şöyle devam etti: "Özellikle son dönemde bir takım çevreler rekabette öne çıkmak için dedikodular çıkartıyor. Bu söylentilerin kaynağına baktığımızda gördüğümüz manzara çok açık. Fısıtlı gazetesini kriz başlamadan sıkıntıda olan firmaların çıkarttığını görüyoruz. Bu firmalar krizi bahane ederek kendileri başkasını da sıkıntıda gibi gösterek prim yapmaya çalışıyor. Kendilerince krizi fırsata çevirmeye çalışıyorlar." Özdemir, sektörde büyük bir rahatsızlık yaratan fısıltı gazetesini susturmak için MMB olarak kampanya hazırlığında olduklarını açıkladı. Aslında sektörün geleceğinin parlak olduğunu ve bu fısıltı gazetesinin özellikle yabancılar üzerinde çok olumsuz bir etki yarattığını söyleyen Özdemir, "Bu haberler yabancıları yerlerinden zıplatıyor. Batma hikâyelerini spekülasyona dönüştürüp fiyatlara ciddi oranda zam yapan hammaddeciler bile var" diye konuştu. Dedikodular yabancıyı yerinden zıplatıyor Loft ve Colins gibi markalarının sahibi Eroğlu Şirketler Grubu'nun sahibi Nurettin Eroğlu da sürekli batan firma haberleri duyduklarını ancak hangisine inanacaklarını bilemediklerini söyledi. Eroğlu, "Daha geçen gün çok önemli bir ihracatçımızın battığı haberi geldi, inananamadık. Hemen telefona sarıldık. Doğru değilmiş. Sıkıntıyı abartarak anlatmayı seçenlerin sebeplerini bilemiyorum. Dedikodu yapmak yerine işimize bakıp bu krizi atlatmak için uğraşmamız lazım" açıklamasını yaptı. Bankacılık sektöründe de durum pek farklı değil. Bir bankanın şube müdürü başından geçen bir olayı şöyle anlattı: "Kişisel bir işlem için başka bir bankaya gittim. Müdürün odasına girdiğimde tanık olduğum konuşmaya inanamadım. Müdür önünde oturan müşterisini bizim bankanın battığına ikna etmeye çalışıyordu. Bir süre kimliğimi saklayarak dinledim, ancak daha sonra dayanamadım konuşmaya dahil oldum. Bunu yapmak yasak, piyasada tehlike yaratıcı haber yayamazsınız. Sektörün şunu anlaması lazım: Biz batarsak hep beraber batacağız." Fısıltı gazetesi hem batırır hem parlatır Pazarlama uzmanlarına göre, fısıltı gazetesinin firmalar üzerindeki etkileri çok yüksek. Uzmanlar "Batıyor, zorda" gibi olumsuz yönde yayın yapması durumunda şirketlere büyük zarar verebilen fısıltı gazetesinin ürün tanıtımlarında da etkili bir iletişim aracına dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Türkiye'ye Marka Konferansı için gelen dünyaca ünlü tüketici davranışları uzmanı, Amerikan pazarlama ve danışmanlık şirketi Mind/Share'nin sahibi Michael R. Solomon, "Reklam tek baţýna ürünü sattýrmaz, ürünü sattýran fýsýltý gazetesidir. Reklam bilinç oluţturur, ama birçok tüketici reklamýný gördüđü için deđil, arkadaţýndan duyduđu için ürünleri satýn alýr" açıklaması ile dikkat çekmişti. E-mail zincirleri de sıkıntı yaratıyor Şirketlerin başı fısıltı gazetesi ve e-mail zincirleri ile yapılan karalama kampanyaları ile sık sık ağrıyor. E-mail mağdurları arasında Tema Mağazacılık, Danone ve Polonez gibi Türkiye'nin önde gelen firmaları da yer alıyor. Tema Mağazacılık bünyesindeki LC Waikiki 2007'de "Leyla Zana satın aldı. Ürünlerin parası da terör örgütüne gidiyor" e-maillerine maruz kalmıştı. Fransız yoğurt ve puding markası Danone ve Polonez Sucukları da internetten bu tür bir saldırıya uğramıştı. Danone, "Ürünlerinde çocukların zihinsel ve bedensel gelişimini etkileyecek maddeler katıldığı, bu yüzden satın alınmaması" gerektiği yönünde karalama kampanyasına, Polonez Sucukları da "Ürünlerinde domuz eti kullanıyor" iftirasına maruz kalmıştı. Kampanyayı rakiplerinden birinin başlattığını ortaya çıkaran Polonez, karşı kampanya ile satışlarında yüzde 37'lik artış yakalamıştı.